"Her Şey Yolunda"

75 23 6
                                    

Uyandığımda artık ormanda değildim. Sıcacık bir yatakta yatıyordum. Etrafıma baktım. Burası...Bir dakika ne? Burası benim odamdı. Ama nasıl olur? Nasıl geldim ben buraya? Ormandaki ağaçta yaslanırken buraya mı ışınlandım? Hadi ama Aydan daha neler! Kaç yılında yaşıyorsun sen? Yatağımdan kalktım. Banyoya gidip yüzümü yıkadım. Evet, gerçekmiş!  Camdan dışarı baktığımda havanın harika olduğunu gördüm. Üstümü değiştirmeye karar verdiğim sırada kapı çaldı. Gelen kişi Burak'tı. İçeri girebileceğini söylememe rağmen girmedi. Peki, teklif var ısrar yok! Kapıya doğru yaklaştım. Ama arada 3 adımlık bir mesafe bıraktım. Böylesi herkes için daha iyi. Acı verse de. Meraklı gözlerime baktığında  konunun ne olduğunu anladı. Bu adam fazla mı kusursuz ? Her hareketiyle beni etkilemeyi nasıl beceriyor? Nasıl  benim aklımdan geçenleri okuyabiliyor?

"İsterseniz ilk yemek yiyin Aydan Hanım. Sonra benimle konuşmak istediğiniz konuyu detaylıca anlatırım."

Kabul eder şekilde başımı salladım. Şu adımın yanına koyduğu saygı kelimesi canımı sıkıyordu. Hanım! Ormanda Aydan diyordun ne güzel şimdi de desene be adam. Bana biraz daha yaklaştı. Sadece benim duyacağım şekilde konuştu:

"Alkın iyi merak etme. Ona bir şey olmaz zaten kolay kolay. Yüzündeki şu ölü tavrı da sil. Üç kuruşluk bir herifin adını sayıkladın tüm gece. Ve son olarak dün yaşananları ikimizden başka kimse bilmiyor. Ben sana açıklama yapana kadar  kimseye bir şey anlatma. Babana bile." ve hızlıca benden uzaklaşıp odadan çıktı. Şu adamla yaşadığım her an eşsiz benim için. Herkesi kendine bağımla hale getirmeyi çok iyi biliyor. 

Boş hayalleri bırak Aydan! Kendini kandırmaktan başka ne yapıyorsun? Onun yaptığı gibi yap sen de. Onu boş ver. Belki de bizim için, daha doğrusu kendim için doğru olan bu. 

Yüzümü yıkamak yetmemişti, o yüzden duşa girmeye karar verdim. Hızlı bir duşa girdikten sonra rahatlamıştım. Saçımı kurutup üstümü giyindikten sonra aşağı indim. Babam yoktu. Zaten genelde kahvaltıyı sevgili erkek kardeşimle yapardım. Babamın olmaması beni rahatlatmıştı.

"Ablanıza günaydın demeyecek kadar saygısız mı olduk Efe Bey?" Başını telefondan kaldırıp o kızları etkilemek için attığı gülüşlerden birini attı.

"Özür dilerim Aydan Hanım. Geldiğinizi duymadım. Gününüz kalbiniz kadar güzel geçsin efendim. Afiyet olsun" yerinden kalktı ve bir centilmen gibi selam verdi. Giderken arkasından seslendim:

"Beni o etkilediğin kızlarla bir tutma. Ve yemekten kalkıp beni yalnız bırakmana da ayrıca kırıldım. Ne zaman ablana şu tavladığın kızlar kadar zaman ayıracaksın merak ediyorum. Duydunuz mu beni Efe Bey?" Uzaktan sesi geldi:

"Duydum Aydan Hanım. En kısa zamanda bunu telafi edeceğim. Söz veriyorum. Seni seviyorum. " Bu çocuk adam olmaz. Gerçekten. Ama bazen ağzı iyi laf yapıyor. 

"Ben de seni."



Uzun Bir Yol KaranlığaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin