0.6 ا

40 5 2
                                    

Ucu bucağı görünmeyen sık ormanların arasında ki o nadide çiçek sensin.. Aranmışsın ama bulunmak için hakiki bulanını arıyorsun. Adını nazlı koymalılardı senin..

'Bir kriz geçirdin. Uzun süre gözlem altında kalmalısın en azından birinin gözetimi altında durmalısın. Atak tehlikeli bir hâle bürünebilir. Yalnız kalman tehlikeli olacaktır. Ilk kez mi bu oluyor?'

'Hayır..'

'Kaç defa yaşadın bunu? Yada şunu söyleyeyim. En hafifi bu muydu?'

'Ben alıştım. Hem ne kadar doktorda muayene olsam da hiçbir sey çıkmadı. Raporum da var. Ruhsal bozukluk! Yada adı her neyse.. Deli ilân edildim. Bu sorun değil.. Alıştım ve kimseye ihtiyacım yok!'

'Akif? Seni yanlız bırakamam. Ve sorununun çaresini birlikte bulacağız! Beni bir abin yada arkadaşın bil! Sana yar-'

'İstemiyorum! Yardıma ihtiyacım yok benim! Rahat bırak yeter!..'

Sert konuşmaya başlamıştı. Çünkü acıları dinmemişti. Biliyordu ki bu kriz en hafif olanıydı.. Bunun devamında daha sert bir kriz bekliyordu onu..

'Bak!! Az önceki hâline ben şahit oldum.. Sen görmedin! Şuan ki yüzünü de görmüyorsun. Sana yardım etmeyi istemeyi geç buna mecburum!'

'Beni deney faresi olarak kullanacak,notlarında çizeceksin. Ne kadar içimde bir canavar besliyor olsamda bu saygısızlığı kendime yapamam! Sana anlattım! Okuduğun o bütün raporları defalarca inceledim. Tüm doktorluk mesleğiyle ilgili raporları dairemde bir odada saklıyorum. Her birinin altında çizgiler var ama hepsi boş! Bulamıyorum.. Bulunamıyor! Bu kaderim!! İçimdeki şeyle anlaşmaya girersem iyi anlaşıyoruz'

'Anlaşma neler?'

Bu adamın bir büyüsü olmalıydı. İstemese de sözcükleri çekiveriyordu ve engel olamıyordu akif.

'Kimseyi sevmemek.. İnsanlardan ve ve..'

'Ve ne?'

Kapının çalmasının ardından içeriye giren çiçek hanıma kaydı gözler..

'İsmail abi babam çağırıyor seni..'

'Tamam pıtırcık geleceğim az sonra!'

Çiçek hanımın şaşkın ve korku içeren göz bebeklerinde imkanı varmış gibi izledi kendisini. Canavar görünüyor olmalıydı.. Çocuğu ürkütmüştü! Gitmeliydi buradan..

Kapıyı arkasından kapattı çiçek hanım ve doğruca salona gitti. İsmail akife döndüğünde akif aklına gelen o önemli detayla göz bebeklerini sabitledi doktora. Ellerine uzandı ve yalvarırcasına konuşmaya başladı.

'Bana değil belki ama birinin senin yardımına ihtiyacı var doktor.Ona yardım et!'

'Kim?'

'Söyleyeceğim kişi istemeden ailesine duyurmayacağına kutsal mesleğin adına yemin etmelisin. Mesleğin kadar önemli bir konu bu ve en az mesleğin kadar önemli ailesinin üzülmemesi için saklıyor herkezden'

'Söyle artık kim?'

'Söz ver..'

'Söz veriyorum tamam!'

'Elif kanser..'

'Nee!!?'

*****************

'Bunu bana sormadan nasıl ismail abiye söylersin?'

Gözleri yerde,kaşlarını çatmış ve duyacaklarını merakla bekler hâldeydi elif. Günden güne benzi soluyordu. Bunu nasıl olurda farkedemezdi kimse? Gerçi dün 1 bugun 2! Kendisi ne kadar olmuştu ki duyalı?

CEHENNET II (Mahşerin kapısı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin