Karşılaşma

75 5 2
                                    

Evet! Sonunda beklenen buluşma ile bölümü size bırakıyorum; iyi okumalar!

  "Hey"

Taehyung durdu. Burada ses çıkarmak istemiyordu ama görünüşe göre komutan, yaşamaktan çoktan sıkılmıştı. Yavaşça başını kaldıracakken, Namjoon tekrardan konuştu.

"Yerde, nişanın düşmüş."

Taehyung'un gözleri bu sefer farketmediği; işaret parmağının uzunluğunda, iki parmağının genişliğinde püsküllü bir tahtaya takıldı. Üstünde adaletin simgesi olan; maat vardı. Kafasında bir deve kuşu tüyü vardı. Yanlara uzanan uzun kanatlar ve onlara parelel olan kollar. Taehyung eğilerek onu aldı, tozlarını silerek daha da oyalandı, gerçi amacı da buydu. Namjoon ve Yoongi adalet adamını (!) yalnız bırakıp, yakaladıkları mahkumun -Taehyung'un- zindanına ilerlediler. Taehyung ise bunu fırsat bilmiş ve hemen oradan tütmüştü. Bu adamlar geldiyse az bir zamanı kalmıştı. Şimdi ise sarayın bilinmeyen bir yerindeydi. Koşuşturan ayak sesleri ise artık zamanla hatta kaderiyle yarıltığının işaretiydi. Kahretsin! Bu adamları plana katmamıştı. Ama biliyordu, eğer buraya geldiyse öldüreceğim adam burada olacaktı. O an peçesi sarılı kadınları gördü, saraydaki karışıklık hemen dikkat çekmişti belli ki dedikodusu yapılıyordu. Taehyung'un fark ettiklerinde gülüşerek selam vermişlerdi. Taehyung ise alıcı gözüyle bakmıştı ama kıyafetlere. Tabii kızların bunları pek bilmesine gerek yoktu.

  Taehyung, bir kez daha kıyafet değiştirmiş ve bayıltıp bağladıktan sonra canı sıkılmış kızların hayat ipini kesmişti. Kaçarlarsa ve bulunurlarsa sıkıntı olurdu. Giydiği yeni kıyafetlerle kızların birinin el işini alıp, oradan narin(!) adımlarla yürüdü, yani o öyle sanıyordu. Yürüyüşündeki sertlik; kadın olmadığını bağıran nitelikteydi. Tam çıkışa yaklaşmıştı ki bir asker kolundan tuttu. Kaçıncı ölü olacaktı bu?

"Kadın, harem bu tarafta orası Firavunun bahçesine gider. Bilmiyor musun akılsız?!"

Hangimiz daha akılsız diye düşündü Taehyung, ölümün kendisini tutan bu adam mı? Yoksa birini daha öldürmemek için hedefi bulmaya çalışan Taehyung mu? Cevap basit.

"Ne bakıyorsun suratıma hadi git şu tarafa"

Taehyung'un tam anlamıyla bok çuvalı gibi attı bir kapıya doğru. Öyle şiddetliydi ki kapının hemen yanındaki vazo sallandı. Evet, bu son damlaydı. Görev falan umrumda değildi bu adamı şimdi, hemen burada doğraya-

"Bu tarafları da arayın!"

Tabii düşüncelerini bölen o uğursuz komutan olmasaydı. Taehyung kendisini düzeltip, kapıyı açtı. O an arkasında onu iten asker ile komutanın konuştuğunu çok net bir şekilde duyuyordu. Bir kaç kelime yakalamıştı.

"Kapıdan... mahkum.."

"Nöbetteyim... Bahçe"

Muhtemelen komutan, Kapıdan mahkum kılıklı birinin geçip geçmediğini soruyordu. Asker ise; Nöbetçi olduğunu burasının Firavun'un bahçesi olduğunu. Ne olmuş Firavun'un bahçesiyse? Zamanında  Sezar'ı bile öldürmüştü o. Cücük bir Firavundan mı korkacaktı? Taehyung sırıtılış ile sonunda kapıyı açıp içeri girdi. Tamam... Böyle bir şenlik beklemiyordu. Kilolu yaşlı dedelerin, amcaların şarap içerek güzel kızları götürdüğü bir şenlik en azından. Hay sıçayım şansıma.

Neyseki Taehyung dikkat çekmeden bir kapı açıldı. İçeri arkada adamları ile yakışıklı bir çocuk girdi. Taehyung, o an çocuğun elindeki işarete baktı. İşte öldürmesi gereken, başına onca macera açan yavşak buydu. Ve muhtemelen o Firavundu. Arkadaki adamlarına bakıp tahta oturmasından kavramıştı bu durumu. Keyifle sırıttı. Ama bu sırıtılış uzun sürmedi,  Firavun'un gözlerini üzerinde hissetti. Kahretsin eğilmeyi unuttum!

Firavun yanındaki adamın kulağına bir şeyler söyledi. Taehyung elini gizlice, hemen arkasında duran kapı tokmağına götürdü. Kapı hafifçe aralandı ama hemen arkada komutanın sesini ve bir arkadaşını daha duydu. Önü ve arkası kurtlarlarla sarılmış bir sırtlan gibiydi. Bunları düşünürken, nöbetçi çoktan yaklaşmıştı. Eğer şimdi tepki verirse dışarıdaki nöbetçiler tarafından anında enselenirdi. O yüzden peçesini düzeltip kapıyı açtığı sessizlikte aynı şekilde kapattı ve oradan yönünü değiştirdi. Aksiliktir ki nöbetçi de aynısını yaptı. En azından tenha bir yere çekmeliydi bu adamı. Ama aksilikler peşini bırakmayacak olacak ki Taehyung, fark etmeden önünde dikilen çocuğa baktı.

Zifiri karanlık dipsiz gözler, kara elmas kadar simsiyah saçlar. Şekilli bir vücut, otoriter bir duruş ve kendinden emin bir bakış. Bu kesinlikle Firavundu.

Firavun sırıttı ve Taehyung'un belinden tuttuğunda çuval  gibi omuzuna attı. Afallamıştı o da herkes gibi. Belli ki Firavundan böyle bir şey beklemiyorlardı. Kendi toparladığında ise tahta oturmuş bir Firavun'un kucağındaydı.

"Devam edin ne duruyorsunuz ben seçimimi yaptım"

Yüzünde başkalarına göre korkunç Taehyung'a göre aptal bir sırılışla, yüzünü Taehyung'un boynuna gömdü. Yavaşça fısıldadı her kelimenin üstüne basarak. Yeterince tehditkar geliyordu sesi.

"Bu gece beni eğlendir güzelce."

Açıklama panosu ;

Maat; kelime anlamı adalet, denge demektir. Fotoğrafını şuraya koyuyorum.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 17, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

   ☥ Firavun'un Gözdesi ☥ //kookvHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin