@taetaehy story
Jungkook yediği mısır gevreğinin boşalan kasesini ve kaşığı mutfağa götürüp sudan geçirmiş, ardından bulaşık makinesinin kapağını açarak içine koymuştu. Kapağını kapattıktan sonra, içeri girip koltuğa oturmuştu.
Birazcık telefonuna bakıp sosyal medyada ne var ne yok bakmak istiyordu. Cebinden çıkardığı telefonun kilidini açtıktan sonra instagram'a girmişti. Karşısına birkaç ünlü ismin paylaşımları çıkarken aşağılara doğru inmeye başlamıştı.
Boş gönderilerden oluşan ana sayfasından sıkılıp, hikayeler kısmına tıklamıştı. Hepsini tek tek, dikkatlice bakarak geçiyordu.
"Of, işiniz gücünüz baby shower paylaşmak... Bu çocuklar doğmadan önce influencer mı oluyor anlamıyorum ben!" diyerek dalga geçercesine konuşmuştu.
Yugyeom o sıra gülerek yanına oturmuş, kumandayı eline alarak kanallarda gezinmeye başlamıştı. İkisinin de canı sıkılıyordu bu günlerde. Yapacak hiçbir şey yoktu. Yiyip içip yatmaktan başka...
Hikayeler kısmından da sıkıldığında bir hışımla çıkmıştı oradan. Milletin salak saçma hikayeleri onu boğuyordu. Telefonunu bir kenara fırlattığında mızıldayarak gerinmeye başlamıştı.
"Off çok sıkıldım... Heyecan lazım bana duramıyorum." öylece söylenirken Yugyeom onu takmıyordu bile.
"Bana baksana keltoş." Jungkook'un söylediği kelimeye Yugyeom göz devirirken müzik kanallarına gelmişti.
"Ne var lan? Ayrıca saçım var benim... Gözlük alayım mı sana?" Jungkook ona dilini çıkartırken bir yandan da sıkılma eylemini devam ettiriyordu. Ne yani sıkıldıysa. Dışarı da çıkmıyorlardı...
O an gelen bildirim sesiyle irkildiğinde eli istemsizce telefona gitmişti.
taetaehy bir hikaye paylaştı!
"Hassiktir." heyecanla bildirimin üstüne tıklamış ve tuş kilidini girmişti. Şimdi açılmasını bekliyordu. İnternet tam da çekmeyecek zamanı bulmuştu. Telefonu bir havaya, bir sağa, bir sola doğru hareket ettirirken bir anda hikaye açılmıştı.
Direkt olarak telefonunu kendisine yaklaştırırken, gördükleri kanının çekilmesini sağlamış eş zamanlı olarak kalbine bir ok saplanmıştı sanki... Bunu cidden beklemiyordu.
"B-bebeğim..."
Eli anlık olarak kalbine giderken, gözleri yaşarıp görüşünü bulanıklaştırmaya başlamıştı. Taehyung hâlâ kendisine bağlıydı, asla unutmuyordu ve her daim sevgisini dillendirmeyi biliyordu. Jungkook nasıl olmuştu da böylesine melek kalpli bir insanı bulmuştu? Aklı almıyordu. Taehyung iyilik yapmak için dünyaya gelmiş bir melekten farksızdı.
"B-ben de özledim meleğim... S-sana söz, yarın geleceğim. Göreceğim o güzel yüzünü... Kızımıza kocaman s-sarılabileceğim." burnunu çekerek gözlerinden inci tanelerini birer birer akıtmıştı.
Yarın sabah Yugyeom onu şehir merkezine götürecekti. Jungkook ilk önce kendi evine gidip annesine görünecek, geldiğine ikna edecekti. Başta kimsenin inanmayacağını bilse de ne pahasına olursa olsun yanlarına gitmeliydi. Kendini annesine inandırdıktan sonraki işi ise Yugyeom'un hesabına borcunu yatırmaktı. Daha sonrasında evine gidecek, Taehyung'un karşısına çıkacaktı.
Fazlasıyla beklemişti. Kaç aydır meleklerini göremiyor, öpüp koklayamıyordu. Ne gibi bir tepkiyle karşılaşacağını asla bilmiyordu. Taehyung inanmayabilirdi... Aylar sonra karşısına çıkıp sımsıkı sarılacaktı ona.
'Ben ölmedim, hâlâ yaşıyorum. Senin için ve kızım için.' diyecekti...
"Y-yugyeom, ben..." nefesi boğazına düğümlenirken bir yandan da akan gözyaşlarını siliyordu. Arkadaşı bir çırpıda onu kolları arasına almış, güven verircesine sırtını sıvazlıyordu.
"Uyuyup uyanacağız ve onlara kavuşacaksın Jungkook. Dayan." az kalmıştı. Çok az kalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lo Stesso Nuovo Amore ✔(2)
FanfictionTaehyung, aşkını yitirdiğini düşünse de işler göründüğünden çok daha farklıdır. •Lo Stesso ... Amore² •Yarı text, yarı düz •Aile draması