Bölüm 5

27.2K 1.7K 1.2K
                                        

Odamın balkonundan ay'ı izlerken. Düğünümüz için dolunaya karar vermem erken miydi diye düşünüyordum, dolunay sadece 3 gün sonrasıydı ve gece saatleri olmasına rağmen sarayda inanılmaz bir panik vardı. Herkes ordan oraya koşturuyor düğün için hazırlık yapıyorlardı.

Jungkook beni odama bıraktıktan sonra ortadan kaybolmuş Jennie'yi de göremediğimden sıkıntıdan patlıyordum. Eğer Jennie burada olsaydı ona danışabilirdim.

Dolunay tüm kurtların hislerinin tavan yaptığı dönemdi. Feromonlarımız katlanır bedenimizde yarı yarıya söz hakkımız olur çoğunlukla kurtlarımız tarafından yönetilirdik. Elbette risk almamak için dolunay tamamen gökyüzüne çıkmadan töreni bitirecektik.

Biraz daha etrafı izleyip iç çekmişken kapımın çalındığını duydum. Girmesi için izin verdikten sonra kendimde büyük odaya adımımı atmış koltuk takımına oturmuştum. Gelenin bir hizmetçi olduğunu düşünüyordum çünkü akşam yemeği yememiştim ve acıktığımı inkar edemezdim.

Ama gelen bir hizmetli değil aksine beklemediğim birisiydi; Prenses Lalisa

Kaşlarım kalkmış şaşırdığımı belli etmiştim. Kapıyı kapattıktan sonra eğilerek selam verince bende kısaca selam vermekle yetindim.

"Rahatsız etmiyorum umarım"

Kafamı salladım, elimle karşımdaki koltuğu işaret ettim. Duyduklarımdan sonra ona nasıl davranmam gerektiğini bilmiyordum bana düşmanlık besliyor olmalıydı.

"Sizinle pek yalnız kalma fırsatımız olmadı, habersiz gelişimi mazur görürsünüz umuyorum"

Yüzündeki ifade samimi gibiydi ama emin olamıyordum.

"Hayır hayır, sıkılmıştım zaten"

"Ben Lalisa ama zaten biliyorsundur sevgili abimin çok sevgili eşini merak ettiğim için daha fazla bekleyemedim"

Onda beni rahatsız eden bir şeyler vardı. Samimi mimikleri vardı güler yüzlü ve oldukça neşeli birine benziyordu ama gözlerine baktıkça kendimi biraz gergin hissediyordum. Belkide sadece ben kuruntu yapıyordum.

"Aslında bende tanışmak istiyordum Prenses, gün boyu alışmak için bahçede vakit geçirmiştim"

"Ah evet alıştığına şüphem yok"

Dedi saçını arkasına atarken, çok güzel bir omegaydı uzun parlak saçları ve yüzüne oldukça yakışmış kahkülleri vardı. İhtişamlı ve son derece gösterişli elbiseleriyle pek çok alfanın istediği türden bir omegaydı.

"Düğün için dolunayı seçmene şaşırdım, hem misafirler hem çalışanlar oldukça zor durumda kalacak, dolunayın sadece üç gün sonra olması ve bizim hiçbir hazırlığımız olmamasıda cabası"

Dedi, yüz ifadesi hala samimi olsada sözlerinden kibir akıyordu.

"Düğünle ilgili kararlar tamamen bana aitti daha bu sabah Kral Jeon bunu bana açıkça belirtti, hiçbir hazırlığınız olmamasıda tamamen sizin sorununuz, beni buraya emrivaki yaparak üstelik hiçbir şey almama izin vermeden kimseyle bir şey konuşmadan getirdiğiniz için hazırlığınız olduğunu düşünmüştüm."

Keyifle kahkaha attı

"Her şeyi bu kadar kolay kabulleneceğinizi hiç düşünmemiştik Prensim, sizinde söylediğiniz gibi aceleyle ve emrivaki yaparak buraya getirdik ama kendinizi her şeye hazırlamış bir şekilde düğüne karar verdiniz. Şaşkınlık verici."

Kaşlarımı çattım sözleri beni kızdırmaya başlıyordu artık.

"Ah evet birkaç saat öncesine kadar aklımda soru işaretleri olsada Kral Jeon bu soru işaretlerini hemen ortadan kaldırdı, bana değer vermesi ve acımasız bir Kral olarak bilinmesine rağmen bana gösterdiği şefkat, ve alışmam için elinden gelen her şeyi yapması, benim sinirlerimi bozacak her türlü şeyi ortadan kaldırması..."

JİKOOK/HİGHERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin