Uzun zamandır buraya hiçbir şey yazmıyordum. Devam eden kitabıma bölüm atmam gerektiğini biliyorum ama üstünden o kadar çok zaman geçti ki ne kurguladım hatırlamıyorum bile. Bu yüzden yeni bir şeyler denemek istedim. Umarım beğenirsiniz.
İyi okumalar...
...
Acele adımlar ile kampüste ilerliyordum. Bir yandan saate bakmaya çalışırken bir yandan da elimdeki kağıtları düzeltiyordum. Önemli bir dersimin vize ödevini beş dakika içinde teslim etmem gerekiyordu ve ben otobüsüm geç geldiği için okula da geç kalmıştım.Hızlı bir şekilde binadan içeriye girdim ve ödev tesliminin yapılacağı sınıfa doğru yöneldim. Elimdeki kâğıt destesi hızlı hareketlerim yüzünden birbirleri üzerinde kaymışlardı. Derin bir iç çektim ve tekrardan onları düzeltmekle uğraştım. Tam bu sırada koridordan sola dönmüştüm ki birden birisi ile çarpışmamla elimdeki kağıtlar yere düştü. Aynı anda kolumda acı bir sıcaklık hissettim.
"İyi misin?"
Bakışlarımı karşımdaki siyah saçlı kıza çevirdim. Endişe ile beni süzüyordu. Göz devirdim ve telaşla yerdeki kağıtlarımı toplamaya başladım. Kolumun yanması umurumda bile değildi. Tek derdim ödevi yetiştirmekti.
Kız da aynı benim gibi yerdeki kağıtları toplamaya başladığında kaşlarımı çattım ve elinde tuttuğu sayfayı sertçe kendime çektim "dokunma!"
Şaşkınca bana baktı "yardım etmeye çalışıyorum." Gözleri koluma kaydı "kolun kötü görünüyor revire gidelim."
Yerden kalktım ve baştan aşağı süzdüm onu. Üzerinde pahalı kıyafetler, elinde son model telefon, baba parası yemekten başka bir yeteneği olmayan herhangi birisiydi.
-"Yardım etmek mi istiyorsun? O zaman o aptal telefonuna bakmadan yürümeyi öğren!"
Dudaklarını aralamıştı ki alayla güldüm "tabii sevgilinle yazışmak daha önemlidir."
Bir adım geri gitti. Yüz hatları sertleşti "Manyak mısın sen ya! Adam gibi yardım etmeye çalışıyorum bir de sana!" Yerde olduğunu yeni fark ettiğim çantasını koluna taktı "Ne halin varsa gör!"
Hızla yanımdan geçip gittiğinde öylece arkasından baktım. Daha sonra ise çoktan geç kaldığım aklıma geldi ve önüme döndüm. Bir adım attım ki yerde duran öğrenci kartı ile kaşlarımı çattım. Önce önemsemeden yanından geçmeyi düşündüm ancak merakım daha ağır bastı ve kartı yerden aldım.
Az önceki kızın fotoğrafı vardı üstünde. Çarpıştığımızda düşürmüş olmalıydı. Birkaç saniye fotoğrafını inceledim. Güzeldi, fazlasıyla güzeldi. Kısa siyah saçları omuzlarında bitiyordu. Alnını örten kakülleri sanırım sadece ona bu kadar yakışabilirdi. Güzelliği ile birçok kişiden daha ön planda olsa bile o kadar emindim ki şımarık bencil kızın teki olduğuna.
Ona karşı içimde tekrardan bir sinir oluşmuştu. Derin bir nefes aldım ve sakinleşmeye çalıştım. Bu sırada da gözüm kartın üstünde yazan isim kısmına kaydı.
Lalisa Manoban
Kısaca etrafıma bakındım ve kartı yere fırlattım. Kartı umurumda bile değildi. Gerekirse her yerde arasın. Onunla uğraşamazdım. Daha büyük problemlerim vardı. Ödevi teslim etmek gibi...
...
Ödev teslimine ucu ucuna yetiştikten sonra yarınki son sınavım için kütüphanede biraz ders çalışmıştım. Şimdi de kampüsün bahçesinde durağa doğru yürüyordum. Bugün izin günümdü ve doğrudan eve geçecektim.
Hafiften bulutlanmakta başlayan havaya baktım ve üzerime ceket almadığım için kendime kızdım. Sabah sıcak olduğu için üzerime hiçbir şey almamıştım. Ancak hava bozulacak gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Losted Loves //Chaelisa
FanfictionDavul bile dengi dengineydi. Chaeyoung'un Lisa ile işi olmazdı. ...