2

7.3K 614 434
                                    

Gece sinirle kendini yatağa bırakan genç adam sabah güneşinin yüzüne işlemesi ile söverek yerinde hareketlendi. Tekrar uyuyamayacağını biliyordu, yerinde doğrulup gözlerini ovuşturdu. Sinirle ellerini saçından geçirirken hissedemediği yumuşaklık adımlarını duşa yönlendirmesine neden oldu. Suyun altındayken aklından geçen kardeşiydi, kızgınlıktan fazlasıydı hissettiği şey. Kırgınlıktı. Midesinin büküldüğünü hissediyordu şimdi. 

...

Elindeki içki bardağını çevirdiği sırada ortağını cevapladı, "Felix'in hayatıyla ilgili bu kadar önemli detayları veremeyeceği birine mi dönüştüm onun için? Bana birkaç gün daha versin. Kalbini kırabilirim. Bunu istemiyorum."  

Ortağı kafasını salladı, "Buralarda mısın daha?" 

"Evet, sen çık. Ben hallederim buraları." Yanındaki bar sandalyesi boşalınca onaylandığını fark etti. Barmene bardağını doldurmasını işaret ederken ellerini saçları arasından geçirip çekiştirdi. Yeniden önüne konulan bardağa uzanırken yanına gelen çalışanına, Mingyu'ya, baktı, "Kötü bir haber istemiyorum, öyleyse yönünü değiştir ve git." 

Mingyu güldü, "Sadece selam verecektim." 

Genç adam kafasıyla onayladı, "Büroya geçeceğim, bir şey olursa bulma ama illa bulmak istersen oradayım." Esmer genç onayladığında bardağı gösterdi, "Şişesini göndersinler." 

Hızlı adımlarla Hell'den çıktı. Ancak ofis kanatlarına ulaşamadan omzunun dürtüldüğünü hissetti, hemen arkasından naif bir ses konuştu. "Birincisi tamam ancak ikincisi asla tesadüf olamaz." 

Genç adam hafifçe kafasını çevirdiğinde gördüğü tanıdık sima onu birkaç gece öncesine götürdü, yine tam olarak burada geçiştiği hatun olmalıydı. "Eğer benim mekanımda takılıyorsan beni görmek asla tesadüf değildir." 

Edindiği bilgi ile anlık şaşırdı karşımdaki genç kadın. Ancak çabuk toparlandı, "Güzel, kadere inanacağım o zaman." 

Başıyla arkayı tarafı işaret etti Chan. "Cehennemden çıkıp kadere inanmak mı?"

"Belki de birilerinin beni cennetine kabulünü bekliyorumdur." 

Hazırcevap olması hoşuma gitmişti. "Odama geçeceğim, katılmak ister misin?" Başıyla onayladığında elleri ile yolu gösterdi. 

Ofise girdiklerinde genç adam koltukları işaret etti, genç kadın yerleşip karşısındaki adama baktı, "Sana nasıl seslenmeliyim?

"Chan, yeterli ve sen?"

"Haneul." 

Chan tekrarladı, "Haneul." Kapının vurulmasıyla seslendi. "Gel."

Mingyu elindekileri masaya bırakırken gülüp göz kırptı. Bıraktığı iki bardak aslında eşlik etme niyetinde olduğunu gösteriyordu. Dudaklarını oynattı, "Başka zamana artık, kolay gelsin." Chan güldü. "Bir isteğin olursa ararsın patron." Hemen ardından çıktı esmer adam. Kapı kapanınca karşısındaki kadına döndü. Şişeyi gösterdi, "İçer misin? Başka bir şey isteyelim mi?"

"İçerim." İki bardağa da yeteri kadar içki döktükten sonra bardakları alıp yanına adımladı, koltuğa ona çapraz olacak şekilde oturdu ve bardağı uzatırken konuştu genç kadın, "Odana herkesi davet eder misin?" 

Bu neydi şimdi? Chan gözlerini devirme isteği ile dolup taşıyordu. Dudağını ısırdı, "Sorun olur mu?" Genç kadın başını iki yana salladı, o zaman niye soruyorsun? Chan bunları düşünürken Haneul koltukta ona yaklaştı, ne istediğini biliyordu. Bunun üzerine genç adam elindeki bardaktan yudumlayıp masaya bıraktı. Bu bir davetti ve karşı taraf hemen kabullendi. Genç adam kendini koltuğa biraz daha yaydığında üzerine doğru uzandı, elleri genç kadının belini bulurken onun gözleri ise gencin dudaklarını buldu. Oynamaktan zarar gelmezdi, dudaklarını yaladı Chan. Genç kadın ellerinden birini adamın boynuna çıkarıp diğeri ile baldırına bastırarak kendini destekliyordu. Uzandığında dudaklarını dudaklarıyla buluşturdu, araladığı dudakları ile vakit kaybetmeden dilini içeri yolladığında diliyle savaşıyordu şimdi genç kadın. 

hypnotic fetish | hyunchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin