Medyayla aşk yaşıyorum şuann😋
♾♾
Odanın kapısını açıp içeri geçmem için belimden tutup sürüklediğinde ben hâlâ transtaydım. Vur dedim öldürdü yani. Bu kadarı da minik kalbim için fazlaydı.
Beni puflardan birine oturtup diğerinede kendisi oturmuştu.
"Anlat." Silkelenip kendime geldiğimde 'neyi?' demiyecektim çünkü neyden bahsettiğini anlamıştım.
"Şey, rüyalarımda geleceği görüyorum." Kafamı eğip konuştuğumda odada kahkaha sesi yankılanmıştı. Elini ağzına koyup kahkaha atıyordu. Ama neden???
"Sana onu sormamıştım." Gülmesinin ardından konuştuğunda rezilliğimin ardından kıpkırmızı olduğuma eminim.
"Ne sorduysan adam akıllı söyle o zaman! İki saattir kıvranıyorum burda!" Sinirle sesimi yükselttiğimde, iki elini havaya kaldırıp masumum ben bakışları atıyordu.
"Tamam tamam, bilekliğinin anlamını sormuştum?" Cidden şu karşımdaki Yeonjun'muydu yoksa ikizi mi vardı bunun?? Yalnız kaldığımızda çok başka, ama diğer insanların yanında daha bir başka oluyordu. Neden?
"Annemindi bu bileklik." Anında gözlerim dolmuştu, kafamı eğip kolumdaki bilekliği okşamaya başladım.
"Annem bizi hiç sevmedi, yani abimle beni. Babamda onun aksine bizi severdi. Bu yüzden babamla arasındaki bir engel olarak görmüştü bizi. Benim yaşım küçükken boşandılar, ben annemle eziyet dolu bir hayat yaşarken, abim ve babam harika bir hayat yaşadılar. Ama yine sorsa hakim bey 'annende mi kalmak istiyorsun babanda mı?' diye, 'annem' derdim. Bir kere bile 'canım oğlum' deyip saçımızı okşamadı ya da ne bileyim hiç sarılmadı bile. Çocukken arkadaşlarımın annesi onları okula yolcu ederken sarılıp anlından öperdi, ne kadar kıskanırdım onları. Bir keresinde annemi bir bahaneyle kapıya çıkartmış, güya beni yolcu ediyor süsüyle, ona zorla sarılmıştım. İlk başta irkilmiş sonra kolunu sırtıma koyup patpatlamıştı. Biliyordum annem bizi seviyordu ama göstermek yerine nefret kusmayı tercih ediyordu. Bunların tek sorumlusuysa annemi kendine layık görmeyen babamdı. Ona biraz daha ilgi gösterip hakaret etmeseydi şuan annem yaşıyor ve bizi seviyor olurdu." Hangi ara aktığını bilmediğim göz yaşlarımı silip burnumu çekmiştim. Beklemediğim bir anda Yeonjun beni ayağa kaldırmıştı. İlk önce yüzüme uzunca bakmış daha sonrada sarılmıştım. Tanrım şuan rüya mı görüyorum ben??
"Ağlama." Ellerini sırtımda gezdirip beni rahatlatmak için elinden geleni yapıyordu. Ama ben yerim seniii, içinden tatlı bir ayıcık çıkmıştı resmen.
Onun omzuna kafamı koyduğumda duyduğum yoğun yaban mersini kokusu(arkadaşlar araştırdım var böyle bi koku şzlsksksk) burnumu ele geçirmişti. Neydi bu çocuğun mor takıntısı??
Rahatlamamı sağlayan o enfes koluyla gözlerimi hafifçe kapadım ve o anın tadını çıkardım.
"Senden hoşlanmam normal mi??" Bayık gözlerle dediğim şey kafama sonradan dank ettiğinde gözlerimi büyültmüş ve sessiz söylediğimden duymaması için dua etmeye başlamıştım.
"Bilmem sence normal mi?" Hâlâ sarılıyorduk ve onun kıkırtısı kulaklarıma ulaşmıştı. Yine rezil oldun Beom aferin. Her seferinde de başarıyorsun da bu işi.
Cevap vermek yerine omzuna daha çok sindiğimde o ise omuzlarımdan tutup ayrılmıştı. Gözlerimin içine bakıp gülümsediğinde ben utancımdan olduğum yerde ezilip büzülüyordum.
Elini çeneme koyup kaldırdığında gözlerinin içine bakmamı sağlamıştı. Ne yapıyordu bu çocuk?? Kalbim çok daha hızlı atmaya başladığında yüzüme daha çok yaklaşıp dudaklarını dudaklarıma değdirmiş daha sonra geri çekilmişti.
Ben o anın verdiği şokla öylece kalmıştım. O ise bana bakıp gülüyordu. İyi alışmıştı gülmeye, bedavadan şebek bir Beomgyu var ya zaten niye gülmesin değil mi?
"Beom?" Gülerek adımı söylüyordu yani cidden şuan kalp krizinden gidersem şaşırmayın. İrkilerek kendime geldiğimde anın verdiği heycanla bağırmaya başladım.
"AMA ŞAP DİYE ÖPÜLMEZKİ BİR İNSAN?! HABER VERSEYDİN DE KENDİMİZİ HAZIRLASAYDIK! SONRA KALP KRİZİNDEN GİTSİN DEĞİL Mİ BEOM?! OHH NE GÜZEL HAYAT! GİDİ-" Yine dudaklarını dudaklarıma bastırmıştı. Ne yapıyordu ya bu?? Bak ciddi ciddi gidicem ben kalpten?? Rüya mıydı ya bu??
Bir dakika bir dakika ben bu anı hatırlıyordum, aklıma bir ay önce gördüğüm rüya doluştu. Mor sweatle birine sarıldığım, ağladığım rüya. Ama Yeonjun'un yüzünü görmemiştim?? Nasıl oluyordu ki bu??
Ben sadece bir noktaya bakıp düşünmeye başladığımda Yeonjun ise kolumdan tutup beni sarsıyordu. Camış gücü var diye boşuna demiyordum, elinin altında minicik kalmıştım.
Kendime geldiğimde hızlıca odanın kapısına gitmiştim, açmayı denediğimde kapı kilitliydi. Bir dakika nasıl nasıl?? E Yeonjun kapıyı kitlememişti ki nasıl kendi kendine kilitlenmişti bu kapı.
"Hey Yeonjun bu kapı kilitli?" Kafamı arkama döndürdüğümde o ise yatağına uzanmıştı. Ne kadar da rahattı öyle??
"Görevliler kitlemiştir, bu koridorda görevliler dolaşıyor ve saat geçtiğinde herkesin kapılarını kitliyorlar." Ağzım açık kalmıştı. Bizim koridorda böyle birşey yoktu.
"Nasıl yani?? Bizim koridorda neden böyle bir şey yok??" Anlamsızca baktığımda ayaklanıp yanıma gelmişti.
"Burası özel bir koridor, profesörle görüşen her hasta bu koridordaki odalarda kalıyor, seni de alırlar yakında bu koridora. Hatta ne bilirsin belki benim odama??" Göz kırpıp yatağına geri uzandığında ağzım açık kalmıştı, resmen flörtleşiyorduk şuan.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mad-YeonGyu
Fanfic"Şu morlu kim?" "Hey hey ona bulaşmasan iyi edersin, o fena deli! Ailesini kendi elleriyle öldürmüş."