0.3 SUÇ

38 6 1
                                    

ÇIK!!

Kulağına gitti elleri. Duymak istemiyordu. O adamın sesi ilmek ilmek işlenmişti zihnine. Gözlerini aralamak için olağanca güç sarfetse de başarılı olamadı. Hissettiği kuru zeminin soğugu işlemişti damarlarına. Gözlerini açmak için ayrı bir güç sarf etsede istediğine ulaştı. Etraf aydınlıktı. Dışarıdan gelen kuşların şen sesi kulaklarını doldururken o bir süre hareket etmeden sadece baktı. Mahzeninin duvarlarına baktı. Kapının girişindeydi. Orada boylu boyunca uzanmış, içine işleyen soğugu sadistçe çekiyordu içine. Az önce gördüğü o şeyleri düşündü ama.. Unutmuştu! Halbuki az önce kulaklarını delip geçeceğini düşündüğü ses şimdi kaybolmuşa benziyordu. Ne gördüğünü neden burada böyle yattığını uzun bir süre hatırlayamadı.Oysa ki zihnine kazındığını dahi düşündüğü o saniyeler geriye sadece şu fikri bırakmıştı. Karma karışık bir kabustan ibaretti her şey..

......

Markete doğru adımlarını atarken birinin ismini seslenmesiyle bir kaç saniyelik yavaşlasa da kimsenin kendisinden haberdar olmadığını hatırladı. Emindi ki Akif adında bir başkasıyla aynı kaldırımı paylaşıyordu. Ama ses yaklaştı, daha net duyurdu kendini. Ve bir el omuzunda yer edinirken nefes nefese konuşmaya devam etti kaldığı yerden.

- Akiff! Sana sesleniyorum neden durmuyorsun? Arkandan koşturuyorum dakikalardır.

Akif yüzünü döndüğü adamı inceledi bir süre. Bu yabancı kimdi? Kendisini nereden tanıyordu? Neden arkasından koşturuyor ona sesleniyordu? Kendisinin yaşlarında ki adam elleri dizlerinde bir süre bekleyip nefesini düzene soktuktan sonra başını kaldırdı gülümseyerek.

- Yine kayıplara karışacağını, kendini eve kapatacağını sanmıştım ama neyse ki dışarı çıkıp bu bedbahtı sevindirdin kardeşim. Bir işin var mı?

-Iıı şey ben si..

-Tamam yokmuş çok şükür. O zaman arabam şurada. Hadi benimle gel. Birlikte vakit geçiririz.

Genç adamın koluna girip hareket ettirmesiyle ne olduğunu anlamadan kendini onun komutlarıyla hareket ederken buldu. Bu adam kimdi? Kim? Kim?

Gülümsemesine takılı kaldı gözleri ve sonra bir hayal gibi gelip oturdu zihnine. Dün yok hayır ondan önce ki gün misafirliğe gittiği komşunun oğluydu bu adam. İsmi Ahmet.. İçi rahatladı. Tanımadığı bir adam tarafından sürüklenerek götürülmüyordu en azından.

-Arabada kardeşim elif de var. Onu dersine bırakıp başlarız vakit geçirmeye ne dersin?

Kafasını sallamakla yetindi Akif. Bu emri vakiyi sevdiği söylenemezdi. Aklı yeni bir şeyler yapmak için çırpınırken yüreği derin bir korkuyu avuçlamıştı şimdiden..

O ne zaman farklı bir şeyler katmak istese hayatına canını yakacak, onu durduracak elbette ki bir şey yaşıyordu. Bazen içinde ki ruhun dahi kendisinin olmadığını düşündüğü zamanlar oluyordu çünkü ruhu yakıyordu en çok canını. En fazla acıyı o ve canavar veriyordu ona. 1 dk!

Aniden durdu. Zaman durdu sanki. Her şey durdu.. 2 gündür! Evet evet 2 gündür su içmiyordu. Boğazında ki o yükü hissetmiyordu.

-Ne oldu? Neyin var Akif. İyi misin?

Eli yoklarcasına boğazına yapıştı. Sanki şimdiye kadar bir yumru vardı da şimdi azalmıştı. Sevinçle gözleri kapandı. 'Şükür Allahım'.. Biri konuşmuştu. Biri Şükretmişti. Hızla açtı gözlerini. Ona uzaylı görmüş gibi bakan Ahmeten başka kimse göremedi. Demek o demişti. Hayır o dememişti. O onu inceliyordu neden şükretsindi ki?

CEHENNET II (Mahşerin kapısı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin