Chan dün akşam gerçekleşen ofis görüşmesinden sonra sevgilisini dinlenmesi adına evine bıraktığında ertesi gün vakit geçirmek için sözünü almıştı. Şimdi ise öğleni zor ettiği günde sevgilisine dinlenmek için iyi bir süre verdiğini düşünerek evinden çıkmış onu almaya gidiyordu.
Kendi evine çok da uzak sayılmayan binanın önüne geldiğinde telefonunu çıkarıp Hyunjin'e mesaj attı.
Aşağıdayım güzelim.
Gözleri sevgilisinin kayıt ismine takılmışken mavi kalbin ne anlama geldiğini öğrenmek için internetini açtı. Rastgele bir sayfaya girip açıklamayı okumaya başladı.
"Güven, uyum, barış ve sadakati gösteren mavi kalp ikonu ikili arasında hissedilen derin dostluğu temsil eder. Fakat öte yandan bu emojinin bir diğer anlamı, BDSM ilişki türüne hizmet eder. Çekicilik ve arzuyu içerisinde barındıran mavi kalp çift anlam taşır. Bu yüzden kullanımına dikkat etmekte yarar var."
Oyuncu bir gülüş dudaklarında can bulurken sayfadan geri çıktığında arama geçmişinde yer edinen cümle daha fazla gülmesine neden olmuştu. 'Emoji kalplerinin renkleri hangi anlamlara geliyor?' Changbin bunu görse Mingyu'ya söyler ve karşısına geçip götleriyle gülerlerdi. Kafasını iki yana sallayıp sevgilisi için değeceğini düşünmeden edemedi.
Hyunjin binanın hemen önündeki arabayı gördüğünde adımlarını aracın sağ taraftaki kapısına ilerletti. Büyüğünün dikkatini çekebilmek için parmaklarını önünden geçtiği kaputa sürtmüştü. Nitekim, istediği oluyordu. Chan telefonunun ekranını kilitleyip sevgilisinin binmesini izledi. Vücudunu sağa doğru çevirirken gençten bir öpücük alabilmeyi diledi.
Uzun saçlı arabaya bindiği gibi göz devirmekten kendini alamamıştı. "Aman ne şaşırtıcı, Chan siyah giyiyor."
Chan sevgilisinin kendine uzanmasını izlerken kıkırdadı. Dudakları dudaklarını bulmadan hemen önce konuşmuştu. "Yakışmıyor diyemezsin." Hyunjin, adamın üst dudağını yakalayıp dişleriyle çekiştirdi. Haklıydı, bu adam her şekilde yakışıklıydı. Özellikle de çıplakken.
Chan öpüşmeyi sakin tutmayı başardı. Aksi halde gidecekleri yerden vaz geçip eve çıkmaları an meselesiydi. Küçüğünün hazırlığına bakılırsa da oldukça heyecanlıydı. Kendisinin tek düzeliğine karşın Hyunjin; beyaz üzerine siyah desenli bir tişört giymiş, altına giydiği toz pembesi pantolonu üstüne aldığı ceket ile takım olarak kullanmıştı. Eh, siyah saçları arasında alnına dağılan bandanası ile oldukça iyi durduğunu kabul ediyordu.
Hyunjin emniyet kemerini takarken bir yandan da sorularına başlamıştı. "Nereye gidiyoruz? Üstümdekiler gideceğimiz yere uygun mu?"
Chan arabayı yola sokarken sevgilisine gülümsedi. "Uygun olmadığın bir yer olabileceğine inanmıyorum."
"Sırf ayrılmamak için bu dediğini duymamış gibi yapacağım."
"Ayrılmamak için değil sevdiğin için, kabul et. İçten içe hoşuna gidiyor."
"Her neyse." Hyunjin, yakalandığını fark ettiğinde kafasını yan cama çevirmişti. Nereye gidecekleri hala muammaydı ama bir kez daha sormayacaktı. Gerektiğinde Chan'ın ne kadar inatçı olabildiğini biliyordu.
"Müzeye gidiyoruz."
"Ne müzesi?" Duyduklarıyla kafasını arabayı süren adama çevirdi.
"Modern sanat müzesi, Jinnie." Dudaklarını yalayıp devam etti. "Belki solo koreografin için bir şeyler çağrıştırabilir diye düşündüm."
Hyunjin dudaklarındaki gülüşü saklayamadı. Chan her zaman beklenmedik şeylerle karşısına çıkıyordu ve bu fena halde hoşuna gitmeye başlamıştı. Öngörülemez bir adamdı. "Hangisine gidiyoruz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hypnotic fetish | hyunchan
FanfictionChan kendi barının tuvaletinde bir erkek tarafından öpüldüğünde yeni bir yönünü keşfedeceğini bilmiyordu. -BJ Alex'den esinlenilmiştir. -yan shipler; minsung, seunglix, jeongbin -küfür ve smut içerir.