11-

149 21 0
                                    


Kulaklarına Seokjin ile ilk dinlediği şarkı dolarken yüzündeki buruk gülümsemeye engel olamamıştı. Sabah ona işi olduğuna dair bir mesaj atmıştı ancak Seokjin'in onu merak ettiğini de biliyordu. Bay Min'in attığı konuma geldiğinde arabadan emin adımlarla indi, sanki dün gece dağılan o değilmiş gibiydi hareketleri.

İçeri girdiğinde köşedeki masalardan birinde oturan doktorunu gördü, adımlarını oraya yönlendirerek yanında belirdi. Yoongi onu gördüğünde içtiği kahvesini masaya bırakıp ayağa kalktı ve elini uzatarak sıkmasını bekledi. "Hoş geldiniz Bay Kim. Ben de sizi bekliyordum."

"Hoş buldum. Ama yanlış anlamazsanız en azından dışardayken bay sıfatını kaldırabilir miyiz? Yaşıtım biriyle böyle konuşmak beni geriyor."

"Pekala o halde Taehyung. Hadi otur bakalım." İkili karşılıklı oturduğunda Taehyung huzursuz görünüyordu, etrafa insanlara karşı çizdiği kendinden emin adam profilinde gözükse de içini az çok tahmin ediyordu Yoongi. Ellerini salladığı dizine koymuş ve etrafı inceliyordu. Bir şeyler olmuş. Diye düşündü Yoongi. Vakit kaybetmeden konuya girdi. "Bir hafta sonra demiştik, bu tarihi erkene almandaki sebebi öğrenebilir miyim Taehyung?"

"Evet erkene aldım, çünkü özellikle son bir haftadır kendimi tanıyamıyor gibiyim, sürekli duygu değişimleri yaşıyorum kâbuslarım arttı."

"Ne gibi duygu değişimlerinden bahsediyorsun bakalım? Bunları bana anlatmalısın ki yardımcı olabileyim."

"Bir an çok neşeli oluyorum ama bir an kendimi ağlarken buluyorum. Seokjin mesela, sürekli onunla konuşmak istiyorum bazen görmek dahi istemiyorum. Bazı zamanlar sürekli gezesim geliyor bazen yatağımdan bile çıkmak istemiyorum. Ellerim titriyor, kafamın içi uyuşuyor bazen ve nasıl anlatacağımı bilmiyorum ama, birinin varlığını ya da yaptığım önemli bir işi unutmam mümkün mü? Unutkanlık herkeste var biliyorum ama ben öyle değilimdir. Beslediğim bir köpeğim var her gün onu dışarı çıkartıp yemek verirdim bir gün bile unutmadım. Ama bu aralar onu bile yapmamışım dün fark ettim bunu."

Taehyung her şeyi tek tek anlattığında "işte böyle" der gibi arkasına yaslandı ve doktorunun vereceği cevabı beklemeye başladı. Yoongi ise şaşkındı çünkü anlattığı belirtiler Bipolar bozukluğu gösteriyordu. Yine de emin olmak için birkaç seans daha yapma kararı aldı.

"Taehyung, anlattığın durumlar bir hastalığa çıkıyor ama emin olmak için biraz daha beklemek istiyorum. Bu süre içinde yine yaşadıklarını bana anlatmanı isteyeceğim senden. Ve kendini kötü hissettiğinde kullanman için bir ilaç vereceğim, biraz halsizliğin yanında aşırı uyku yapabilir. Ama merak etme iyi olacaksın."

Taehyung gerçekten hasta olmadığını düşünüyordu ama doktorunun cümleleri kafasının içinde neon yazılarla yanıp sönüyordu. Hasta mıydı yani? Tüm bu davranışlarının, kâbuslarının sebebi hasta olması mıydı? Daha önemlisi bu hastalık Seokjin'i nasıl etkileyecekti? Kafasında şimdiden milyon tane soru birikmişti. "Şüphelendiğin hastalık ne Yoongi?"

Arkadaşı kahvesini yudumlayıp derin nefes aldı. "Bipolar, diğer adıyla manikür depresif ya da iki uçlu bozukluk da denir. Bipolar teşhisi konan ya da belirtilerini gösteren insanlarda Mani ve depresif adını verdiğimiz iki dönem belirtileri vardır, Mani dönem belirtilerinde; aşırı neşe hali, huzursuzluk, sabırsızlık, halisünasyon gibi durumlar görülürken Depresif dönem belirtilerinde; keyifsizlik, aşırı uyuma isteği, umutsuzluk gibi belirtiler vardır. Her iki döneminde belirtilerinin bir arada görüldüğü döneme karma dönem diyoruz."

Şaşkınlıkladonup kaldı Taehyung. Söylediklerini sindirmek için bir süre bekledi. "A-ama bunun bir çaresi var değil mi? Tamamen iyileşebilirim değil mi?"

"Tam olarak Bipolar bozukluğun olduğundan emin olduktan sonra sana çok büyük bir görev düşüyor Taehyung, biz senin izin verdiğin kadar yardımcı olabiliriz sana, atakların olacak kendine ve çevrene zarar verebilirsin. Bu fiziksel olmayabilir, ruhsal bir zarardan bahsediyorum. İlaçlarını düzenli kullanman gerek, bazı hastalar 'artık iyiyim' diyerek kendi kafalarına göre ilaçlarını kullanmayı bırakıyorlar maalesef. Ama dediğim gibi bundan emin olmak için bir süre daha beklemek istiyorum, o arada sana ani duygu değişimlerin için ilaç yazacağım."

