Multimedya:Savaş
Ambulanslar, polisler hepsi bir anda dolmuştu etrafımıza. Benim gözyaşlarım Savaşın üzerini ıslatırken bir el onu benden aldı.Nefesim kesilir gibi oluyordu.Nefes almakta zorlanırken arkasından gittim.Ambulansta yanındaydım.
"Savaş beni bırakma, ben senin için hayatta kaldım ne olur sende benim için dayan ne olur."
Gülümsedi.Hala bilinci açıktı.Güçlü adam.Yetenekli adam.Yakışıklı adam.Bu adam dünyadaki bütün iyi özelliklere sahip.Dünyadan gitmesi dünyaya haksızlık olur.
"Seni bırakmayacağım.Kurtulamazsın benden."
'"Hastayı yormazsanız yalnız iyi olur."
"Şşş"
Dedim.
"Yorma kendini."
Elini tutuyordum.Sıkıca tutuyordum.Onu bırakmayacak gibi tutuyordum.Evet onu bırakmak istemiyordum. Evet belki de ona karşı kendime bile itiraf edemedeğim, belki hiç itiraf edemeyeceğim şeyler hissediyordum.O ben kimsesizken bulmuştu beni. Annem olmuştu. Babam olmuştu. Beni mutlu etmek istemişti. Sadece beni mutlu etmek istemişti. Mutlu da olmuştum. Dile getiremesem de ben onunla olduğum her an mutlu olmuştum. Gülümsedi tekrardan ne kadar da içten gülümsüyordu. Gülümsemek bir insana nasıl bu kadar yakışırdı ki.Gülümsedim ve gözleri kapandı.Gözleri kapandı evet. Gözlerinden yaşlar akıyordu.Benim de yine gözlerimden yaşlar akıyordu. Her zamanki gibi.
"Ne olacak! Ne olacak şimdi, yani ne olacak ona, bir şey olacak mı!? "
Tüm bunları söylerken sesim ağlamaklı çıkıyordu.Ağlıyordum da zaten.Evet güzel adam senin için ağlıyorum bak, senin için ağlıyorum.Hadi gözlerini açta bi bak.
"Ya biri bana bir şey söyleyebilir mi? Ne olacak iyileşecek değil mi? Konuşun artık!"
Diye bağırdım. Ne kadar da gerizekalıyım, resmen onlara durup dururken bağırdım.Evet sinirlenmişlerdi,ama beni de anlamalılardı.
"Hanımefendi birazcık sessiz olur musunuz? İzin verirseniz işimizi yapmak istiyoruz. Daha sonra sizi bilgilendireceğiz!"
Ahh bana bağırdı.Ama bir tanesi bana acımış olacak ki, bana döndü ve sonunda cevap verdi.
"Şu anda çok kötü görünmüyor, hatta iyi görünüyor diyebilirim. Ama her şeye hazırlıklı ol.Her an her şey olabilir."
Her şeye hazırlıklı ol ne demek ya, her şeye hazırlıklı ol ne demek ne yani ölebilir mi? Yok artık ağlıyordum kendim geçmişçesine. Bu adam ne ara girmişti hayatıma bu kadar? Ne ara beni bu kadar ağlatacak olmuştu? Ben ne zaman sevmiştim onu? Hastaneye yetiştiğimizde herkes çok aceleciydi. Herkeste bir telaş vardı.Bense sessizdim.Onlardan ayrı.Sadece sessizce ağlıyordum.Ameliyata aldılar Savaş'ı. Ahh ne olacaktı ona?Bilmiyorum ama, neden canım bu kadar yanıyordu?Ameliyattan çıktığında koşarak oraya gittim.
"Ne oldu Doktor Bey bir şey söyleyin ne olur"
Bunları söylerken ağlıyordum.Acınacak durumdaydım.
"Ameliyat gayet başarılı geçti.Yarın normal odaya alırız."
Ahh gerçekten çok mutlu olmuştum.Ama hala içimde bir korku var.Üzerime verilen kıyafetleri geçirdikten sonra içeriye girdim.Gözleri kapalıydı.Nasıl da güzeldi.Ağlamaya başladım yeniden.
"Uyan artık iyi adam.Başkaları için kendini feda etmek çok saçma, yapma böyle şeyler.Uyan artık şefkatli adam.İhtiyacım var sana.Sara Savaş'sız olmaz artık.Senin bu yaptığın hiç adil değil.Girmeseydin hayatıma, alıştırmasaydın kendini bana.Uyan artık Savaş uyan da bak gör senin için ne haldeyim.Şimdi uyanmazsan gözyaşlarımı silerim.Göremezsin senin için ne hallere girdiğimi. Ahh uyan Savaş canım yanıyor, canım en az seninki kadar yanıyor. Uyan da birbirimize destekçi olalım.Hem sen demiyor muydun bu yolun sonu iki kişilik diye.Şimdi pes edersen olmaz ki Savaş DEMİRKAYA'ya yakışmaz.Sana güçlü olmak yakışıyor.Bak ağlıyorum işte, ağlıyorum acımasız olma uyan ne olur."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-ÖLÜMÜ FISILDAYAN KADIN-
Teen FictionHerşeyin çok yolunda olması saçma olurdu.Saçma da oldu.Ama bir anda boşluğa düşmekte saçma değilmiydi.Yani on iki yasında bir çocuk için çok ağırdı. Sonra on dört yasında babasını ve on yedi yasında teyzesini de kaybedince suçu kendisinde aramaya ba...