Chan üstünü giydikten sonra yayını ve bilgisayarı kapatmış dağınıklığa el atacağı sırada içeriden mızmızlanan küçüğünü duymuştu. "Biraz daha gelmezsen bensiz yayın yaptığına inanacağım."
Chan maskeleri dolaba bırakıp odanın kapısını çekti. Küçük olanın bulunduğu odaya adımlayıp yatakta uzanan gence bakmıştı. "Yakalanıyordum yani az daha."
"Neden bu kadar uzun sürdü?"
"Uzun sürmedi, sadece sen fazla mızmızsın."
Hyunjin, kolunu kapıya yaslamış eşikte duran adama bakıyordu. "Neden gelmiyorsun?"
"Hesap ediyorum."
"Neyi?"
"Seni yataktan duşa nasıl götürebileceğimi."
Hyunjin yan tarafındaki yorganı üstüne çekip sarıldı. "Öyle bir şey olmayacak."
Chan içeri adımlarken güldü. "Olacak tabii ki, boşuna zorluk çıkarma." Küçüğün dolandığı yorganı çektiğinde dirençle karşılaştı. "Şımarma, hadi."
"Bunun için çok yorgunum."
"Sana kahve de yaparım, hadi."
"Yataktan çıkmam için hala geçerli bir sebebim yok. Sen evi istediğin gibi kullanabilirsin."
Chan yorgana sarılmış genci yüküyle birlikte kucakladığında Hyunjin'in dudaklarından küçük bir çığlık kaçtı. "Ne yapıyorsun be?"
"Yataktan çıkmak için bir sebep yaratıyorum. Kollarımın arasına girdin."
Hyunjin kıkırdamış kafasını iki yana sallamıştı. "Bana kalsa yine çıkmazdım ama madem götürüyorsun. Gidelim bari." Ellerini büyüğünün ensesine sardı. "Dönüşte de sen taşıyacaksın yalnız."
Chan koridorun solundaki kapıya uzandı. Krem ve beyaz rengin hakim olduğu lavabo onları karşılamıştı. "Sen iyi alıştın buna."
Hyunjin açılan kapı ile yere indiğinde omuz silkti. "Alıştırmasaydın." Vücuduna sarılı yorganla kapağı kapalı klozetin üzerine oturmuştu. "Suyumuzu ayarla. Beni sen yıkayacaksın."
Büyük olan pes etmişlikle kafasını iki yana salladı, duşakabinin kapısını çekerek musluğa uzandı. Hyunjin önündeki bedeni büyük bir keyifle izliyordu. Chan suyun duş başlığından akmasına izin verdiği sırada kendi üzerindeki parçaları çıkarıp yere attı. Küçüğünün kendisini süzdüğünün farkında olarak gülmüştü. "Hadi, Jinnie."
Hyunjin üzerindeki yorganı bırakıp ayaklandı. "Şu son dakikalarda ne kadar fazla 'hadi' dediğinin farkında mısın?"
Chan küçüğünün belinden ittirip akan suyun altına bıraktı. Duşakabini kapatıp küçüğüne döndü. "Dedirtene bakalım biraz da."
Hyunjin akan suyun altında ıslanan saçlarını elleriyle arkaya doğru taradı. "Bakabilirsin." Chan'ın süzen bakışlarına karşılık dudaklarında yaramaz bir gülüş peydah olmuştu. Elini büyüğünün koluna geçirmiş suyun altına çekeliyordu. "Bakarken üşütmeni istemem. Gel, yakından bak."
Chan, gencin beline sarıldı. "Şansını zorlama istersen bebeğim, ha?"
Hyunjin kıkırdayıp geri çekildi. "Öyle bir niyetim yok zaten." Göz kırpmıştı. "Senin varsa bilemem tabii."
Büyük olan asılı raftaki saç şampuanına uzanıp küçüğünün sırtını çevirdi. "Bak bakalım var mıymış?" Şampuanı küçüğünün kafasında köpürtüp saç diplerine masaj yapıyordu. Hyunjin adamın cidden kendisini yıkama konusunda ciddi olduğunu fark etmişti. Ancak kendisi yaramaz olmayı seviyordu. Dengesini kaybetmiş gibi kalçasını büyüğünün kasıklarına çarptı. Aldığı inleme ile tatmin olarak duruşunu düzelttiğinde saç diplerindeki parmakların baskısına kıkırdamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hypnotic fetish | hyunchan
FanfictionChan kendi barının tuvaletinde bir erkek tarafından öpüldüğünde yeni bir yönünü keşfedeceğini bilmiyordu. -BJ Alex'den esinlenilmiştir. -yan shipler; minsung, seunglix, jeongbin -küfür ve smut içerir.