yedi

970 96 156
                                    

"Şimdi biz bildiğin kilitli mi kaldık??" Derin nefesler almaya başladığımda yattığı yatağa daha da yerleşmişti.

"Evet." Aldığım cevapla elimi boğazıma götürüp derin nefesler almaya başladım, göz yaşlarım ise çoktan firar etmeye başlamıştı. Kapalı alan fobim vardı.

"Hey Beomgyu iyi misin??" Yanıma geldiğinde yere oturduğumu daha yeni farketmiştim, her an bayılabilirdim.

"K-kapalı alan fobim var." Bir elimi duvara koyup daha derin nefesler almaya başladığımda beni kucağına alıp yatağına götürmüştü.

Beni kucağından indirmeden göğsüne yasladı ve saçlarımı okşayıp kulağıma küçük fısıltılar bıraktı.

"Sakin ol, ben yanındayım, hiçbir şey olamayacak." Yumuşak sesi rahatlamamı sağlasada göz yaşlarım hâlâ sessizce akmaya devam ediyordu.

Bir an fısıldamayı bırakmıştı, odada sadece benim hıçkırık seslerim vardı. Elini yanaklarıma koyup yüzüme derince baktı, o an kalbimin durduğunu sanmıştım. Alnımdan öpüp göğsüne geri yasladığında sadece kulağıma gelen hızlı kalp atışlarını dinledim. Hızlıydı, ben onun kalp atışlarını mı hızlandırıyordum yani???

All my friends tell me, I should move on, I'm lying in the ocean, singing your song ahhh ahhh... that's how you sang it. (Bütün arkadaşlarım bana hayatıma devam etmem gerektiğini söylüyor. Bense okyonusta uzanmış senin şarkını söylüyorum ahhh, sen böyle söylerdin.)

En sevdiğim şarkıyı söylüyordu. Benim en sevdiğim şarkıydı..

Loving you forever can't be wrong, Even though you're not here, won't move on. Ahhhh.. that's how you played it.. (seni sonsuza kadar sevmek yanlış olmaz. Burada olmasan, devam etmesen bile, ahhhh. Biz böyle oynarız.)

And there's no remedy for memory, your face is like a melody, it won't leave my head. Your soul is haunting me and telling me that's everthing is fine, but i wish i was dead.. (ve hatırlamamın yok bir çaresi, yüzün melodi gibi aklımdan çıkmayacak. Ruhun bırakmıyor peşimi ve diyor ki 'herşey yolunda' ama ölmeyi dilerdim.)

Every time i close my eyes, it's like a dark paradise. No one compares to you, I'm scared that you won't be waiting on the other side. (Ne zaman gözlerimi kapasam bu karanlık âdeta bir cennet. Hiç kimse seninle kıyaslanamaz, korkuyorum beni diğer tarafta beklemeyeceğinden.)

Every time i close my eyes, it's like a dark paradise. No one compares to you, I'm scared that you won't be waiting on the other side.. (Ne zaman gözlerimi kapasam bu karanlık âdeta bir cennet. Hiç kimse seninle kıyaslanamaz, korkuyorum beni diğer tarafta beklemeyeceğinden.)

Huzur dolu sesi durduğunda daha da rahatlamış hissediyordum. O bana iyi geliyordu.

"Şimdi daha iyi misin?" Saçlarımı okşamaya devam ederek sorduğu soruya kafamı salladım.

"En sevdiğim şarkıyı nereden bildin??" Kafamı kaldırıp ona baktığımda hafifçe gülümseyip kafamdaki bir elini yanağıma koydu ve parmaklarını gezdirmeye başladı.

"Bilmiyordum..benim de en sevdiğim şarkıydı. Ne zaman geceleri korksam annem yanıma gelip bu şarkıyı mırıldanırdı. O naif sesiyle yatıştırıyordu beni. Tüm korkularım gidiyordu." Gözlerinin dolduğunu gördüğümde kafamı elinin altından alıp kollarımı boynuna sardım.

