Daha 15 yaşında hayatımın en güzel zamanlarını geçiren bir genç kızdım. Hayvanları seven, müzik dinlemeye bayılan, yabancı dizi-film izlemeyi seven, kitap okumaktan oldukça zevk alan bir kızdım. Evet o kız bendim. Öykü. Evimin karşısında ki binada oturan bir sevgilim vardı adı da Emir'di onunla çok güzel giden bir ilişkim vardı yani en azından ben öyle sanıyordum. Her Eylül ayında olduğu gibi o yılda yine okul açıldı tören yapıldı herkes sınıfına gitti. Her yıldan farklı olan tek şey lisede ki ilk günüm olmasıydı. Hava sabah saatlerinden dolayı hafif serindi böyle havaları çok severdim belki de sonbaharda doğduğum içindir kim bilir? Onu bilmiyodum ama bilmediğim tek şey o değildi hayatımın değişmesine sayılı günler kalmıştı ve ben hiçbir şey bilmiyodum...
İlk ders zili çaldığı zaman bu yıl nasıl geçicek diye düşünmeye başladım okulu sevmeyen biri değildim ama okul yokken ki hayatımı daha çok sevdiğim inkar edilemezdi. İlk dersler hocaların okul hakkında bir kaç bilgi vermesiyle geçti hatta bazı hocalar derse girer girmez yazı yazdırmayı tercih ediyordu. O gün beklemediğim tek şey ortaokulda ki tanıdığım kişinin orda olmasıydı. Ve maalesef gerçektende çoğu oradaydı lisede bile kurtulamıyordum onlardan. Okulda ilk bir kaç günüm böyle geçti sonra sınıfta bazı kişilerle tanıştım Defne ve Duru ile sınıftaki diğer kişilere göre daha iyi anlaşabiliyordum lisede ki ilk arkadaşlarım ilk güvendiğim kişilerdi o zamanlar herkese güvenebiliyordum çünkü daha kimseden darbe yememişim de ondanmış meğer :) aradan bir kaç ay geçti Emirle son zamanlar da baya tartışmaya başladık hani derler ya havadan sudan gerçekten de öyleydi her gün ayrılmanın eşiğine geliyorduk ama ayrılmıyorduk bir kaç gün sonra barışıyorduk. Genelde barışan taraf ben olurdum haklı olmama rağmen çünkü onu seviyordum ve kaybetmek istemiyordum sanki ondan başkasını sevemem gibi geliyordu ama son tartıştığımızda kendime bir söz vermiştim "hayatta herkese değer verip sonra üzülen sen oluyorsun Öykü bundan sonra sende diğer kızlar gibi üzen tarafta olucaksın üzülen tarafta değil!" Dedim. Dedim de peki ya yapabildim mi? Emirle tartışmamız ayrılmayla sonuçlanmıştı ama niyeyse ben hiç kafama takmıyordum belki de sürekli barıştığımız içindi. O hafta sınıfta ki erkek ortamına diğer sınıfta ki erkekler de gelmeye başlamıştı içlerinden biri meğer benim dünyam, hayatım, aldığım nefes olucakmış da haberim yokmuş...
O Buğra'ydı.
Benim Buğra'm...