İlahi bakış açısı;
Jungkook tüm işlerini bitirip şirketten çoktan çıkmış, arabasıyla Taehyung'un attığı konuma gitmek üzere yola çıkmıştı. Bir yandan trafiğe dikkatle bakıyor, diğer yandan da mesaj yazarak çok mu abarttım diye düşünüyordu.
Haneul ve Taehyung'u zamanında koruyamamıştı ve şimdi bunların acısı çıkmaya başlıyordu. Ekstra kıskanıyor, ekstra kuduruyordu. Hele ki o marjinal tipli meşhur arkadaş(!) onu çok fena sinir ediyordı.
Sakinleşme çabaları bir sonuç vermezken, yeşil ışık yanınca oflayarak gaza basmıştı. Konuma varmasına çok az kalmıştı. Saatini, gözlerini uzun süreli yoldan ayırmamak şartıyla kontrol ederken, geç kalmamaya çalışıyordu. Onları çok bekletmek istemiyordu. Kızları hasta olabilirdi, malum.
Taehyung ondan daha da çabuk hasta olabilirdi hatta. Onun bünyesi zayıftı en nihayetinde. İkisinin de hasta oluşuna hiç kıyamazdı. O düşüncelerle zaman geçirirken çoktan varmıştı. Arabayı park ettikten sonra kapılarını kilitleyip kafeye giriş yapmıştı.
Gözleri onları arıyordu. Çok geçmeden de bulmuştu. Balkona açılan tarafta ve en dipteki masada oturuyorlardı. Yanlarına ilerleyip selam vermişti. "Selam." dövmeli meşhur arkadaşa çok gözlerini değdirmemeye çalışmıştı.
Taehyung'un kızacağını bildiği için saygısızlık yapmamaya çalışıyordu. Normalde olsa onu ulu orta yerde rezil edebilir, kızına dokunmaması için dövebilirdi. Kafasına esmemesi için tanrıya dua etti. Taehyung da selam verince, kucağındaki Han bir anda çığlık atıp "Ba-ba!" demişti.
Jungkook'u görünce epey heyecanlanıyordu. "Kızım!" diyerek onu Taehyung'dan alıp yanaklarını öpücüklere boğmuştu. Şirin kız Jungkook'un yanaklarını minik elleriyle kavrayıp bir güzel uzun tırnaklarıyla çizerken, Jungkook buna izin vermişti.
"Babayı özledin mi Hannie?" Han o sırada çığlık atarak gülmüştü. Taehyung onları hayranlık içeren bakışlarıyla izliyordu. "Ben de seni özledim." diyerek boynundan koklaya koklaya öpmüştü Jungkook. Han boynundan öpülmesiyle gıdıklanmaya başladığı anda kahkaha atarak ortamdaki pozitif enerjiyi bir hayli yükselmişti.
Taehyung ikiliyi gülerek izliyordu. Bu görüntüyü izlemek için nelerini vermezdi ki... Aylardır bunun hayalini kuruyordu ve hayalleri teker teker gerçekleşiyordu. "Babaya öpücük ver bakalım Hannie." Taehyung'un gülerek söylediği şeyle birlikte Jungkook'un gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Küçük kız dudaklarını büzüp tatlıca babasının yanağına bastırmıştı.
Jungkook o an gerçekten şoktaydı. Öpücük atmayı ne zaman öğrenmişti? "Hannie... İnanmıyorum, sen az önce beni öptün mü?" Jungkook otuz iki diş gülümserken kızını daha çok sarmalamıştı. Epey mutluydu. Kızı yavaş yavaş büyüyor, her gün yeni bir şey öğreniyordu.
Jungkook'un gözleri dövmek istediği adama doğru kaymıştı. Kızgın bakışlarını adama yönlendirirken, eğilip Taehyung'un saçlarına bir öpücük kondurmuştu. "Hadi gidelim Tae, Han hasta olmasın." Taehyung o an şok içinde kalıp, belli belirsiz başını sallamıştı. Han'ın çantasını ve arabasını eline aldığında arkadaşına dönmüştü.
"Oh, Minhyuk... Sonra görüşürüz, iyi akşamlar sana." Jungkook çocuğa yalandan bir baş selamı vermişti. "Görüşürüz Tae... Kendine iyi bak. Yani kendinize iyi balın. Sen de Jungkook." bu adamdan ciddi anlamda hoşlanmamıştı. Onun bebeğine hangi cüretle Tae derdi ki...
Umursamazca adama bakmış, bir kolunu Taehyung'un omzuna atmıştı.
Taehyung olanlarla birlikte şok geçirmiş, yutkunma yetisini kaybetmişti. Jungkook'un kıskanç bir adam olduğunu biliyordu ama bunu aniden yapmasını gerçekten de beklemiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lo Stesso Vecchio Amore ✔ (1)
FanfictionJungkook ve Taehyung boşanmış bir ikilidir ama ortada Jungkook'un, velayetini istemeden de olsa kendi üzerine aldığı bir bebek vardır. •Lo Stesso ... Amore¹ •Yarı text, yarı düz •Aile draması