"Bu çok fazla geldi...dediklerini anladım. Şimdi izninle biraz yalnız kalmalıyım. İlaç için bana haber verirsin." Arkadaşı kafa salladığında kendini hızla cafeden dışarı attı Taehyung, gözünde akmak için bekleyen yaşlarla arabaya ilerlediği sırada çalan telefonu bakmadan açtı. "Efendim?"

Seokjin sinirle telefonda bağırdı. "Taehyung! Tanrı aşkına bana çalıştığını söyledin, peki yemek yediğin adam kimdi? Namjoon ile konuşuyordum seni gördüğünü söyledi. Benden ne saklıyorsun?"

Taehyungarabaya bindiğinde "Seokjin, ne diyorsun sen? Ne saklamışım ki senden? Anlamadan bilmeden konuşmamanı öneriyorum." Diye sakince konuşmaya çalıştım ama başı çatlıyordu.

"Ben ne dediğimin gayet farkındayım, daha fazla konuşmak istemiyorum."

"Evime gel, konuşacağız."

"Gelmeyeceğim Taehyung."

"SANA GEL DEDİM SEOKJIN." Tek kelime etmeden telefonu kapattı Seokjin, çok kırılmıştı. Taehyung daha önce bir kez böyle bağırmıştı evet ama kırılmıştı yine de. Sinirli de olsa ne diyeceğini merak ettiği için evin yolunu tuttu. Yarım saat sonra geldiğinde kapıyı çaldı ve şimdi kırmızı gözleriyle Taehyung duruyordu karşısında. Yüzündeki endişeyi zor da olsa gizleyerek içeri geçti.

"Ne o? Arkadaşından bana vakit ayırdın sonunda, ne anlatacaksın merak ediyorum."

"Bak Seokjin sabrım taşıyor, sana bilmeden konuşma dedim değil mi?"

"Taehyung kendini yerime koy, sana işte olduğumu söylediğimde sen geçerken beni biriyle yemek yerken görüyorsun, ne yapardın? Ben ne demeliyim? Tek bir açıklama istiyorum o adam kimdi? Sen neden onunlayken bana yalan söyledin?"

Taehyung koltuğa oturdu, başını ellerinin arasına aldı. "O adam benim doktorum, psikoloğum Seokjin."

"Ne? Buna inanmamı mı bekliyorsun benden?"

"EVET ÇÜNKÜ SANA YALAN SÖYLEMEDİM VE SÖYLEMEM." Seokjin irkilerek yerinde sıçradı, Taehyung kısa bir an gözlerini kapatıp sakinleşmeye çalıştı, sevgilisinin koltuğa oturmasını sağladıktan sonra elini avcunun içine alarak kızarık gözlerle yüzüne baktı. İçi gitti Seokjin'in, bu bakışları asla görmek istemiyordu, ağlamak ona yakışmıyordu işte. Gülümsemesini gözlerinde gördüğü adamın tükenmiş halini görmek içini acıtıyordu.

Başını öne eğmiş bir şekilde sevgilisinin tepkisini bekliyordu Taehyung, belki de onu bırakıp giderdi, sonuçta kim hasta biriyle beraber olmak isterdi ki? Aralarındaki sessizlik Seokjin'in ağlayarak Taehyung'a sarılmasıyla bozuldu, sıkıca sarmıştı sevgilisini. Sanki hastalıktan korumak istermiş gibi, dudaklarını boynuna bastırıp birkaç kez öptükten sonra başını kaldırdı ve Taehyung'un gözlerinden yanaklarına dökülen incilerini silerek titreyen sesiyle konuştu."Sakın korkma tamam mı? Ben ne olursa olsun senin yanındayım sevgilim, bu şey her ne ise beraber atlatacağız."

"Seokjin ben gerçekten korkuyorum, bu sanki ben değil gibiyim, bedenim benim ama içindeki ruh benim değil gibi sanki, seni ve ettafımdakileri incitmekten deli gibi korkuyorum."

"Ben sana asla kırılmam ki, sen git desen yanında uyurum Taehyung. Ben sana o kadar bağlandım ki gece uyurken en son, sabah kalktığımda ilk düşündüğüm sen oluyorsun. Şimdi söyle bana, sen içime bu kadar işlemişken nasıl kırılabilirim sana? O zaman kendime kırılmış olurum ve insan kendine kırılırsa ruhu da dağılır Taehyung. Kırılan benliğinin parçaları ruhuna batar,kanatır ve öldürür içten içe. Şimdi bana söz ver Kim Taehyung, ruhumuzu ne olursa olsun koruyacaksın tamam mı?"

Gözleri dolu dolu karşısındaki adamın güçlü duruşuna bir kez daha aşık oluyordu Taehyung. Kendisi bu kadar dağılmışken o ikisi adına da güçlü duruyordu. Kafasını sallayıp gözyaşlarını sildi ve bir söz daha verdi o gün, tutamayacağı bir söz daha.

"Ruhumuzu canım pahasına da olsa koruyacağım Seokjin, söz veriyorum."

Saudade | Taejin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin