Multimedya:Savaş&Poyraz
Neler söylüyordu? Ben olamazdım, ben onun için doğru insan değilim, ben hiç kimse için doğru insan değilim. Yani ben yanlış kişiyim.Olmaz Savaş, ben olmaz seni hayatımın uçurumuna sürükleyemem, kusura bakma güzel adam.
"Savaş sen ne diyorsun? Sen galiba kavgada kafana darbe filan aldın olmaz Savaş."
"Ben darbe filan almadım.Sadece yanındayken içimde anlamadığım bir huzur, yüzümde nedensiz bir tebessüm buluyorum.Yani sen herkesten faklısın.İnsanların sevdikleri kişiler hep onlara diğerlerinden farklı görünenlerdir. Sen benim farklımsın.Aşırı safsın,iyi niyetlisin, doğalsın, heyecanlısın ve her an anlamadığım bir telaş içindesin. Ama bunlar seni tamamlıyor.Bütün özelliklerin sana çok yakışıyor.Sen hayatımda gördüğüm bütün güzelliklerden daha güzelsin.Ve şu son bir aydır hayatımın her yerinde sen varsın.Senden öncesi yok bende.Sara seni seviyorum ama sende beni seviyorsun.Seviyorsun değil mi?"
"Hayır."
"Ama bana bakıyorsun ve beni iyileştirmek için çabalıyorsun."
"Sadece zorunda hissediyorum.
Gözünden bir damla yaş aktı.Ahh kıyamam. Ben seni üzmek istemem, sadece seni üzmemek için.Ve gözyaşlarının devamı da geldi.Ne ara ayağa kalkmıştım.Koltuğa sırtımı yasladım ve dizlerimi kendime çektim .Onu izliyordum.Ellerini saçlarının arasına gömmüştü.Gözlerimin içine baktı ve gözünden bir damla yaş daha aktı.Sonra yanıma gelip benimle aynı pozisyonu aldı.Kafasını omzuma yasladı.Ahh böyle yaparak ikimizinde işini zorlaştırıyordu.
"Neden Sara? Sana söz veriyorum sana ihanet etmem, edemem yani ben sana nasıl kıyarım.Ama bende sevgiye muhtaç bir adamım kimsenin sevgisine ihtiyacım yok ama senin sevgine muhtacım.Ömrüm boyunca sevilmedim.Annem ben küçükken hep babamla tartışırdı ve çok yoğundu her zaman. Bana vakit ayıracak vakti bile olmazdı. Zaten ben on bir yaşıma gelince de alzheimer oldu. Ama ben onu yine de sevdim. Beni orada sevmeye başladı.Beni zaten hatırlamazdı ki. Alzheimer olması beni unutmasına sebep olmadı yani. Ama o beni böyle sevdi.Keşke sağlıklı olsaydı ve beni bu şekilde sevseydi."
Kafasını boynuma yummuştu.
"Babam."
Dedi ve sustu. Gözünden akan yaşlar boynumu ıslatıyordu.
"Babamdan nefret ediyorum. O da benden nefret eder.Nefret dolu insanların birini sevemeyeceğini sanardım.Onlar birini severlermiş.Yalnızca birini.Kimseyi de sevmedikleri için bütün sevgilerini ona verirlermiş.Ben de nefret dolu bir insanım. Herkese nefretim ne kadar yoğunsa, sana da sevgim o denli yoğun.Fakat ben sensiz mutluyum diyorsan, beni sevme .Ama hep mutlu ol ne olur kimse için tatlı canını sıkma. Ben senin her zaman yanında olacağım. Sen beni sevsen de sevmesen de."
Fısıltıyla konuşuyordu. Off dedikleri içime işliyordu ve gerçekten canım hiç bu denli yanmamıştı.Birinin benim için canının yanması benim canımı daha çok yakıyor.Kolumla ona sarıldım.O da boynumun girintisine saklandı ve gözyaşları üzerimi ıslatmaya devam ediyordu.
"Ben seni sevemem. Hiç kimseyi sevemem ama birini sevecek olsam o senden başkası olmazdı."
"Neden Sara? Neden sevemezsin?"
"Benim sevgim sana yaramaz."
Fısıldıyordum bende. Fısıldayarak konuşuyorduk.Boynumdan çekildi. Gözlerimin içine bakarak dedi ki;
"Senin alnında benim adım yazılı."
Off her dediği bıçak gibi saplanıyordu sanki kalbime.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-ÖLÜMÜ FISILDAYAN KADIN-
Teen FictionHerşeyin çok yolunda olması saçma olurdu.Saçma da oldu.Ama bir anda boşluğa düşmekte saçma değilmiydi.Yani on iki yasında bir çocuk için çok ağırdı. Sonra on dört yasında babasını ve on yedi yasında teyzesini de kaybedince suçu kendisinde aramaya ba...