|Özel bölüm 1 |
Duvardaki saatin çıkardığı tıkırtı uyumama engel olurken kalktım saatlerdir dönüp durduğum yataktan. Anlaşılan bu gece de uyku yoktu bana. Utanmaz gibi gidip Jeno'dan yanımda yatmasını da isteyemezdim. Nasıl isterdim ki zaten? 'Sen sarılınca korkmuyorum, uyuyabiliyorum ama sen yokken uyuyamıyorum' mu diyecektim? Ne edepsizce...
Yirmi sekiz gün olmuştu ona sığınalı. Karakoldan yıllık iznimi istemiş, bütün günü Jeno'nun odasında saklanarak geçiriyordum. Evime gitmek şuan için son düşündüğüm ihtimaldi. Burada, Jeno'nun yanında güvende hissediyordum kendimi.
Jeno'nun kokusunun sindiği pijamaların bana büyük geldiğinden açık kalan yakasını düzeltip çıktım odadan. Alt kattan gelen müzik sesine gidiyordu adımlarım. Ses salondan geliyordu.
Kapının pervazına yaslanıp sessizce uzattım kafamı. Jeno gramofonuna yaklaşıp çalmakta olan şarkının plağını çıkarıp kenara koymuş, her zaman cebinde duran çakmağını çıkarmıştı.
İnce sigara dalı dudaklarının arasına yerleşirken yanan ateşin şeffaflığından yakaladı gözlerimi.
"Uyuyamadın değil mi?"
"Deniyorum ama fazla beceriksizim sanırım."
Yanıma yaklaştıkça dumanı tenime değiyor, içim ürperiyordu. Hiç düşünmeden tuttu elimi ve koltuğa çekti çelimsiz bedenimi.
"İhtiyacın olan ben isem çekinme Şerif. Kabuslarını rüyaya çeviremem belki ama uyanık kalıp hepsini kovarım. "
Başımı omzuna yaslarken yine o şarkıyı açtı telefonundan. İnanılmaz rahatlatıyordu açtığı şarkı zihnimi.
Uysallaşan bedenim tüttürdüğü Sigarasını bile bastıracak güçte olan enfes kokusuyla kendini hemen uykuya hazırlamış, gözlerim usulca kapanmıştı ki yüzüme çarpan dumanla öldürmeye başladım. Ne yaparsam yapayım alışamıyordum bu iğrenç dumana.
"Beni burada bekle tamam mı? Bir tane daha içip geleceğim. Üzgünüm, bir daha yanında içmeyeceğim."
Parmakları naif hareketlerle yanağını okşamış, yanımdan kalktığı gibi hemen salonun karşısındaki o odaya girmişti. Sürekli kilitli duran odaya...
Normalde girdiğinde peşine kilitlediği odadan bu sefer kilit sesi yükselmemiş, kapı kapanırken çıkarttığı o gıcırtılı sesi çıkarmamıştı. Merakıma yenik düşüp kalktım yerimden. Kapı açıktı.
"Gelebilirsin Şerif."
İzin alır gibi baktığım yüzündeki tatlı tebessümle girdim içeri. Küçük bir odaydı lakin duvarları tümüyle aynalarla kapalıydı. Tam ortasında da eski tip bir tabure yer alıyordu.
"Muhtemelen burada insan kesip biçtiğimi düşünmüşsündür. Hayal kırıklığı mı yoksa."
"Hayır, hiç öyle düşünmedim."
Dudaklar yalan söylerdi ancak gözler bu konuda epey başarısızdı. Bu yüzden kaçırdım bakışlarımı ve aynalarda gezdirdim farklı model en az yüz tane ayna rahat vardı duvarlarda.
"Bu odayı seviyorum. Bana kim olduğumu hatırlatıyor. Tek başıma olduğumu, tek dostumun, tek ailemin kendim olduğunu..."
Nefesi boynuma çarparken aynadaki yansımadan hemen arkamda, bitişiğimde durduğunu fark etmek gerilmeme sebep olmuştu. İstemsiz çıkarttığım hıçkırık sesi ise onun kıkırdamasına...
"Biliyor musun Şerif dürüstlük kavramı başlı başına dürüstlüğün olmadığını söyler bize. Dünyada yalan söylemeyen bir tek insan olduğuna bile inanmıyorum. Daha bebekken başlarız aslında yalanlara. Sebepsiz ağlamalar, çocuğun hatasını reddetmesi, insanların hislerini susturması bunlar da yalan nezlimde. Bu yüzden kimseye güvenmemek kendimize yapacağımız en iyi iyilik. Benimse tek güvendiğim işte bu, sigaram ve aynalar... Onlar bana asla yalan söyleyemiyor. Sigaralarım dürüstçe avutuyor. Aynalar ne görüyorsa onu söylüyor. Bak Şerif. Ne görüyorsun. "
'Seni' demek istedim. Seni ve senin için yerinden çıkmaya hazırlanan kalbimi...
Kendime baktım aynada. İyice zayıflamıştım. Saçlarım uzamıştı, gözlerim şiş,torbalarım mosmordu. Korkunç gözüküyordum. Yenilmiş, kaybetmiş...
" Sen bu değilsin Şerif. Şuan aklından geçenler zihnindeki şeytanların sana söyledikleri palavralar. Aynalar sadece dışını söylüyor sana. Neden böyle gözüktüğünü bulup çözmek ise sana kalıyor."
Saçlarımı okşarken elleri gözlerim dolmuş, yanağımdan bir kaç damla yaş süzülmüştü. Bu ben değildim. Şerif makamına erişene kadar çalışan, tek başına nizamlı bir hayat kuran Jaemin bu değildi.
" Ben bu değilim... "
Fısıldadım sessizce. Şimdi geldiğim bu hal emeklerime hakaretti.
"Biliyorum Şerif. Eski haline döneceksin elbet ama yaraların kapanması için zaman gerekir. Derin yaraların batıyor olmalı lakin korkma. Ben her birini kapatacağım."
///////////
Merhabalar. İlk özel bölümle sizlerleyim. Kitabın ismine ithafen yazdığım bu bölümde ikilinin geçmişinden bir kesit görmüş olduk. Umarım beğenmişsinizdir. Yorumlarınızı bekliyorum 💙❄️