Uzun zamandır takmadığından kapanma eşiğine gelen deliklerim büyük uğraşlar sonrası beni multu etmiş, kıkırdağıma ve diğer dört deliğime küpelerimi yerleştirebilmiştim. Diğerlerine nazaran daha taşlı, sarkık duran küpemi de asıl değilime takıp odamdan çıktım.
Koridorun ışığını yakmak için elimi duvarda gezdirirken zifiri karanlıkta dokunduğum şey yüksek sesli çığlığıma sebep olurken başkası tarafından açıldı ışık.
"Ödüm patladı! İçeriye nasıl girdin sen!"
Yırtıklı kotunun cebinden çıkarttığı anahtarı sağladığında kilidi hala neden değitşirmediğime dair küçük iç muhasebemi yaptım. Biran önce değiştirmeliydim yoksa Jeno kafasına göre girip çıkamaya devam edecekti.
"Dışarıda üşüyünce içeri girdim. Üzgünüm, amacım korkutmak değildi."
"Ah her neyse, gidelim."
Odanın kapısını kapadıktan sonra beni uzun uzun süzdüğüne şahit olmuş, utanmadan bende onu süzme işlemine girmiştim.
Açık renk kotu kusursuz bacaklarını iştah açıcı şekilde sunarken üzerindeki yarı transparan beyaz gömleği cüretkar gösteriyordu. Hala kesitrmediği siyah saçları hafif nemlendirilmiş, gözlerinin önüne değin uzanıyordu. Parmaklarında ki ve bileğindeki çeşitli takılar, dudağına sürdüğü parlak nemlendirici hepsi... Hepsi başımı döndürmeye yetmişti.
Kendimi tutma gereği duymadan dilimi dudaklarında gezdirdim. Nemlendiricisi vişne aromalıydı. Ve oldukça lezzetliydi.
Arsız tarafım fazlasını isterken bir kez daha dilim tadına baktı dudaklarının ve o hamle yapmadan çıkışa yürüdüm.
"Ruj sana yakışmıyor. Temizledim, böyle daha iyi."
Alt dudağı dişlerinin arasında ezilirken ki oluşturduğu gülüşü şuan kapıyı kilitleyip üzerine atlamamı söylüyordu ancak ben mantığımın elini bırakmayacaktım.
"Bir dakika Jaemin."
Söyleyeceğini duymak için durduğumda arkamdan ellerini gezdirerek pantolonumun düğme kısmına getirdi. Soğuk nefesi boynuma çarparken İstemsizce titredim.
"Bu kadar dar pantolon giyinmen ikiniz için de zararlı. Hem onu neden saklıyorsun ki?"
İki buçuk ayın getirisiyle belirgin hale gelen karnımı bir nebze saklaması için Giyindiğim korseyi çekiştirdiğinde utançla gözlerimi kapattım. Kadınlara kıyasla daha çabuk belli oluyordu erkeklerin karnı. Zira ben oldukça zayıftım ama karnımda ufak bir top duruyordu. Aklı olan herkes hamile olduğumu rahatça anlardı.
"Böyle olması gerekiyor çünkü. Daha fazla zaman kaybetmeyelim."
Ellerini üzerimden çekip Bıkkınlıkla nefes vermesini onay olarak algılayıp arabaya bindim. Saat on ikiye neredeyse gelmişti ve bizim epey yolumuz vardı.
Araba yolculuğumuz boyu hiç konuşmamıştık. Ben biraz kestirmiştim. Yalnızca ikimizin var oluşu ortamı daha sıcak hale getirmesine karşı ikimiz de buz keserek örmüştük duvarlarımızı. İkimiz demişken Hyunjin gece bara gideceğimizi söylememiz ardından yoğun karın ağrısı olduğunu söyleyip izin almıştı. Bu da bir diğer yadırganacak durumdu...
"İçeride pek kimseye bakma. Normal bar diye geçiyor ama burası gay barı. Her bakışın arandığını algılatabilir."
Ormanın girişine arabayı park etmiş yürüyorduk. En sonunda tahta küçük kulübenin önünde durduğumuzda içeride ne tür oyunlar döndüğüne dair merakım git gide artmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
smoke and mirrors°Nomin
Fiksi Penggemar'Yıldızlara manzara olur güzelliğin.' #nomin1