31. Bölüm

2.9K 233 66
                                    

İlahi bakış açısı;

Jungkook deyimi yerindeyse kalbi ağzında bir şekilde kapıda beklerken içindeki heyecanla kapının açılmasını bekliyordu. Taehyung ona sürprizi olduğunu söylemişti ve aşırı meraklanmasını sağlamıştı. Normalde olsa ipucu verir, tahmin etmesi için yol açardı fakat bu seferki öyle değildi. Daha gizemli ve meraklandırıcıydı.

Kapı bir anda açıldığında ilk önce afallasa da kendine gelmişti. "Selam. Ben geldim." Taehyung kucağındaki Haneul ile Jungkook'a bakarken, bebek kucağında hareketlenmeye başlamıştı bile.

"Ba-ba." kızının başına öpücük kondurduğunda, yakınlıklarından dolayı Taehyung'un başına da bir öpücük bırakmıştı. Rahat davranıyor olmaları o kadar güzeldi ki. Eski günlerini hatırlatmıştı bu.

"Hannie, meleğim. Hemen alacağım seni kucağıma." Haneul ellerini ve ayaklarını çırparak heyecanlandığını belli ediyordu. Jungkook'a karşı aşırı bir sevgisi vardı. Nedeni asla bilinmiyordu ama Haneul gerçekten son zamanlarda babasına aşıktı.

Uzun olan deri ceketini çıkarıp kenara koyarken uzanıp kızını kucaklamıştı. Dudaklarını yumuşak, ısırılası yanaklar ile buluşturup kollarını sıkıca ona sarmıştı.

Han gerçekten o kadar heyecanlıydı ki onu kucağında daha sıkı tutmak zorunda kalmıştı. "Sakin ol meleğim, buradayım ve gitmeyeceğim." boynunu koklayarak öpmüştü. Kızı gerçekten çok güzel kokuyordu ve Jungkook bu kokuyu her soluduğunda gelen ağlama isteğine engel olmaya çalışıyordu.

"Çok güzel kokuyorsun, prensesim." Taehyung ikisini hayran bakışlarıyla izlemekten hiçbir zaman sıkılmayacaktı. Onlar yan yanayken çok ama çok güzeldi.

"Sürprizim nerede bakayım?" diyerek Taehyung'a doğru hafifçe dönmüştü. Kumral saçlı adam otuz iki diş sırıtırken, onlara hafifçe yaklaşmaya başlamıştı. "Sürprizimi göstermem için Han'ı almam gerekiyor Jungkook." kucağından küçük kızını alınca, Jungkook onları merak dolu bakışlarıyla izlemeye başlamıştı.

"Han, beraber çalıştığımız gibi aynısını yapacaksın tamam mı? Yapmazsan üzülürüm." Han anlamamış gibi ona bakarken, Taehyung onun şaşkın gözlerinden öpmüş, ardından bebeğini yere indirmişti. Minik, pastel mavisi çorapları yere değen küçük kız kıkırdamıştı.

"Hadi kızım, lütfen." ellerinden tutup ayakta kalmasını sağlamıştı.

Jungkook az sonra olacaklardan habersiz bir şekilde ikiliyi izliyordu. Minik kız önce ayakta dengesini sağlamaya çalışmış, daha sonra ise Taehyung onun ellerini bırakmıştı. Gördükleriyle ağzı hiç olmadığı kadar açılmıştı.

Ne yani... Şaka mıydı bu? Cidden bir şaka olmalıydı. Gözlerini kapatıp tekrar açtığında şaka olmadığını fark etmişti. Minik kız paytak adımlarıyla yavaş yavaş Taehyung'a adımlarken elleriyle dengesini kurmaya çalışıyordu. Resmen yürüyordu. Jungkook içinden gelen ağlama istediğini bastırmak istese de gözlerinin dolmasına engel olamamıştı. "Han? İnanmıyorum. Bebeğim sen yürüyorsun!" küçük kız en sonunda poposunun üstüne düştüğünde ikili kahkaha atmaya başlamıştı. Bu gerçekten çok güzeldi.

Jungkook'un hayatında aldığı en güzel sürprizdi. Kızı yürüyordu. Resmen yürüyordu...

"Aferin benim güzel kızıma. Hadi bir kez daha bebeğim." tekrardan onu kaldırıp azıcık geriye götürdüğünde, kız tekrardan yürümeye başlamıştı fakat bu sefer üçüncü adımında poposu sevimli bir şekilde yeri boylamıştı. Jungkook ise o an ne tepki vereceğini bilememiş ve heyecandan Taehyung'a sarılmıştı.

Lo Stesso Vecchio Amore ✔ (1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin