P1| BÖLÜM 14

70 52 81
                                    

Gizem: Her zamanki yere gelebilir misin?

Gizem: Bana sinirli olduğunu biliyorum ama bence bunu halledebiliriz.

Gizem: Gerçekten artık böyle olmak beni üzüyor.

"Bize yakınlaşmaya çalışacak." dedi arabayı kalacağımız yerin önüne park ederken.

"Özellikle de seninle." dedi Yakamoz arabanın kapısını açarken.

"Biliyorum." dedim sakince. Arabadan çıktığımda aklıma takılanları dillendirdim.

"Sizce taşın sahte olduğunu farketmiş olabilirler mi?" çantaları elime alırken Rüzgar bina kapısının şifresini giriyordu.

"Kaldığımız yeri öğrenmeye çalışacak büyük ihtimalle ilk önce." dedi aynı zamanda kapıyı bize tutarken.

"Daha sonra taş hakkında detaylar öğrenmek isteyecek. Hatırlayıp hatırlamadığını test edecek. En ufak bir hatan bizi ele verir Derya." diye devam etti sözüne.

"Artık bir değiliz. 3 ortak nasıl bölündüyse biz de bölündük. Gizem senelerce seni kontrol etti. O annesinin himayesi altında. Amcamın ise hiç görmediğim bir oğlu var. Adının Ege olduğunu biliyorum sadece. Kuzenim diye demiyorum ama baya yok gibi birisidir." dedi Yakamoz merdivenleri adımlarken.

"Sadece fotoğrafını gördüm." diye tamamladı sözünü.

"Biz ise... Biz sadece biziz. Yakamoz'un babası bu işe dahil olmayacak. Zaten seneler önce oğlu alındığında bunu apaçık bir şekilde belirtmişti." dedi Rüzgar.

"Biz sadece biziz." dedim ve kıkırdadım. İkisinin de yüzünde tebessüm oluştuğu sırada ofise girdik. Salon olarak tahmin ettiğim yerde upuzun bir mutfak tezgahı onun yanında ise buzdolabı vardı.

Beyaz duvarları gözlerimle süzdükten sonra karşımda duran iki odaya baktım.

" Rüzgar burada 2 tane oda var." diye seslendim odalardan birine giriş yaptığım sırada.

"Evet. Ben de babamdan anahtarı alırken öğrendim.

Bembeyaz odalarda sadece dolap ve çift kişilik yataklar vardı. " Baban burada hiç yaşadı mı? " diye sordu Yakamoz ben onların yanına yaklaşırken.

" Evet odalardan birini kullandı zamanında. Zaten yeni bir yer değil." dedi ve buzdolabını açıp içerisine suları yerleştirdi.

"Market alışverişi lazım." diye söylenirken telefonundan ayırmadı gözlerini. Yakamoz'a döndüm.

"Rüzgar alışverişi yaparken ben de Gizem ile buluşsam olur mu?" dediğimde başıyla beni onayladı.

"Dışarı çıkma." dedim ona sarılırken.

"Kullandığın kelimelere dikkat et Derya. En ufak bir hatan bile seni de bizi de tehlikeye atar." dediğinde başımla onayladım onu.

Siz: Her zamanki yerde.

Gizem: Yakınlardayım hemen geçiyorum.

Bina dışarısını çıktığımda derin bir nefes aldım. Oksijen akciğerlerimde ferahlamaya sebep olurken kendimi sanki nefes almaktan alıkoyuyor gibi hissettim. Gökyüzünden bakışlarımı telefonuma çevirdiğimde Yakamoz'dan gelen mesaja girdim.

Çocukluğum: Seni seviyorum.

Çocukluğum: Seni çok seviyorum sanırım.

Siz: Sanırım ha! Bunu değerlendireceğim beyefendi.

Çocukluğum: Batırdık gene.

YAKAMOZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin