-Kanatsız uçmak-
Kasım, 2019
Zihnim bir anahtar, peki kilidi kırılmış düşüncelerim acaba ne taraftalar?
Hiç görmediğim bir derinliğin içindeyim, hissettiğim onca şey olmamalı bir hata.
Olma pişman,
Dinlemen gereken melekler, kanatları yoksa uçmaktan bir haberler.
Dinlemen gerekenlerse şeytanlar, kanatsız uçmak istiyorsan şimdiden.Şimdi bakıyorum gökyüzüne doğru, karşımda bana benzeyen biri duruyor. O ben değilim buna eminim, sadece bana benziyor o kadar.
Çünkü o bana diyor ki; dinle melekleri ve uçmayı deneme çünkü kanatların yok.
Bende diyorum ki; kanatsız da uçabilirim.
Sonra onca düşünce ve tartışmanın içerisindeki ben, kafamın içindeki karmaşadan bir şekilde yolumu bulmaya çalışırken yine o geldi.
Onun gelmesiyle gözümün önündekiler yok oldu, kafamın içindeki değişik sesler kayboldu.
Dün geceden beri duymadığım sesiyle seslendi "Ne düşünüyorsun?"
Onu ne kadar çok özlediğimi fark ettim. Aradan belki 24 saat bile geçmedi fakat kulaklarım ses tonunu duyduğu gibi uyardılar beni. Bu uyarı ile elim hızlanan kalbime doğru gitti.
"Hey" dedim kafamın içinde "Hey yavaşla, bana yaşadığımı düşündürüyorsun." Çünkü biliyorsunuz ben ölüydüm, yoksa kocaman derinliğin içinde nasıl nefes alabilirdim ki? Benim balıklar gibi solungaçlarımda yoktu ya da özel güçlerim.
Ne zaman yanıma ulaştığını anlamadığım gül çocuk yine o gün terasta karşılaştığımız gibi duvara çıktı ve yanıma oturdu.
"İyi misin?" Dedi gözleri kalbimi tutan ellerime kayarken. Kafamı evet anlamında salladım.
Onun bir sıkıntısı var gibiydi, çünkü parmakları sürekli elleriyle oynuyor ve arada derin nefesler veriyordu. Bir şeyler anlatmak istiyor fakat bir yandan çekiniyor gibiydi? Onu ilk defa bu kadar gergin görüyordum.
Ne kadar merak etsemde sormadım çünkü içimdeki dal kız bir yerlerde hâla gül çocuğa kırgındı ve bana arkasını dönmüştü bu da şu demek oluyordu; şu an kontrol benim elimdeydi.
Ben dal kız gibi değildim; o, o biraz daha canlı gibiydi. O sevgiden besleniyordu.
Bense öfkeden, yalandan, tükenmişlikten kısaca kötü her şeyden.
Aramızda geçen uzun bir sessizlikten sonra konuşmaya başladı gül çocuk "Biliyor musun dal kız? Son zamanlarda o kadar çok yoruluyorum ki güllerimi sulayacak enerjiyi bile bulamıyorum." Biliyor musun gül çocuk? Ben sonsuz zaman içinde o kadar yoruluyorum ki hiçbir şey yapacak enerjiyi bulamıyorum.
"Ama..." ama? "Ama körelmiş hislerim bazen dal kızın çatıda olduğunu hissedip çiçeklerim için bir kat inemeyen beni beş kat yukarıya çıkarıyor ve kendimi yanında buluyorum." İçimdeki dal kız hareketlendi birden. Oturduğu duvar kenarından kalktı ve kulaklarımın dibine oturdu, söylenenleri daha iyi duyabilmek için. "Neden böyle hissediyorum bilmiyorum. Dün, dün sen beni ardında bıraktığında hasta gibi hissettim, ilk defa buraya ait olduğumu kabul edesim geldi. İlk defa gitme planlarımın peşini bırakıp dal kızı tutmak istedim."
"Biliyor musun?" Dedim bende. "Körelmiş gözlerim kendi karanlığında rahatken seni görmek için birden ışıldıyor." İtirafımla suratında bir gülümseme belirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fernweh / Taelisa²
FanfictionHâla elimde duran güle elimi uzatıp iki yaprağını tutup çektim. Sanki kendi bombamın pimini çekiyormuşçasına. Dal kız & Gül çocuk Lalisa & Taehyung *Fernweh: Daha hiç bulunmadığın bir yere karşı hasret çekmektir. *Ağır psikolojiden etkilenecek in...