"Eğer korkarsan bende sana mırıldanırım bu şarkıyı, sakın endişelenme ben de varım yanında." Sırtında elimi gezdirdiğimde o da aynısını yapmıştı. Onu çok seviyordum, hem de çok.

"Teşekkür ederim, ç-çok teşekkür ederim." Göz yaşlarını omzumda hissediğimde kalbim acımıştı, onun üzülmesi canımı çok yakıyordu.

"Ağlama." Saçlarını okşamaya başladım, daha sonra kucağında kalktım ve yataktaki bedeninin yanına uzandım. Birbirimize dönüktük. Titrek bir nefes alıp elimi saçlarına daldırdım.

"Seni çok seviyorum, mor sweatli çocuk." Gülümseyerek yüzüne bakmaya devam ettiğimde dudaklarıma eğilip ikimizinkileri birleştirdi. Artık kalbimin hızlı atmasını umursamıyordum, bir tek kişi için böyle atıyordu ve o da bunu biliyor. Hiçbir şey ve hiç kimse umrumda değil. Benim için sadece o vardı.

Dudaklarımızı nefes nefese kaldığımızda ayırmıştık. Elini belime atıp beni daha çok kendine çekti ve sarıldı, başımı göğsüne koyup bu huzurlu anın keyfini çıkarmaya başladım.

¤

Sabah kilit sesiyle uyanmıştım, odanın kilidi açılmıştı sonunda. Kafamı kaldırıp Yeonjun'a gülümseyerek baktığımda hâlâ uyuyordu. Sessizce kalkmalıydım.

Yorganı üstümden kaldırıp çıkacakken Yeonjun belimden tutup beni yatağa geri yatırmıştı.

"Nereye??" Kısık gözleri ve açık ağzıyla tam ısırmalık duruyordu. Agucuk bugucukkkkkk. Yerim seni bennnn ayyyy. (Yazarkenki moodum arkadaşlar xldösksösmdkdk)

"Odama gidiyorum, kilidi açtılar." Yüzüne bakıp yutkunduğumda ikimizde yatakta doğrulmuştuk, ben kollarımı esnetiyorken o da gözlerini ovuyordu.

"Bana haber vermeden gidecektin yani??" Resmen sahiplenici erkek arkadaş tipi! Tanrım nerelere geldiik!!

"N-neden haber vereyimki?" Bakışlarından korkup yerime sindiğimde öldürücü bakışlarını tekrar yollayıp yataktan kalkmış ve dolabına ilerlemişti.

"Üstümü giyindikten sonra senin odana gideriz, sende giyindikten sonra kahvaltıya ineriz beraber." Dedikleriyle heycan katsayım arttığında yarım yamalak kafa salladım. Gerilmiştim.

O üstünü giyindiğinde beraber odasından çıkmıştık. Koridora girdiğimiz an ellerini ellerime kenetlediğinde şaşkınca ellerimize baktım tıpkı tüm koridordakilerin yaptığı gibi.

Sonunda odama vardığımızda cebimdeki oda kartımı çıkarıp kapıyı açtım. Soobin ve Hyuka şaşkınca bize bakıyordu. Bu kadarını da onlar da beklemiyordu tabii eheheheh.

"NELER OLUYOR BURDA BEOM?!? ÇABUK ANLAT NERDEYDİN DÜN GECE?!?" Hueningkai yunus sesiyle sahte kızgınlıkla bağırdığında kısa bir gülüş atmıştım. Çok hızlı gelişen bu olayları hâlâ sindiremiyordum. Gerçek gibi gelmiyordu.

☆☆

Nasıl gidiyor😳??

Önümüzdeki birkaç bölümlerde Beomjun'un aşkı olacak, asıl hikaye sonrasında başlıyor arkadaşlar ehehehe çok şaşıracaksınız🙊🙊🙊🙊🙊🙊🙊🙊🙊🙊🙊

Çok spoi verdim neyse bb💖💖😚

Bu arada şarkı Lana Del Rey- Dark Paradise benim en sevdiğim şarkı eheheheh

Mad-YeonGyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin