"Tutkulu Bir Öpücüğün Sonuçları"

45 14 14
                                    

Az önce ateş gibi olan bedenim birden ürpermişti. O ifadesiz suratı her şeyi anlatmaya yeter gibiydi. Her şeyi yanlış anladığını söylemeye çalıştım gözlerimle. Oysa o yüzüme bile bakmadı. Canım acıyordu. Alkın'a baktığımdaysa artık sırıtmıyordu. Ciddi bir ifade yerleşmişti yüzüne bakışlarını tekrar bana çevirdi. Derin bir nefes aldı. Gözleri yorulmuş gibiydi. O an küçük ve masum bir çocuk gibiydi. Benden uzaklaştı. Ve giderken son kez sadece benim duyacağım şekilde konuştu:

"Umarım bir gün her şey yerine oturduğunda beni anlayacaksın." Ve gitti. Öylece kaldım orada. Bütün günahları üstüme yüklenmiş gibi hissediyordum. Burak'a baktığımda beni izliyordu ama asla gözlerime bakmıyordu. Sadece bakıyordu. İlk kez gördüğü gün gibi. Cesaret edip yanına gidemedim. Ama o gelmişti. Aramızda mesafe vardı. Ona döndüğümde gökyüzüne bakıyordu. Yandan bakınca bile yakışıklı olabiliyordu. Nefes aldı ve yan gözle bana baktı. Sonra bakışlarını tekrar gökyüzüne çevirdi ve bir şeyler fısıldadı. Sonra ban döndü ve kollarını birleştirdi:

"İki gün önce vurduğun adamla şimdi kuytu köşelerde öpüşüyor musun? Ondan nefret ettiğini sanıyordum." Dediklerini duyunca beynimden vurulmuşa döndüm. Şaşırmış bir şekilde ona baktım.

"Sandığın gibi bir şey değil." Kaşlarını çattı ve başını salladı.

"Her şeyi gördüm Aydan. Onunla nasıl 'tutkulu' bir şekilde öpüştüğünü gördüm. Sandığım gibi değil, ha? Her şey ortada işte. Niye inkar ediyorsun ki? Öpüşürken senin aklını başından aldığı belli. Ben sanmıştım ki..." Sesi sinirli çıkmıştı. En son diyeceği şeyden vazgeçmişti. Söyledikleri canımı acıtmıştı. 'Tutkulu' kelimesini bastırmıştı. Bana sinirliydi. İlk defa böyle bir tepki veriyordu. Şaşırmıştım. Hep mesafeli olmuştuk ama şimdi farklı gibiydi. İfadesiz bir şekilde bakmaya çalıştım. Boğazım düğümlenmişti. Bir kaç kelime daha ederse ağlayabilirdim. Yüzümdeki ifadeyi gördüğünde ciddileşti. Gözlerime bakmadan konuşmaya başladı:

"Özür dilerim. Seni kırmak istemedim. Ben gereksiz bir tepki verdim. Sonuçta senin hayatın." Sonra gözlerime baktı. Bakışları o kadar masumdu ki hemen olanları unutmuştum. Başımı iki yana salladım. Bu gergin havayı değişmek için asıl konumuza döndüm:

"Evet seni dinliyorum" Gülümsemeye çalışmıştım. Becerebildim mi bilmiyorum. Konun değişmesi hoşuna gitmişti. Hafif bir gülümseme yayıldı dudaklarına ve konuşmaya  başladı:

"Ormanda uyuduğunda üşüyüp hasta olmandan korktum. Zaten tüm gün orada bekleyemezdik. Sonra seni kucağıma aldım ve yürümeye başladım. Şansımıza ormanın bekçisi bizi buldu. Oradan sonra seni buraya getirmem zor olmadı." Beni düşünmüştü. İkinci kez kahramanım olmuştu. Ona yaklaştım ve sarıldım. Buna o kadar ihtiyacım vardı ki. Onun kokusu hayat gibiydi. Eşsiz. Kollarının arasında olmak güvende hissettiriyordu. Kimse bu anı bozmasın, lütfen. Ama bu kadar uzun sarılmak göze batardı. Kollarından ayrıldığımda tekrar gözlerine baktım:

"Teşekkür ederim." Sözlerim gecenin karanlığında kaybolup gitti. Ufak bir tebessüm belirdi dudaklarında sonra gitti. Arkasından baktım öylece. Gidişini izledim. Sonra gözden kayboldu. Yürürken bile karizmatikti. Öylece gökyüzüne bakıp durdum. Birden içimde bir duygu onu durdurmamı söyledi. Ona her şeyi anlatmalıydım. Bütün hislerimi söylemeliydim. Peşinden gidip onu bulmaya karar verdim. Bahçenin ana bölümünde kimse kalmamıştı. İçeriye girdim ama orada da kimse yoktu. Herkes gitmişti. Zaten vazgeçtim. Kendimi rezil etmek istemiyordum. Ben de odama çıkmaya karar verdim. Odama girdim ve üstümü değiştim. Olanları hatırladıkça hem geriliyor hem de rahatlıyordum. Sonra yatağımda hızlıca yazıldığı belli olan bir not fark ettim:

"Aklındaki düşünceleri bir kenara bırak ve kafanı pencereye çevir. Vazodaki masum leylakları görüyor musun? Kokusu senin kokun kadar güzel. Onları sevdiğini biliyorum. Tekrar özür dilerim. Umarım seversin -Burak"

Kafamı çevirdiğimde vazoya konulmuş bir demet leylak gördüm. Nerden biliyordu leylakları sevdiğimi? Yatağımdan doğruldum ve leylakları kokladım. Çok güzellerdi. Kalp atışlarım hızlanmıştı. Bu adam gerçekten aklımı başımdan alıyor!

Uzun Bir Yol KaranlığaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin