Bu konsere üçüncü çıkışımdı. Hâlâ çok heyecanlanıyordum. Burası Dallas. İlk konserimiz J-Key ile beraber New York'ta olmuştu. Sahneye ilk çıktığımda karşımdaki kalabalık beni korkutmuştu. Beni cesaretlendirdiler ve zor olsada alıştım gibi. Dallas'taki konser benim için daha kolay oldu. Bir de tek çıkmadığım için o kadar stres yapmıyordum. Konserden kazandığımız para ile hep kurmak istediğim evsizlere yardım kampanyasını kurduk.
Şimdi ise evimde tek başına oturuyordum. Sıkıldığım için bahçeye çıktım. Şu süs havuzunu çok seviyordum. Boş vakitlerimde tam karşısına oturuyordum. Kafa dinlemek için gayet uygun oluyordu.
--
Bugün albüm kapağı için fotoğraf çekimimiz vardı ve yeni menajerimizin adı; Rick Walker. Haftaya konser turlarımız başlayacaktı. Daha sonra da Mr. Reynold'ın Talk Show'una davetliydik.
---
Stüdyoda boş boş oturuyordum. Mich seslendi:
-Nina! Şuna bak. İzledin mi?
Meraklı adımlarla yanına gittim, izledigi külüstür televizyona baktım:
-Lanet olsun, bu adam kendini ne sanıyor? Dediklerini sen de duydun mu?
Yapmacık bir kahkaha attım. Kısa sürede diğerleri de toplandı. Benim en son yaptığım konuşma ekrana geldi:
" Çünkü beyazlar üstün, bütün imkanlara sahip olanlar onlar. Köle ve ezik olanlar her zaman siyahlardı. Katil, zorba onlar bu. Sokakta yaşayanlar onlar. Beyazların bencilliği, kibri sonucu oldu bu. Hepsi bu, biraz kendini sorgula çünkü Tanrı senin beyaz mı yoksa siyah mı olduğuna bakmayacak"
Ardından bir haber çıktı "XXL sert ve alacı sözleri nedeniyle herkesin eleştirisini topluyor."
Mr. Leonardo ırkçı biriydi, sözüne devam ediyordu:
"Nina, kendini siyah sanan aciz biri. Şarkılarında herkese diss atıyor olmasının nedenini de buna bağladım. Sadece sözlerinin arkasına saklanıyor. Korkaklar böyle yapar bilmez misiniz? Zaten başından beri bu grubun yaptığı çalışmalara saygı duymadım."
-Kapatın şunu! Canlı yayın mı bu?
Çok sinirliydim. Programın yapıldığı adresi aldım. İçeri girmeme izin verilmemişti. Sinirimi yatıştırdım ve güvenliği zorla aştım, içeri girdim. Seyirci büyük bir alkışa kapıldı. Leonardo arkasına baktı, beni görünce gülümsemesi dondu. Yanına yürüdüm. Seyirciye selam verip Mr.çok bilmişe döndüm. Sinirim geçmişti ve gülüyordum:
-Böyle bir kitleye beni kötülüyorsun.
-Çoğunluğu benim gibi düşünüyor.
-Kanıtlayalım, seyirci bir alkışlayabilir mi?
- Bence buna hiç gerek yok.
-Pekala. Senin bana saygın olmayabilir ama bu senin programın bir şey demiyorum.
- Evet, benim programım ve bugünün konuğu sen değilsin.
- O zaman neden benim hakkımda konuşuyordunuz?
Seyirci alkışladı Gülümsememi bozmadım:
-Diyeceğim sadece şu; Diss Rap'in kuralıdır. Yani benim gibi Underground Rap yapanlar için bu çok normal.
Leonardo'nun diyecek bir şeyi kalmamıştı, devam ettim:
-Yeni parçamızın konusu olabilirsin.
Salona selam verip programdan çıktım. Stüdyoya geri döndüm. Gruptakiler gülüyordu."Çok iyi yaptın"
----
Bugün konser çıkışı birkaç hayranımızla konuştuk. İleride güvenlikle boğuşan Sussie ve Nikki'yi gördüm. Güvenliğe işaret yaptım. Yanıma geldiler, üzgün bir şekilde konuşmaya başladılar:
-Annemiz... öldü. Sana yaptıklarımız için çok pişmanız, lütfen bizi affet.
-Ne istiyorsunuz?
-Annemin ameliyatı için büyük bir borca girmiştik. Ödeyemedik ve eve haciz geldi. Lütfen bizi yanına al, bizi kardeşin diye tanıt!
Yüzlerine bile bakmadım
-Rebbeca için üzgünüm.
Arkamı dönüp tur arabasına yöneldim.
Aslında böyle davranmak içimi huzursuz etmişti. Ertesi gün menajerimiz aracılığıyla onlara bir miktar para yolladım. Bir daha da işim düşmezdi zaten.
Başka bir gün başka kişilerden yeni eleştiriler aldım. Tabi onların programlarını da basmadım. Sadece bu bana çok fazla ağır geliyordu. Siyahların arasında tek beyaz olmamın neresi eleştiri toplayabilirdi ki? Sırf uydurmak için uyduruyorlardı. Gruptaki tek bayan olduğum için adım çıktı, primci oldum ve çeşitli küfürler edildi. Bunu kaldıramıyordum. Ayrıca neden tek ben? Grupta tek ben yoktum. Battle da edilen laflardan daha ağır şeyler söylendi. Bunu gerçekten hak etmediğimi düşünüyordum. Ayrıca diğer kadın sanatçılar gibi amacımı aşıp da oramı buramı göstermiyordum. Sadece işimle uğraşıyordum. Aynı konuyu Stan ile konuşuyorduk. Stan:
- Çünkü insanlar birini çekemediklerinde arkalarından konuşurlar.
-Ben ara vermeyi düşünüyorum.
-Daha bir yıl oldu.
-Katlanamıyorum. Beklediğim sadece saygıydı.Ünlü olmak bana ağır geldi. Geri dönüp sadece Battle'a gitmeyi tercih ederim. Artık sahneye çıkmayacağım.
-Bak, biz seni destekliyoruz. Bir programa katılıp bu iftiralara bir açıklık getiririz.
Marshall:
-Hayranlarımız zaten belli. Onlar bize saygı duyuyor.
-Bilemiyorum.
-Peki o zaman kısa süre yazmayalım.
-Hayır, benim yüzümden durmayın, lütfen.
-Hadi ama 'ilk tanıştığımız Nina'ya geri mi dönüyorsun? Sana hiçbir yararı dokunmayacak.
-Sadece kısa süreliğine -
Mich lafımı böldü:
-Onlara inat yılmadığını göster, onların hedefi zaten bu.
-Gerçekten çok iyi motive ediyorsunuz ama-
-İtiraz yok!
-Kurtuluşum yok değil mi?
Başımı sallayıp güldüm. 'Tamam'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hiphop Ve Sokaklar
Ficción General" Benim hayatımı değiştiren rap oldu, sokak değil..."