1.1 Zaman

16 3 3
                                    


' Zaman geçer evladım. Bir bakmışsın çoktan geçmiş en güzel yaşların..'

Elinde ki çay bardağını tabağına bırakıp soğuk havada şekiller çıkaracak kadar derin bir nefes verdi.

'Ne zaman geçmiş o yıllar diye düşünürsün. Halbuki zamanla birlikte sende çoktan  geçmişsindir.'

Gözlerini yanında ki yakışıklı yüze çevirdi.

'Tâbi sen anlamadın ne demek istediğimi. Belki dinlemedin bile.'

Derin derin dalgalara bakan adamın bakışları ısrarla kendisine dönmeyince elini bacağına koydu. Dikkatini kendine çekebilmek için.

'Evlenme yaşında geldi hâni!! Seni bir evlendirelim.'

Bakışlarında ki derinlik azalmadan yanında ki yaşlı adama çevirdi yakışıklı adam..

'Hayırlısı Bekir amca.'

Adam elini sakallarından geçirip kaşlarını çattı.

'Hayırlısı.. Tabi hayırlısı akif'im de sen daha 4 ay önce de hayırlısı diyordun şimdi de. Sen bir he diyecen yada yok diyecen ki bizde analayacağız. Hâni konuştuğu mu var? Diyorum. Yok gibi de..'

'Düşünme düşünme. Kendini de yorma. Sana yeni reçete yapalım pazartesi hastaneye uğramaya çalış. Bakalım kalp ne durumda ciğer ne alemde?'

'Kalbim de yerinde ciğerim de! Sigaraya ara ver şunu yeme bunu etme! Bunları duyuyorum sürekli senden zaten. Niye geleyim? Canım sıkılıyor,boğuluyorum yeminle sen bunu yapma şunu yapma dedikçe'

Genç adam gülümseyerek bardağı masaya indirdi. Ve ayaklandı.

'Sen gel yine de gel bakalım. Neler diyeceğimize o zaman tekrar bakarız. Hadi ben kaçar. Allah'a ısmarladık.'

Yaşlı adamda ardından ayaklandı.

'Allaha emanet!'

Yürürken zamanın çengellerinde sıyrılmış ruhunu hissetti. Ruhunun sonunda İslamla tazelendiğini biliyordu. Artık canavarla olan kavgası bitmiş,ilaçlara mahkum olsa da gerçek akifi belleğine kodlamayı başarmıştı..

Çok zor olmuştu. Yarasız çıkmamıştı elbette bu savaştan. Ama çıkmıştı nihayetinde. Bu onun için büyük bir başarıydı..

Denizden gelen hoyrat dalga sesslerini dinledi. Başını oraya çevirip dalgaların nasıl heybetli vuruşuna baktı..

Bu deniz ondan abisini almıştı. Evet! Onu çok kısa bir zamanda tekrar bulmuş ve acı bir şekilde yine kaybetmişti. Bu deniz ondan yıllar evvel elifi almıştı. Elif bu denizden bir ağustos sabahı kaybolup gitmişti..

İnsan dayanmak için bir sebep arıyordu. Kurtuluş için bir destek,bir dayanak arıyordu.. Yorulmuştu o zamanlar. Gücünün tükendiğinden öylesine emindi ki. Ve öfkeliydi. Dağa,taşa ve uçan kuşa,akan derelere ve yağan yağmurlara! Ölesi bir öfkenin yapamayacağı ne vardı? Yanlızlık harap ediyordu ruhunu. Ve harapların en gerçeğini yaşamıştı da.. Sanki domates dilimler gibi dilim dilim etmişti ruhunu. Dağıtmış,savurmuştu.

Elif çıktı sonra karşısına. İsteksiz bedeninde değişimler yaşattı. Belki de o öyle sanmıştı. Onunla iyileşeceğinden de,güzelleşeceğinden de emindi. Ama sonunda ne olmuştu? Yanlız,bir başına bîrakip kıtalarca kaçmıştı. Hem de Akif'in sorununu bilmesine rağmen. Tamam kendince haklıydı. Ve o da hastaydı. Ama beklemişti. Bir gün dönüp gelmesini hiç değilse telefonundan bir kez nasılsın diye seslenmesini. İnsan umardı nihayetinde. İnsan özlerdi. Severek hata mı işlemişti?  Hasta ruhu onu korkutmuş muydu? Öylesi bir adam mıydı akif?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 06, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

CEHENNET II (Mahşerin kapısı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin