İlahi bakış açısı;
Jungkook yine ve yine işleri dolayısıyla yoğun olduğu bir döneme giriş yapmıştı. Bu işi yapmayı her ne kadar istemese de ailesini geçindirmek zorundaydı. Aklına tatilleri geldiği zaman gülümsemeden edememişti. Fransa'da gerçekten de çok güzel vakit geçirmişlerdi.
Bu anlar onların iyice bağlanmasını sağlarken, Jungkook içinde bulundukları duruma isyan edip duruyordu. Evli değillerdi ve yaz dönemine kadar da ne yazık ki evlenemeyeceklerdi. Boşandıktan sonra belirli bir süre evlenememe durumu vardı.
"Ah sikeyim... Bir bitmediniz ya!" elindeki dosyaların bitmesine az bir zaman kalmışken iyice sıkıldığı için hepsini bir kenara atası geliyordu. Yine de kendini olabildiğince zorlayıp hepsini elden geçirmişti. Tam bu sırada kapısı çalmıştı. "Gir." içeri hiç beklemediği birisi girmişti. Bu iş arkadaşı Jimin'den başkası değildi.
"Hey, Jungkook. Benden bir sanat galerisi bulmamı istemiştin. Jinyoung diye bir arkadaşım galerisini devredecekmiş. Belki işine yarar?" bunu duyduğu zaman bir anlığına düşünmeye başlamıştı. Aslında devredilecek bir dükkanı alması daha mantıklı bir karar olabilirdi çünkü yeni bir dükkan alırsa bütün her şeyi baştan yapması gerekecekti.
Sanat galerisi sahibi olmayı istemesindeki amaç; Taehyung'un sanata büyük bir tutkusunun, ilgisinin olmasıydı. Belki ona bu sürprizi yaparsa mutlu olabilirdi. Bebeğinin Haneul doğunca sanata olan ilgisini bir kenara bıraktığını, uzaklaştığını biliyordu.
Düşününce gerçekten yetenekliydi ve bu yeteneğini sergilemesi için böyle bir şey gerekliydi. Hem onun için bir uğraş olurdu hem de mesleğini yapıyor olurdu. "Ah yarar tabii. Biliyorsun Taehyung'un sanata olan ilgisini... Haneul yüzünden ilgilenemiyordu, belki o bunu mutlu edebilir." dediğinde kafasında onaylamıştı artık.
Almak istiyordu ve alacaktı. Taehyung ona kızabilirdi çünkü maddi açıdan biraz alıngandı. Böyle olmasına kızıyordu Jungkook. Aralarında paranın lafı bile olmazdı, hiçbir şey onların mutluluğundan önemli değildi.
"Oh, o zaman ben sana arkadaşımın numarasını mesaj atarım, sen de ararsın. Bir konuşursunuz, nasıl olur?" Jungkook onu başıyla onayladığında dönen sandalyesini hafif geri itip dönmeye başlamıştı. Bebeklerini özlemişti, kaç gündür göremiyor oluşu onu biraz üzüyordu.
"Senin ufaklık ne yapıyor?" Jungkook kızından bahsedildiği anda gözleri parlamıştı. "Ah benim minik bebeğim... Jimin biliyor musun? Artık konuşuyor, kelimeleri yavaş yavaş telafuz ediyor, evin içinde fıldır fıldır koşuyor, ah bir de çok yaramaz... Her yeri karıştırıp darma duman ediyor. Ama benim kızım istediği her şeyi yapabilir, ona serbest."
Jimin ise kızından bu denli hayranlıkla bahseden adama yüzündeki hafif gülümseme ile bakıyordu "Ah, tabii... Şu an tam yaramazlık aylarında. Biraz yorucu olabilir ama yine de bu çok şirin olduğu gerçeğini değiştirmez." Jungkook ışıltılı gülümsemesi ile birlikte arkadaşını onaylamıştı.
"O halde ben sana numarayı yolluyorum. Arayıp bir konuşursun ve eğer benim ismimi söylersen işin daha kolay olur." Jungkook uzanıp arkadaşının elini dostane bir şekilde sıkarak konuşmuştu.
"Çok teşekkür ederim Jimin." Jimin ise bunun hiçbir şekilde önemli olmadığını söyledikten sonra odadan çıkış yapmıştı. Jungkook dakikasında gelen mesaj ile birlikte telefonun kilidini açmıştı. Jimin ona numarayı yollamıştı. Hem öğle arasına az bir süre kalmış olması, hem de şu anlık yapacak bir işi olmaması gerekçesiyle ceketini alıp odadan çıkmıştı. Tam da bu sırada sekreteri Minji peşine takılmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lo Stesso Vecchio Amore ✔ (1)
FanfictionJungkook ve Taehyung boşanmış bir ikilidir ama ortada Jungkook'un, velayetini istemeden de olsa kendi üzerine aldığı bir bebek vardır. •Lo Stesso ... Amore¹ •Yarı text, yarı düz •Aile draması