Bayağı uzun bir süre oldu. Bu süre içinde evden hiç çıkmadım. Nasıl oldu bilmiyorum ama yalnız kalmaya ihtiyacım vardı. Bunalım gibi bir şey. Evde kalmaktan kafayı yemiş durumdaydım. Bütün gün bir şeyler karalıyordum ve hep sıkkındım. Ev zaten tek odalı ve küçüktü. Hayır dostum, sadece olanları sindiremiyordum. Geldiğim şu duruma bak! Çok zor geçiniyorduk, sokaktan iyiydi belki ama yine aynı fakirlik. Hiç bilmediğim yerlere kaçıp gidesim vardı. Fazla umursamaz oldum. Başka bir sorun ise mahalledeki-fazla kişi yok ama- herkes bizim uyuşturucu kaçakçısı olduğumuzu sanıyordu. Onlar siyah diye uyuşturucu kullanacak değillerdi. Bağımlısı olduğumuz tek şey Rap müzikti.
Her zamanki gibi bir gün koltukta uzanıyordum. Çöpten bulduğumuz eskimiş bir radyo... Will onu onardı. Her neyse işte radyo dinliyordum. Birden bizim şarkımız çıktı. Kendi sesimi dinleyince bir garip oldum. En son babama yazdığım şarkıydı bu. Sanırım babam duymuş olmalı ki aniden kapı çalmaya başladı. İrkildim, sonra kapıyı açtım. Babam çok öfkeli bir biçimde bana bakıyordu:
- Sana burada kalabilirsin demiştim ama yerinde rahat duramadın! Bak sesleri içeriden de geliyor! Ne o şarkını mı dinliyordun?!
- Baba sakin ol!
- Kalk, topla eşyalarını bu sefer haddini aştın!
Babam kolumdan zorla tutarak bütün sokak boyunca beni sürükledi. Bütün yol boyunca çığlık attım:
- Bırak kolumu gitmek istemiyorum!!
- Göstereceğim ben sana gününü, yürü! Bağırma artık!
Beni üvey annem ve kardeşlerimin evine götürdü. Zaten o da orada yaşıyordu. Kapıyı Rebbeca açtı:
- Onu buldun mu? , dedi endişeli ve sevinmiş gibi yaparak. Nikki ve Sussie hiç boş kalır mı? Onlarda kapıya koştular. Babam:
- Gir içeri çabuk'' diyerek itti. Düşecek gibi oldum, kapıya tutunup Rebbeca'ya baktım. Babam ''Benim birkaç saatlik işim var, dönerim'' deyip gitti.
Ve kabuslarım gerçekleşiyordu. Sussie ve Nikki eğer onların dediklerini yapmazsam bana her türlü iftirayı atardı ve babamın kulağına giderse işte o zaman felaketim olurdu ama onlardan korkmuyordum. Zaten bir evim var ve yazdıklarımdan dolayı asla pişmanlık duymuyordum. Üst kata çıkıp oturdum. Rebbeca:
- Kalk çabuk,oturma. Evi temizle biraz!
- Ama zaten bir temizlikçiniz var.
Kalkıp banyoya gittim. Nikki:
- Rapçi pislik!, dedi.
- Şarkılarımı mı dinledin?
- Hayır, babam bahsetti. Senin bir grup siyah ile yaşadığını anlattı.
- İyi bari bir bunu doğru anlamış.
- Ne diyorsun kızım sen? Seni babama söyleyeyim de o zaman gör!
- Elinden geleni ardına koyma.
- Sen Nina mısın şimdi? Daha geçen yıl bize hizmet ediyordun. Nasıl oldu bu evrim hı?
- Seni de sokağa yollayalım istersen. İftirayı ben bulurum.
- Çekil önümden!
***
Ah! Ama bana rahat yok ki. Nikki, Sussie'ye konuştuklarımızı anlatmıştı. Bu sefer ikisi birden sataştı. Rebbeca da gürültüye dayanamayıp bize kızdı, başı ağrıyormuş hanımefendinin!
******
Acaba bizimkiler beni evde bulamayınca ne yaptılar diye düşünürken babam geldi.Yine öfkeyle kolumdan tuttu ve beni en alt kattaki depoya kilitledi. " Burası çok karanlık, olamaz! Açın şu kapıyı ! Hepinizden nefret ediyorum, kalbi katılaşmış acımasızlar!!"
Bağırmamı duyan Rebbeca kapının yanında durup beni susturmak için kapıya vurdu.
"Lanet olsun!"
********
Sabah oldu. Sussie kilidi açıp kahvaltıyı getirdiği zaman onu itip kaçtım."Üzgünüm bunu yapmak zorundayım" Sussie'yi depo'ya kilitledim sonra kaçtım. Hayatım kaçmaktan ibaretti zaten...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hiphop Ve Sokaklar
General Fiction" Benim hayatımı değiştiren rap oldu, sokak değil..."