"Geçmişte Kalan Hatalar"

52 14 13
                                    

2 yıl önce

Üniversiteyi bitirmeye yakın Alkın'la tanışmıştım. Kendisi okulunu yeni bitirmişti ve babasının şirketinde çoktan çalışmaya başlamıştı. Kendisi hırslı, zeki ve esprili bir insandı. Bunun yanında bütün kızların ağzını sulandıracak kadar yakışıklıydı. Zeki bir insana göre fazla karizmatik! İyi bir arkadaşlık kurmuştuk. Beni daha önce gitmediğim yerlere götürürdü. Tiyatrolarda ve sinemalarda saatlerce vakit geçirirdik. Ve bir zaman sonra anladım. Buna arkadaşlık denmiyor.

 Meğer onun için de durum farksız sayılmazmış. Bana bir yaz akşamı sahil kenarında duygularından bahsetmişti. Gerçekten o kadar romantikti ki, yerimde hangi kız olsa eriyip gideceğine eminim. Ben de deli gibi seviyordum onu.  

Alkın her yönden harika gibi dursa da buz dağının görünmeyen bir yüzü vardı. Gece hayatı. Alkın neredeyse her gün akşamlarını gece kulüplerinde, partilerde geçiriyordu. Bunu da bana söylememişti. Telefonla konuştuğumuzda öğrenmiştim. Bana bir iş için orada olduğunu söyleyip kapatmıştı. Çok sinirlenmiştim. Nasıl böyle bir adam olabilir? 

Bir gün gece yarısı evine gitmeye karar verdim. Eve vardığımda dışarıdan geçen her kişinin  duyabileceği  şekilde müzik sesi geliyordu. Kapıyı tanımadığım bir adam açtı. Yakışıklı diyebileceğimiz bir tipti. Dans etmekten yorulmuş gibi gözüküyordu. Nefes nefeseydi. Bir süre yüzüme baktı. Sonra gözleri bedenime kaydı. Yüzü hayal kırıklığına uğramış gibiydi.

"Kime bakmıştınız?" 

"Partiye geldim" her şeyi öğrenmek istiyordum. O yüzden aralarına karışmak en iyisi.

"Bu kıyafetlerle mi?"

"Fahişe gibi giyinmek zorunlu muydu?" dediğimde sözlerim komik gelse gerek sırıtıyordu.

"Bu kadar ateşli olacağını tahmin etmezdim"

"Beni burada bekletmeye devam edersen ne kadar iyi adam dövdüğümü de tahmin etmemiş olacaksın" Artık kahkahalarla gülmeye başlamıştı. Yüzüme sahte bir gülümseme oturmuştu.

"Artık şu partiye katılabilir miyim? Kapıda durmaktan yeterince sıkıldım." Sonunda önümden çekilmişti. Umarım daha fazla muhatap olmak zorunda kalmam. İçeride neredeyse şehrin yarısı vardı. Bir yığın dolusu çılgınlar gibi dans eden sarhoş insanlar. Havadaki alkol kokusundan bile insan sarhoş olabilirdi. İnsanları tek tek incelemeye başladım ama hiç birini tanımıyordum. Alkın da ortalıkta yoktu. Huzursuz olmuştum. Kedi yavrusu gibi bir kenara sinmiştim. Ardından yanıma birisi oturdu. Görmezden gelmek isterdim ama kapıdaki çocuk çoktan konuşmaya başladı:

"Adını söyler misin yoksa sana "ateşli kız" diye seslenmek zorunda mı kalayım?"

"Bence yanımdan kalkmak senin için daha güvenli bir seçenek olacak" gene sırıtıyordu. Ardından yüzünü yakınıma getirdi.

"Bu kadar naz yapmamalısın. Ateşli olmak senin doğanda var" Gözlerimi devirdim. O ise göz kırpmayı tercih etti.

"Kimse sana can sıkıcı ve yılışık bir insan olduğunu söyledi mi?" Bu sefer sırıtan bendim.

"Hayır. Hep tam tersini söylerler. Ne kadar eğlenceli ve çekici olduğum gibi" Zafer kazanmış gibi yüzüme bakıyordu. Bense umursamaz şekilde omuz silktim. Tam tekrar konuşmaya başlayacaktı ki ayağa kalktım. Artık Alkın'ı bulmalıyım. Yeterince boş boğazlık ettim. 

"Nereye ateşli kız? Daha numaranı vermedin?" Yüzü üzülmüş gibiydi.

"Gerekli olduğunu sanmıyorum. Zaten yeterince konuştuk. Fazlasına lüzum yok. Hem sen beni bırak. Bak şurada çakma sarışınlar var. Git, onlar seve seve numaralarını verirler. Onlar daha sevecen davranırlar sana"

Uzun Bir Yol KaranlığaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin