Asansöre bindiklerinde Hyunjin ellerini büyük olanın üzerinden daha fazla uzak tutmamıştı. Parmakları ensesinde gezindi. "Nasıl söyleyeceğiz, nasıl lafa gireriz diye hesap ediyorduk. Bak bizim yerimize Felix halletti bile." Chan belinden kavrayıp daha yakına çekmişti bedenini. Hemen önünde parlayan dudaklar, konuşmaya kafasını vermesini engelliyordu.
"Seni öpeceğim." Eli yanında duran tuşlara uzanıp asansörü durdurdu. Hyunjin aralanmış dudakla kelimeleri sindirmeye çalışıyordu ancak büyük olan çoktan kavramıştı dudaklarını. Aralık bulduğunda dilini bekletmeden sarışının ağzına ittirdi. Şu anda konuşmak çok umurunda değildi açıkçası. Daha dikkat çekici şeyler vardı. Hyunjin inleyerek tırnaklarını adamın ensesine batırdı.
Chan ensesindeki sızıyla dudaklarını araladı, "Jinnie, gerçekten de kittyjinnie." Bu kez atılan Hyunjin'di. Dişleri birbirine çarpıp ses çıkarırken hissettikleri sızıyla inlediler. Yer kavramı tamamen kaybolmuş gibiydi. Ta ki, asansör hoparlöründen ses gelene kadar. "Merhaba, asansör uzun süredir hareket halinde değil. İyisiniz değil mi? Yardım lazım mı?"
Sarışın genç kıkırdarken Chan, dudaklarından küfür çıkmasını engelleyememişti. Tuşa basıp cevapladı güvenliği, "Sorun yok. Telefon görüşmesi için durdurmuştum. Harekete geçecek şimdi."
"Anlıyorum efendim. İyi geceler dilerim."
Büyük olan gözlerini devirmişti. "Sesini duyana kadar gayet iyi bir geceydi." Asansör, bastığı tuşla hareketlenmişti tekrardan.
"Hey, güvenliğimizi düşündüğünden yapıyordu. Adamı suçlama."
Elinin tersiyle sarışının yanağını oradan da dudaklarını okşadı büyük olan. "Seungmin'in dediğine göre senin yanında güvende değilim zaten Jinnie."
Yudumladığı kadehine baktı, dikkat çekmek için seslendi, kendi çenesine parmağını sürttü. "Hey." Gözlerini kadehinden kaldırıp ikiliye bakmıştı, "Hyung, çenende Hyunjin'in balmı kalmış."
Chan gözleri açılırken refleks olarak elini çenesine götürdü. Doğru yeri bulamamış olacak ki kardeşi ona hala sırıtıyordu. Seungmin ile göz göze geldiğinde şaşkınlığa bulanmış yüzüne karşılık sessiz kaldı.
Hyunjin kıkırdayarak adamın çenesinden tutup kendine çevirdi, "Dur, ben sileyim." Bir eliyle çenesini sabitlerken diğeriyle yerleri temizlemişti. İşi bittiğinde onlara bakan çifte döndü. "Harika sürpriz oldu ama, kabul edin şimdi."
"Ah, doğru mu? Felix doğru mu anladı?" Seungmin'in hitabı kesinlikle ikizine değildi, Chan bu sorunun cevabı için daha güvenilir duruyordu. Ancak en büyükleri sanki konuya hiç hakim değilmişçesine gözlerini hızla kaçırmıştı. Pekala, böyle bir durumda kalmaktansa kendisi söylemeyi tercih ederdi. Kafasını belli belirsiz salladığında tüm gözler onda oluşundan herkes gereken cevabı almıştı.
Hyunjin bunu yeterli bulmamış olacak ki kendini büyük olana yaslayıp karşısındaki çifte sırıtarak konuştu, "Sadece öpüşmekle kalmadık aslında ama Chan bu konularda biraz nasıl desem? Utangaç? Ah evet, öyle. Bize kalsın istiyor. Neyse ki siz yabancı değilsiniz." Omzunda yattığı adama baktı anlık olarak, "Söylüyorum ben." Chan, neyin geleceğini ya da sarışının ne söyleyeceğinden hiç emin değildi ancak onayladı kafasıyla. "Öpüşmekle kalmadık hatta seviştik bile, ay çok güzeldi. İsterseniz anlatabilirim de."
Seungmin öksürdü, "Gerçekten dinlemek istediğimden emin değilim." İkizinin omzunda yattığı adama bakıp gergince gülümsedi. Karşılığını aldığında rahatladı, kardeşinin patavatsızlığının herhangi kötü bir şeyle sonuçlanmasını istemiyordu. Konuyu kapatıp geceye devam etmek tercihiydi. Ancak sevgilisi aynı düşünmüyordu anlaşılan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hypnotic fetish | hyunchan
FanfictionChan kendi barının tuvaletinde bir erkek tarafından öpüldüğünde yeni bir yönünü keşfedeceğini bilmiyordu. -BJ Alex'den esinlenilmiştir. -yan shipler; minsung, seunglix, jeongbin -küfür ve smut içerir.