8.Bölüm • Giz

535 45 254
                                    


Merhaba, şu ana kadarki en uzun ve güzel bir bölümle geldimm✨

Keyifli okumalar!

🎵Pera - Giz🎵

8.Bölüm •

Bu hayatta yaptığımız ufak seçimlerin bile, yaşamımızda oldukça büyük farklılıklar yaratacağını oldum olası bilirdim. Fakat bu seçimlerin ne kadarını kendi irademizle yapıyorduk?

Yazılmış olan kaderi mi yaşıyorduk, yoksa böyle yaşayacağımız için mi kaderimiz öyle yazılmıştı?

Bunu sürekli düşünür, içinden çıkamaz, en sonunda kadere sonsuz iman ve teslimiyetle boyun eğerdim. Çünkü bazen teslimiyet, en güzel ve tek çareydi. İnanmak, bilmekten daha kuvvetliydi.

Hangi seçimimin beni Merih'e ulaştırdığını bilemiyordum. O gün o karanlıkta farklı bir sokağa sapmış olsam, şu an ne durumda olacağımı da kestiremiyordum. Muhtemelen onu tanımadan, var olduğunu bile bilmeden yaşayıp gidecektim. Ama işte adımlarım beni ona götürmüş ve bir kere karşılaşmıştık, artık diğer ihtimallerin bir hükmü yoktu.

Ve o günden bu yana, zihnimde ona ayrılmış bir köşe belirmişti. Söyledikleriyle, düşündürdükleriyle sürekli bu köşede yer alıyordu. Merih'i çözmeye çalıştıkça, bu kez ben kendi içimde karmaşıklaşıyordum.

Dün durakta beni aramasından sonra ne hissedeceğimi bilememiş ve uzun süre, hatta gece boyunca düşünmüştüm.

İfadesizliği ve soğukluğuyla yüreğimi buza çevirdikten sonra, tek bir ufak sözüyle de bu buzları eritebilmesi normal miydi?

Ben onun soğuğuna razıydım ama o istediği zaman sıcaklığını da sunabileceğini gösterdikten sonra beni tekrar soğukluğuna maruz bırakırsa, ilk başta sorun etmediğim soğukluk, işte bu defa üşütürdü.

Nihayetinde bildiği tek tat acı olan bir insan; acının acı olduğunu ancak tatlıyı da tattıktan sonra öğrenebilirdi.

Merih, sonradan geri alacağı şeyleri bana hiç vermemeliydi. Ya hep soğuk olmalıydı, ya da hep sıcak.

Çok mu düşünüyordum, olmayacak anlamlar mı çıkarıyordum bilmiyorum ama içimdeki kargaşayı sakinleştiremiyordum. Fazlasıyla duygusal biri olmamın da getirisiyle hislerimi ister istemez yoğun yaşıyordum, bunu törpülemem gerekiyordu.

Dalıp gittiğim düşüncelerimin arasından, kolumdan birinin dürtüp adımı seslenmesiyle sıyrıldım. Sağ tarafıma döndüğümde Bahar, gözünü büyütmüş bana bakıyordu.

"Sana sesleniyorum yarım saattir, ayakta mı uyuyorsun?"

"Dalmışım," dedim oturduğum yerde doğrulurken. "Ne oldu?"

Ancak sonra sınıftaki hareketlenmeyi hissedip etrafımı süzdüğümde dersin çoktan bittiğini, hocanın bile gittiğini görerek şaşırdım.

"Ders ne ara bitti?"

"Biteli 10 dakika oldu," dedi vurgulu bir tonla. "Derse hiç katılmadın bu sefer, ayrıca solgun gibisin. Bir şey mi oldu?"

"Yok bir şey," deyip omzumu silkerek geçiştirdim. "Biraz uykusuzum sadece."

Dersin bittiğini öğrenince sıramın üstündeki, kapağını dahi açamadığım kitabı çantama geri attım. Boşuna ağırlık etmiştim.

Ben toparlanırken yanımıza Miraç da gelmişti.

"Öğle yemeği birazdan başlar, kalabalık olmadan yemekhaneye gidelim mi?"

NEFTİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin