Geç ekledim biliyorum, kusura bakmayın*-* Ama şimdiye kadarki en uzun bölüm oldu, telafi eder sanırım(:Keyifli okumalar!
14.Bölüm•
Yaklaşık on dakikadır aynanın önünde durmuş, yüzümü inceliyordum.
Kahverengi gözlerim, uzun kirpiklerim, biçimli denebilecek dudaklarım vardı. Buğday tenliydim ve elmacık kemiklerimin üzerinde güneşe çıktığımda hafif beliren çillerim vardı ama beni rahatsız edecek kadar değildi. İnce telli, düz, kumral saçlarım omzumun biraz aşağısında bitiyordu. Toplamayı pek sevmediğimden genelde açık bırakıyor ya da ufak kıskaçlı bir tokayla, iki yandan aldığım tutamları ortada tutturuyordum. Ama bugün bir değişiklik yapıp at kuyruğu şeklinde yukarıdan toplamıştım.
Ne kadar incelesem de bir türlü kendim hakkında bir değerlendirme yapamıyor ve güzel miyim değil miyim, tam olarak emin olamıyordum.
O sırada boy aynasındaki yansımamın yanına Sena'nın yansıması da eklenince, kendime bakmayı bırakıp aynadan ona bakarak sordum:
"Sena, sence ben güzel miyim?"
"Bu nereden çıktı şimdi?" dedi biraz şaşırarak.
Bu defa yansımasına değil dönüp de kendisine baktım.
"Güzel miyim, değil miyim?"
Ciddi olup olmadığımı anlamaya çalışıyormuş gibi gözlerini kısarak bana baktı.
"Kaç dakikadır kendini süzüyorsun, ne kadar güzel olduğunu göremedin mi?"
Tekrar önüme dönüp kendime baktım ve dudaklarımı büktüm.
"Ne bileyim, sanki... yeterli gelmiyor."
Tek kaşını havaya kaldırdı.
"Ne için yeterli gelmiyor?"
İç çektim ve sessiz kaldım. Dış görünüşün çok fazla önemli olduğunu düşünmüyordum ama tamamen önemsiz de sayılmazdı. Özellikle şu sıralar ister istemez görünüşüme daha da dikkat eder olmuştum.
"Kendini her kime beğendirmeye çalışıyorsan, emin ol, ekstra bir çabaya gerek yok."
Gözlerimi büyüterek Sena'ya baktım.
"Ne kendini beğendirmesi? Ne çabası?" diyerek inkâr etmeye giriştim. "Öyle bir şey yok, son staj günümde daha şık olmak istedim sadece, hepsi o kadar."
Aslında hepsi o kadar değildi, neyse ki Sena üzerime gelmemek için bu konuyla ilgili fazla bir şey söylememişti.
"Bilemem artık," deyip omzunu silkti. Sonra beni baştan ayağa dikkatlice süzdü. "Bugün sahiden de çok güzel olmuşsun."
Beğeni dolu sesi beni biraz utandırmıştı.
Dönüp tekrar aynada kendimi süzdüm.
Üzerime kahverengi, salaş bir kazak giymiştim ve kazağımın önünü krem rengi kot pantolonumun içine sokmuştum. Belime de siyah bir kemer geçirmiş, aksesuar olarak da sadece geniş bir kolye ve siyah kol saatimi takmıştım.
Sena'nın da onayını aldığım için sonunda giydiklerimi içime sindirince memnuniyetle gülümsedim.
Son kez aynaya bir bakış attıktan sonra "Neyse," deyip geri çekildim. "Ben artık gideyim, son günümde geç kalmak istemiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFTİ
Romance"Gözleri... Yeşilin en güzel tonu olan gözlerine baktığım ilk an, sanki sisli bir ormanda kaybolmuşum gibi hissetmiştim. Sisli, serin, ıssız bir ormanda... Öyle ki bir an nemli toprakların kokusu bile gelmişti burnuma. Karnım karıncalandığında, hâl...