Boş boğaz Xiao

522 36 98
                                    

Fronnie gece oturduğu ağacın altında gözlerini açtı yavaşça. Güneş onlara tersti ve gözlerini açınca gördüğü ilk şey Tartaglia'nın sırtıydı. Hala uyuyor gibi gözüküyordu. Uzun zamandır Tartaglia'nın yanında olduğu bir sabah yaşamamıştı. İç geçirdi. hala Venti'yi tercih ediyordu.

Yavaşça ayağa kalkıp girindi ve esnedi. Etrafı izledi. Tartaglia'nın yanına adımlayıp ayağıyla onun sırtını dürttü. "Uyan hadi. Gideceğiz."

Tartaglia rahatsız olmuş gibi kaşlarını çatıp gözlerini araladı. Yeri izleyen gözleri bir anda ona baktı. "Hemen mi?"

"Hemen. Ne salakça sorular soruyorsun?"

Tartaglia iç geçirdi. İnleyerek doğruldu. Her yeri ağrıyordu. "Pekala... Gidelim." Hala uyku sersemiydi. Çimenliğin üzerinde bağdaş kurmuş, boynu bükük şekilde oturuyordu. Fronnie onun kolundan tutup kaldırdı biraz. "Kalk dedim."

"Tamam..." Tartaglia'nın gözleri kapanırken yavaşça ayağa kalktı. Önüne bakmadan Fronnie'nin ilerlettiği yöne doğru yürüyordu.

"Uyansana. Yemek yemeliyiz."

"Yeriz sonra..."

Fronnie kaşlarını çatıp ona baktı. Elinden hydro toplanınca kolunu kaldırıp Tartaglia'nın yüzüne sıçrattı birkaç damla. "Aç gözlerini. Ne kadar uykucusun sen böyle?"

"Evet... Uzun zamandır bu kadar rahat uyumamıştım... Sen yanımda olunca... Kendime hakim olamadım." Tartaglia'nın sesi boğuk çıkıyordu yeni uyandığı için.

Fronnie duraksayıp elini indirdi. "Uzun zaman boyunca hiç uyumadın mı yani."

Tartaglia yavaşça başını onayladı. Bunca zaman kapalı olan gözlerini açtığında gözlerindeki okyanus rengi parlıyordu. Yüzüne tatlı bir gülümseme yerleştirdi. "Seni düşünmekten hiç bir gece uyuyamadım."

"Saçmalıkları kes. Beni öldürmeye çalıştın Tartaglia."

Tartaglia kaşlarını çattı. "Seni onlarca kez öldürmeye çalıştım Golden House'da. Bu sefer ne farklıydı?"

"O zaman ciddi değildin. Beni gerçekten öldürmek istemiyordun ama... O emri verdiğinde ağlasan bile. Beni öldürme emrini verdin Childe. Bundan daha ötesi olamaz." Fronnie'nin canı sıkıldığı için gözlerini kaçırmıştı. "Her neyse. Saçmalığı kes ve peşimden gel. Seninle konuşmak istemiyorum Liyue'ye kadar."

Tartaglia sessiz kaldı. Şu anda her şeyi söylemeye çalışsa bile Fronnie dinlemeyecekti. Dişini sıkıp Liyue'ye kadar beklemeli ve ona iyi hissettirmeliydi. Gözlerini ovuşturdu ve onun peşinden ilerledi. Bu sefer Fronnie onu zorla götürmüyordu.

Uzun zaman önce gittiği yollardan tekrardan gidiyorlardı. Bu Fronnie için şimdi daha kötüydü. Tartaglia ile beraberdi çünkü. Ona katlanamıyordu resmen... ama o, neşeyle hoplaya zıplaya peşinden ilerliyordu.

Mondstardt'tan Wangshu'ya bağlı tek yolda ilerliyorlardı. Yol patikaydı ve herkesin kullandığı yollardı fakat ilerledikçe, dağlar yükseldikçe tehlikeler artıyordu. İki Hydro kullanıcısının baş etmekte zorlanacağı Hydro slime'ları ve Mage'ler vardı. Her an biri dağlardan düşüp onlara engel olabilirdi. İkisi de tetikteydi.

Deniz kenarından ilerlerken Tartaglia etrafına bakıyordu. "Sanırım etraf temiz, şimdilik."

"Çok kendine güvenme. Burayı iyi bilirim. Kesin bir yerden fırlarlar." Dedi sinirlice ve Fronnie'nin dediği gibi yaşandı her şey. Onların önlerindeki engebeli kayaların yanlarından bir sürü slime fırlamıştı. Slimeların çoğu küçüktü ama buz kalkanı olan slime onların işini zorlaştıracaktı.

☁️Anemo☁️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin