Buğra'ya ayrılmamız gerektiğini söyledim o an pek bir üzüntü hissetmedim aslına bakarsanız. Ben Buğra'yla konuştuktan sonra araya haftasonu girmişti ve bu ikimiz içinde iyi olmuştu doğrusu.
...
Haftasonu doğru düzgün kimseyle konuşmadım öyle filmlerde ki gibi depresyonda falan da değildim ayrılık acısı yaşamıyordum ama anlamadığım bir şekilde mutlu değildim hiçbir şeyden zevk almıyodum. Telefon, televizyon, kitap, bilgisayar, arkadaşlarım. Buğra'dan ayrılmadan önce ki o vicdanımın rahatsızlığı hâlâ üzerimde gibiydi sanki o duyguyu bastırıyormuşum gibi hissediyordum bu biraz şey gibi hani hayatınızın en boktan gününü geçirirsiniz ama yinede eve gelince hareketli şarkılar açıp zorla gülümseyemeye çalışırsınızya o da öyle gibi bir şeydi.
Yeni haftanın ilk günü okula gittiğimde Buğra hiç bir tenefüs bizim sınıfa gelmedi bende kendi sınıfımdan çıkmadım o gün sadece okula ilk girdiğimde koridorda görmüştüm onu birde çıkışta o kadar.
Eve geldim, balkona çıktım direk çünkü ne zaman üzgün olsam, moralim bozuk olsa, canım sıkkın olsa her zaman balkona çıkardım. Evde nefes alamazdım, dışarı çıksam etraftaki insan kalabalığıyla uğraşmak istemiyordum o yüzden balkon güzeldi benim için hem size bir sır vereyim mi? balkona çıkıp yere çöküp ağlarsanız çok rahatlıyorsunuz ben pek ağlaya bilen bir insan değildim ne kadar üzülsem de ağlayamazdım. Bu özelliğim bazen iyi gelse de aslında kötü bir şeydi benim için çünkü bir insan üzüldüğü zaman ağlayamazsa içten içe ölmeye başlardı bunu kendimden biliyordum.
...
Balkona çıktım ellerimi gökyüzüne doğru açtım derin bir nefes aldım. Sonra minderime oturup kafamı dağıtmak için kitap okumaya çalıştım o sırada telefona mesaj geldi. Biliyorum çoğunuzun tahmini Buğra olduğu yönünde ama bu kişi Buğra değil Emir'di.
Biraz konuştuk bazı yerleri çok gereksiz olduğu için oraları hızla geçmek istiyorum. O gece Emir'le konuştuk, Emir bir şekilde kendini haklı çıkardı aradan yıllar geçmesine rağmen nasıl yaptı bunu inanın bilmiyorum. Emir'le o gece tekrar sevgili olduk. Aklınızda nasıl bir Öykü oluştu bilmiyorum ama Öykü olarak kendime baktığım da bende ne yapmaya çalıştığımı bir türlü anlamıyordum ama o gece Emir'le sevgili olurken Emir'in bana söylediği söz hâlâ aklımda sanki evlenme teklifi eder gibi çıkma teklifi etmişti.
"Madem ikimizde yattığımız zaman tavana bakıyoruz bu neden aynı tavan olmasın?" Yani itiraf etmeliyim bu cümleyi yıllar sonra evlenceğim adam evlenme teklifi ederken söylese baya etkilenirdim düşünsenize sevdiğiniz kişi evlenme teklifi ederken bu cümleyi kuruyor size sizde etkilenmezmiydiniz?
Nasıl oldu bilmiyorum ama bende Emir'in bu cümlesine "evet!" Diye karşılık verdim. Emir öyle birisi ki gerçekten şeytan tüyü var çocukta. O geceden sonra kendimi gerçekten tanıyamadım neyi niye yaptım bilmiyodum şimdi düşününce bile hâlâ çoğu yaptığım şeye cevap bulamıyorum...