~YİNE GEÇ KALDIM~ Düzenlenmiş Bölüm

266 48 9
                                    

Multimedya:Sara

Annem.

"Sonunda kavuştum sana canım annem. Ahh ne kadar da özlemişim seni, sen benim bir yanımı ne kadar da dolduruyormuşsun.Sensiz ne kadar da boşluktaymışım. Merak etme bundan sonra hiç yanından ayrılmayacağım benim canım annem."

Annem bana sıkıca sarılıyordu.Çok sıkıyordu.Bütün özlemini sanki bu sarılma da bitirmek istiyordu, canım benim bundan sonra zaten özlem de hasrette kalmayacak.Kokumu içine çekiyordu,tabi bende onun kokusunu içime çekiyordum.Sonra annem beni yavaşça bıraktı.

"Kızım bende çok özlemişim seni ama emin ol senin daha zamanın gelmedi.Bak sana sarıldım kokunu içime çektim bu sana güç versin Sara.O dünyada daha da güzel yaşaman için sana güç versin.Sen mutlu olmayı hak ediyorsun herkesle hem de, insanlarla mutlu ol Sara.Onlardan nefret etme.Sen kimsenin ölümüne sebep olmadın.Ben zaten senin yanımda olduğun her an mutluydum bebeğim.Ölümüne sadece baban ve teyzen sebep oldu.Onlarda hak ettikleri için öldüler ama sen hak etmiyorsun sen sadece mutluluğu hak ediyorsun.Şimdi güçlü ol hayata dön ve hayatı yaşa.Hayatı doya doya yaşa"

Dedi ve yanımdan uzaklaşmaya başladı.Bende arkasından koşmak için iki adım attım ve arkamdan o sesi duydum.Ahh Savaş'ın sesi.

"Saraaa! Gitme..."

Arkama döndüm boynunu bükmüş bana bakıyordu. Onu ilk defa boynunu bükerken görüyorum.

"Gitmem lazım."

"Hayır gitme sana ihtiyacım var, bana ihtiyacın var."

Bana ihtiyacı mı var.?Onun kimseye ihtiyacı olmaz.O güçlüdür.Bu defa gerçekten şaşırmıştım.Tam arkamı dönmüşken tekrardan ona döndüm.Gözleri dolmuştu bu defa.Kırmızı gözlerle bana bakıyordu. Bir insana gözlerinin dolması ancak bu kadar yakışabilirdi.

"Üç gündür yoksun,özledim seni. Biz ikimiz birbirimize benziyoruz hayatlarımız karakterimiz çok benziyoruz ve bir yola çıktık ayrı ayrı ama bu yolun sonu iki kişilik olmalı beraber tamamlamalıyız bu yolu, bu hayatları. Hadi Sara geri dön, oyunbozanlık yapma."

Allah'ım ne diyordu bu çocuk bana neden ihtiyacı vardı? Biz zaten pek de iyi anlaşamıyorduk.Yanıma geldi bana sıkıca sarıldı.Çok farklıydı yani ben daha önce hiç böyle hissetmemiştim.Sonra Savaş'ta gözden kayboldu.Evet annem gözden kaybolmuştu.Savaş'ta gözden kaybolmuştu.Yine her zamanki gibi yanımda tek kalan yalnızlıktı.Peki şimdi ne olacak.Ben anneme gitmeliyim ama annem bunu istemiyor.Savaş sana nasıl geleyim,sen beni mi seviyorsun ne yapmalıyım.Gücüm yetecek mi,yeniden uyanmaya gücüm yetecek mi.Savaş bana güçsüzsün demişti.Ama ben öyle değilim ben güçlüyüm . Bunu ona kanıtlamalıyım.Kendimi ölüme bırakmamalıyım.Savaş veriyordum,uyanmak için,gücümü kanıtlamak için,annem için,Savaş için uyanmalıydım.Savaş veriyordum. Gözlerimi araladım.Ahh Savaş başımda duruyordu.Gözleri kızarmıştı.Ağlamış mıydı bu çocuk.Gözleri uzaklara dalmıştı,kızarmış olan gözleri. Elimi tutuyordu.

"Savaş"

Diye fısıldadım.Bu defa gözleri parlıyordu.Ahh gözleri mutlulukla parlıyordu.

"B-ben.Ben doktoru çağırayım."

Ne kadar da telaşlıydı.Sesinde kısık bir telaş vardı.Hızlıca doktoru çağırmaya ayaklandı.Bileğinden tuttum.Ahh ne kadar da deli cesaretli bir tutuştu.Ne kadar da güçsüz bir tutuştu.

"Gitme, iyiyim."

"Saraaa, lütfen şu anda iyi olduğunu hiç sanmıyorum."

Dedi ve odadan çıktı.Doktor içeriye geldi bir şeyler dedi, serum taktı, ama ne yaptığına ne dediğine dair hiç birşey anlamıyordum.Savaşsa dikkatle doktoru dinliyordu ve evet anlamında kafasını sallıyordu.Sonra doktor çıktı. Ahh biz kalmıştık.Ne diyecektim şimdi.Ne diyecekti şimdi, derin derin nefes alıyordu.

-ÖLÜMÜ FISILDAYAN KADIN-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin