İlahi bakış açısı;
"Bana bundan alsana." Jungkook elinde tuttuğu kot ceketi Yugyeom'a gösterirken Yugyeom ona ciddi misin bakışları atıyordu.
"Tanrım... Al tabii ki. Sormana bile gerek yok." Jungkook ellerini çırpıp hızlıca kendisine uygun bedeni alıp diğer reyonlara gitmeye başlamıştı. Alışveriş yapmayı özlemişti.
Alacağı şeyleri tabii ki borç olarak alıyordu. Eski kimliğine büründüğü anda tamamını -hatta daha fazlasını- Yugyeom'a ödeyecekti. Üstünde gerçekten çok emeği vardı.
"Sence bu nasıl?" Yugyeom elinde tuttuğu oduncu gömleğini Jungkook'a gösterirken Jungkook onu eliyle onaylamıştı. "İyiymiş, güzel. Altına bir de siyah pantolon. Siyah bot..."
Moda ikonluğu yaparken gözü çocuk reyonuna takılmıştı bir anda. Gözleriyle kız çocuğu reyonundaki kıyafetleri izlerken gördüğü elbise ile burukça gülümsemişti. Haneul'un yanında olsaydı alabilirdi fakat kızını göremiyordu.
Gözü bir kez takılmıştı oraya, dikkatini başka yöne çekemiyordu. Kızını çok özlemişti. Aylar geçip gidiyordu ve minik bebeği artık kocaman olup düzgün konuşmaya başlamıştı. Ama o bunu ne yazık ki sosyal medya üzerinden öğreniyordu.
Hayatına lanet etmeden duramazken, bedeninin sarsılmasıyla birlikte nihayet gerçek dünyaya dönmüştü. "Jungkook sana diyorum! Sen beni dinlemiyor musun? Nereye bakıyorsun?" diye sorduğu zaman, Jungkook acıyla yutkunup konuşmuştu.
"Ş-şey, çocuk reyonuna bakarken aklıma k-kızım geldi de..." gözlerinin dolmaması için büyük bir çaba gösteriyordu. Olayı anlayan arkadaşı ona destek olmak istercesine omzunu patpatlamış, sırtını nazikçe sıvazlamıştı.
Kızını çok özlediğini anlayabiliyordu ve onların yanına geri dönebilmesi için elinden ne geliyorsa yapacaktı.
"Hadi ödeyip çıkalım." birlikte kasaya doğru yöneldiklerinde aldıkları şeylerin parasını ödeyip çıkmışlardı.
"Acaba Hannie şuan ne yapıyordur?" Jungkook eş zamanlı olarak telefonunu çıkartırken Yugyeom dudaklarını aralamıştı. "Bence şu an çizgifilm izliyordur." Jungkook duyduğu şey ile gülümserken bir yandan yürüyor bir yandan da instagram'da dolaşıyordu.
Taehyung'un hikayesine girdiğinde paylaştığı fotoğrafın altında yazan konum onu şoka uğratmıştı. Dakikasına baktığında ise 3 dakika önce paylaşılmış olduğunu fark ederken burnuna dolan kokuyla donduğunu hissetmişti.
Bu... Onun kokusuydu. Jungkook'un en sevdiği kokuydu. Hatıraları gözünün önünden bir bir geçerken dolan gözleriyle hafifçe arkasını dönmüştü. Şu an şok geçiriyor olabilirdi. Ciddi anlamda şok geçiyordu. Az önce yanından geçen, kokusuyla Jungkook'u mest eden adam Taehyung olamazdı değil mi? Buna hazır değildi.
Tam olarak arkasını döndüğünde gerçekten de o olduğunu fark etmişti. "Jungkook." Yugyeom Jungkook'un omzunu dürterken onun aklı, odağı sevgilisi ve yanındaki minik kızındaydı. Ne kadar büyümüştü o? Tanrının ona bir hediyesi miydi? Kalbine giren ağrı mutluluktan mıydı yoksa acıdan mıydı?
İnanmakta fena halde zorlanıyordu. Kızı ve aşkı buradaydı işte. İkisi de buradaydı. Taehyung kızının minik elinden tutup onunla aynı tempoda yürüyor, az önce Yugyeom ile çıktıkları mağazaya giriyorlardı.
Gözleri dolup burnunun direği sızlarken, anın yoğunluğu dolayısıyla eli kalbine gitmişti. Canı yanıyordu, o kadar yanıyordu ki yüreği kendi içinde bir alev topuna dönüşmüştü adeta.
"T-taehyung... Kalbim..." fısıltı şeklinde konuşup göğsünü tutarken, vücudu sanki kendisini taşıyamayacak gibiydi. Bir anlığına sendelemesiyle, Yugyeom onun kolunu kendi omzuna alarak kenardaki bekleme kısmına oturtmuştu.
"Jungkook iyi misin? Neler oluyor? Taehyung'u mu gördün?" diye sorduğu zaman Jungkook kafasını sallayıp maskesini çenesine indirmişti.
"O-onları gördüm. Mağazaya g-girdiler Yugyeom. K-kızım çok büyümüş..." gözlerinden akan yaşları bir çırpıda silince, arkadaşı ona nasıl teselli vermesi gerektiğini bilememişti.
"Ben... Onları istiyorum. Canım yanıyor Yugyeom." gözünden akan tek damla yaşı elinin tersi ile silerken Yugyeom tam da yanına oturmuştu.
"Emin misin onlar olduklarına?" Jungkook başını salladığında derin bir nefes almıştı. Gidip onları saatlerce izlemek istiyordu.
"E-evet. Onlardı. Gerçekten onlardı. Huzur verici kokusunu aldım. Hiç değişmemiş."
Girdikleri mağazayı gözleriyle süzerken yanlarına gidip gitmemek konusunda kararsız kalmıştı. Zamanı değildi. Tam iyileşmiş olarak yanlarına gitmek istiyordu. Gitmezse de içi rahat etmeyecekti. Sürekli onları düşünecekti. Zaten sürekli onları düşünüyordu ama bu farklıydı. Lanet olsun! Resmen az önce yanında geçmişti.
"Az kaldı, dayan... Maksimum üç güne tamamen toparlanacaksın." Yugyeom Jungkook'un sırtına elini koyup güven verici şekilde sıvazlarken Jungkook onu onaylamıştı. Sadece üç gün kalmıştı. Üç, gün...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lo Stesso Nuovo Amore ✔(2)
FanfictionTaehyung, aşkını yitirdiğini düşünse de işler göründüğünden çok daha farklıdır. •Lo Stesso ... Amore² •Yarı text, yarı düz •Aile draması