"Sana inanamıyorum Taehyung, bunu bize nasıl yaparsın?"
"Sevgilim ben açıklayabiliri-"
"Duymak istemiyorum, gitsem iyi olacak."
Seokjin dolu dolu gözleriyle oradan ayrıldı, Jimin Taehyung'a olanları en ince detayına kadar biliyordu, ilaç kullanmama kısımları hariç. Seokjin'i öyle gördüğünde izin isteyerek kalktı masadan.
Seokjin'in yanına geldiğinde arkadaşının ağladığını görmüştü, omzuna elini koyduğunda şiddetlenen ağlaması içini acıtmıştı Jimin'in. Oldu olası insanların ağlamasını sevmezdi ama sevdiği kişiler ağladığında daha kötü oluyordu. Konuşma cesareti bulduğunda Seokjin biraz rahatlamış görünüyordu. "Ne oldu Seokjin?"
"Taehyung...Jimin o ilaçlarını almayı bırakmış. Koca bir aydır ilaçlarını içmiyormuş."
"Ne? Nasıl böyle bir şey yapar? Delirdi mi bu çocuk?"
"Bilmiyorum ne yapacağım ya da o ne yapacak bilmiyorum."
"Ağlama artık lütfen, Taehyung arkadaşım diye söylemiyorum ama bu onun hayatı bebeğim, yapmak istemediği bir şeyi yaptıramayız. Böyle mutluysa ona destek olmamız gerekir bizim." Aniden kafasına dank etti Seokjin'in. Jimin haklıydı, hemde çok haklıydı. Arkadaşına sıkıca sarılarak oradan ayrıldığında Yoongi Taehyung'un odaya çıktığını söylemişti. Seokjin de izin isteyerek kalktığında hızla odaya gitti.
Sevdiği adamı yatağın içinde ağlarken bulmak... kalbini parçalamıştı sanki. Yanına yaklaştı yavaşça, gözleri dolmuştu şimdiden, yanına uzandığında Taehyung onun geldiğini biliyordu. İç çekerek göğsüne uzandı Seokjin'in. Sevgilisi sıkıca sardı bedenini, her şeyden korumak ister gibi. Taehyung küçük bir çocuk gibiydi şimdi.
"Ben özür dilerim Tae, o şekilde davranmamalıydım."
Taehyung hemen göğsünden kalktı ve yatakta oturur pozisyona gelerek kırmızı gözleriyle sevgilisinin kolundan tutarak kaldırdı ve yüz yüze gelmelerini sağladı. İkisi de ağlıyordu şimdi, aynı anda birbirlerinin yaşlarını silmeye başladılar, onca göz yaşı arasında gülümsemişlerdi. Taehyung söze girdi.
"İnan bana ilaçları almayı denedim, iki hafta aldım hatta ama Seokjin,ruhum çekiliyor gibi hissettim ben. Sanki kendimi tanıyamıyordum, evet ataklarım olmuyordu azdı ama yapamadım beni böyle sevemez misin?"
"Ben seni her türlü severim. Ağlıyor musun? Seni güldürürüm. Sinirli misin? Sankinleştiririm. Durgun musun? Aklını dağıtacak bir şeyler bulurum. Aşırı enerjik misin? Yatırırım dizlerime şiir okurum sana. Taehyung beraber atlatacağız demiştim, atlatamazsak bile ben tam yanında duracağım her zaman."
"Seni çok seviyorum biliyorsun değil mi? Gözlerinde galaksileri gördüğüm adam, ruhumun diğer yarısı olan adam, kalbinde papatyalar yetiştiren adam, seni çok seviyorum Kim Seokjin."
"Ben de seni çok seviyorum sevgilim, hadi gel biraz uyuyalım, bu sefer ben sarılmak istiyorum sana sıkıca." Taehyung onu onaylarken yatağa yatmasını sağladı ve göğsüne uzandı yeniden. Saçlarını okşamaya başladı Seokjin, içindeki tedirginlik biraz azalmış olsa da henüz geçmemişti ama düşünmemeye çalıştı. Taehyung iyiyse o da iyiydi. Sevgilisi kollarında huzurlu bir uykuya daldığı sırada bu gece uyuyamayacağını biliyordu Seokjin.
***
"Yoongi biraz konuşabilir miyiz?"
"Bekle,geliyorum." Taehyung sabahın ilk saatlerinde uyanmış ve Yoongi'i tek yakalamak için uğraşmaya başlamıştı, bu çok zordu çünkü Hoseok yanından ayrılmıyordu asla. Nihayet yanından kalktığında Taehyung konuşmak istediğini söyleyerek karların arasında yürümeye başladı. "Evet seni dinliyorum Taehyung."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saudade | Taejin
FanfictionSevgilim, seni sevmek bir kuşu kafese hapsetmek gibiydi. Varlığıyla insana huzur veren ama özgürce dolaşamayan bir kuş...Ve ben o kuşa zarar veriyorum Seokjin, beni affet ama gitmeliyim. -Kim Taehyung