-Gül çocuk ve dal kız-
Final23 Kasım 2019 00:54
Elimdeki kalemle öylece duruyordum.
Defterin kalan son 2 yaprağını koparıp Jennie ve Hoseok'a bir şeyler yazmak için kullanmıştım bu yüzden de defterde yaprak kalmamıştı. Bugünün tarihini nereye atacağımı düşünürken defterin arka kapağının iç tarafındaki boş gördüğüm kısmı bu görev için biçilmiş bir kaftan gibi görmüş ve tam tarihi oraya atmıştım.
Hiçbir şey yazasım gelmiyordu, elimi uzatıp bir nokta bile koymak istemiyordum. Bu yüzden defterim sahte duygularla dolmasın diye içimden ne geliyorsa onu yaptım, hiçbir şey yazmadım.
Ne kadar hiçbir şey yazmamış olsamda bu boş sayfanın ağırlığı çok fazlaydı. Belki ben yazmıyorum ama kafamın içinde çoğu şeyi çoktan oraya işlemiştim bile. Belki de bu yüzden fiziksel olarak olmasada mental olarak çok ağır bir kitaptı benim gözümde.
Arkamda bıraktığım bir şey de bu olacaktı, sen; değerli defterim. Umarım mürekkebim kağıdında kurumuştur, çünkü başkasının karşısına dağılmış bir şekilde çıkmak istemiyorum.
Bugün derin uykumdan uyandığım o gündü. Bugün gözüme girecek kirleri umursamadan göz kapaklarımı sonuna kadar açacağım, kulaklarıma çektiğim kepenkleri kaldıracağım gündü.
Heyecanlıydım ama korkuyordumda. Kalemi tutan elim bazen tutukluk yaşıyor bazen vücuduma sanki soğukta kalmışçasına bir titreme geliyordu ama önemli değildi çünkü yanımda onun varlığını hissetmem beni tamamen arındırıyor, kendime getiriyordu.
O yüzden bunların geçeceğinden şüphe etmedim ve oturduğum yerden sürekli saate bakarak zamanın gelmesini bekledim.
Hayır beklediğim bir saat yoktu sadece bir işaret bekliyordum, doğru zamanın geldiğini belli eden o işareti.
Kafamın içindeki güzel kargalarım ise boyunlarını bükmüş öylece duruyorlardı. Sanırım üzgünler, eminimki başını şişirecek birileri kalmayacağı için üzülüyorlardır.
Ah benim yoldaş kargalarım, topraklarımı sarmaşıklardan korumak isterken duvarlarımın çoktan sarıldığını göremeyecek kadar kör olan kargalarım.
Kanatlarını çırpıp gidebilirlerdi, beni yalnız bırakabilirlerdi ama yapmadılar.
Sonra düşündüm dedim ki neden topraklarımda bu kadar hasar varken ben yer değiştirmeyi denemedim ki?
Bunu düşünürken neyi fark ettim biliyor musunuz? Yıllardır dikilmesini beklediğim korkuluğun ben olduğumu. Kargaların benden uzaklaşmadığını gören insanlar, işe yaramazlığımı suratıma vurmak için ezip geçmişti beni. Bende el mahkûmu durup izlemiştim sadece.
Ben bir şeyleri kendime itiraf edebilme konusunda iyiydim, bir şeyi kendime çok çabuk kabul ettirebilirdim.
Çoğu insanın yapamadığı bir şeydi bu; bir şeyi gerçekten kendine itiraf edebilmek. Kafamın içinde birden fazla kişi olmamın iyi yönü buydu işte, ben söyleyemesem öbür ben kesinlikle suratıma vuracaktı bunu.
Derin bir nefes çekip kafamı yeniden masamın üzerinde olan saate çevirdiğimde saatin hemen yanındaki tek yapraklı gül dikkatimi çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fernweh / Taelisa²
FanfictionHâla elimde duran güle elimi uzatıp iki yaprağını tutup çektim. Sanki kendi bombamın pimini çekiyormuşçasına. Dal kız & Gül çocuk Lalisa & Taehyung *Fernweh: Daha hiç bulunmadığın bir yere karşı hasret çekmektir. *Ağır psikolojiden etkilenecek in...