18

6.2K 401 99
                                    

Hyunjin büyüğünün elini kavrayıp merdivenlere ilerlediğinde Chan son anda uzanabilmişti çantaya. "Hey, ne bu acele?" Küçüğünden biraz daha güçlü olduğunu biliyordu. Kavradığı eli kendine çektiğinde vücutlarının birbirine çarpması önlenemezdi. Hyunjin'in nemli saçlarını geriye doğru tarayıp kulağının arkasına sıkıştırdı. Fısıldamıştı. "Beni çok istediğini çıkaracağım bu hareketlerinden."

Küçük olan tırnaklarını büyüğünün göğsünde gezdirdi. "İstediğini düşünmekte özgürsün." Parmağıyla adamın göğsünden boynuna oradan da çenesine düz bir çizgi çekti. "Sonuç olarak ben istediğimi alıyorum." Gözlerini buluşturduğunda güldü.

Chan kavradığı eli daha sıkı tutup önce masada yarım duran şampanya şişesini buzlu kovaya bıraktı. "Bunu da yanımıza alalım o halde, kutlayacak şeyler var gibi gözüküyor." Hyunjin, adama uymuştu, merdivenlerden inerken gülüşünü saklamak için dudaklarını ısırıyordu.

Chan yan gözle kontrol ettiğinde söylendi. "Parçalanmalarını istiyorsan bana bırak, bebeğim. Bunu zevkle yapacağım." Tekrar etmesine gerek kalmadan küçüğünün dolgun et parçaları dişleri arasından kayıp özgürlüğüne kavuşmuştu.

Merdivenlerin sonunda gözüken mat araba, sahibinin açma tuşuna basmasıyla çevreyi aydınlatacak kadar parlak ışık saçmıştı. Hyunjin, büyüğünün elini çekiştirerek kendini geçen günkü gibi ön kaputun üstüne bıraktı. Elindekileri yere bırakan Chan'ı bacakları arasına sıkıştırıp ellerini boynuna doladı. Tüm dikkati kendine istiyordu.

Chan küçüğünün ilk defa böylesine parlak baktığına yemin edebilirdi. Elini yanağına koyup kendine çekmiş bekletmeden dudaklarını birleştirmişti. Hyunjin ıslak öpücüğü derinleştirmek adına kafasını eğmiş büyüğünü kendine çekiyordu. Chan cevapsız kalmadı, küçüğünün belinden kavrayarak kendine doğru çekti, kaputun üstüne uzanması için üzerine doğru eğildi.

Hyunjin nefes almak için geri çekildiğinde parmaklarını büyüğünün dudaklarına bastırmıştı. "Arabanın üstünde değil, içerisinde olmak istiyorum." Chan kıkırdayıp dudaklarına baskı yapan parmağı dudakları arasına sıkıştırdı. Hyunjin hızla parmaklarını geri çekti. "Yaramazlık yapmasana."

Chan yerdeki kovayı alıp küçüğünü kucağında yükseltti. "Hep sen şımaracak değilsin ya." Hyunjin büyüğünün kucağından düşmemek için daha sıkı sarıldı.

"Ne yapıyorsun?"

"İçine giriyoruz, istediğin gibi bebeğim."

Kapı koluna uzandı Chan. Küçüğü kucağındayken kendini koltuğa bıraktı. Açık kalan kapının yanında buzlu şampanya yere akmaya başlamıştı. "Ziyan oluyor." Hyunjin büyüğünün dudaklarına fısıldadı.

Chan omuzlarını silkti. "Umurumda olan son şey bile değil."

Hyunjin kıkırdayarak şampanyaya uzandı. "Bakalım, fikrini değiştirebilecek miyim?" Şişeyi dudakları üzerinde yükseltip diktiğinde dudaklarının kenarlarından akmasına izin veriyordu. Chan, küçüğünü izlerken parmakları belinde dolanmaya başlamıştı. Hyunjin ıslak dudaklarını büyüğüne bastırdığında Chan şampanya tadını aldığında inledi. "Sen-" Konuşmasına devam edemeden küçüğü tarafından tekrar işgale uğramıştı dudakları. Diline değen dil, sarhoş edebilecek kendine has bir tadı barındırıyordu.

Geri çekildiğinde dudakları ıslak içki izini takip ederek diliyle temizlemeye başlamıştı bile. Hyunjin inleyerek kendini büyüğüne bastırdı. Bu Chan'ın ellerinin belinde iz çıkaracak kadar sıkılıp kasılmasına neden olmuştu.

Küçük olan önüne düşen saçlarını hışımla geri çekerek üstündeki tişörtünü yan koltuğa fırlattı. "Neden yavaştan alıyorsun?" Bir an önce istiyordu Hyunjin, daha fazla sabretmek ona göre değildi. Chan küçüğünün açığa çıkan boynuna burnunu sürttü, Hyunjin inleyerek boynunda yer açmış büyüğünü davet ediyordu. Dirseklerini büyüğünün omuzlarına koyup başını kavrayarak boynuna doğru çekmişti. "Lütfen."

hypnotic fetish | hyunchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin