JİKOOK/HİGHER

Bölüm 8

Yanımda ölü gibi yatan adama baktım. Boğazım kurumuş ve çığlık atmaktan dolayı tahriş olmuştu yanımdaki suya uzanmak istiyordum ama kolumu kıpırdatacak halim yoktu.

Doğu tarafından yükselen ışıkla sabah saatleri olduğunu anlamıştım. Düğünün üzerinden iki gece geçmişti ve beni odadan asla çıkartmamıştı.

Sanırım baştan başlamam gerekiyordu.

Birlikte olduğumuz gece ilk iki sefer çok güzeldi, sertti acıtıyordu ama güzeldi asıl kısım sonraki seferlerdi. Vitam kur yaparak deltayı dahada azdırmış ve hemen sonrasında ise geri çekilmiş beni azgın deltayla baş başa bırakmıştı. Gece boyu üstümden asla kalkmamıştı, her girip çıkışında beni ne kadar çok sevdiğini, ona ait olduğumu, ne kadar güzel olduğumu söylemişti. Güzeldi ama acı çok fazlaydı yinede sevmiştim canı tatlı olan ben bu acıya severek katlanmıştım. 

İçime gelecek olduğunu anladığımda karşı koymak çok zordu. Vitam yavru çığlıkları atıyor, deltamın feromonları beni dahada zorluyor, Jungkook ile tamamıyla aile olma isteği ise karşı koymak için elimi kolumu bağlıyordu.

Henüz yavru için çok erkendi, onu tamamiyle tanımalı tamamen bu krallığa alışmalıydım, yavru asla birbirimizden kopamamak demekti, ya bana göstermediği başka bir tarafı varsa, ya buraya alışamaz ve gitmek istersem. O zaman beni asla bırakamazdı tamamiyle deltama bağımlı kalırdım. Şüphelerimi yok ettikten sonra yavrularımın olmasını isterdim.

Binbir güç kollarımı kaldırıp onu itmek istemiştim ama titrek kollarım tabiki etki etmemişti.

"Çok erken" demek bile zordu o anda boğazım o kadar tahriş olmuştu ki...

Tabiki beni dinlememişti kendini içime bırakırken kulağıma her şeyin çok güzel olacağını söylüyor her yerime yeniden öpücükler konduruyordu.

Yavru isteği o kadar fazlaydıki, içimdeki menilerinin dışarı akmaması için belimin altına bir yastık koymuş parmak ucunu içime itekleyerek girişimi tamamen kapatmıştı. Ve evet her boşalmasının ardından bunu tekrarlamıştı.

İlk gecemiz böyle sonlanmış uykuya dalalı çok olmadan vitam tekrar hareketlenmiş uyku sersemi deltama sırnaşırken bulmuştum kendimi. Ellerimi göğüs kaslarına koymuş okşarken kafamı boynuna gömmüş soluklanırken kalçamı deltamın kasıklarına sürterken onunda uyanması zor olmamıştı.

Sabahtan öğlene kadar tekrar birlikte olmuştuk öğlen zar zor birbirimizden ayrılmış birlikte olmadığımız bu kısa süre içindede Jungkookun benimle ilgilenmesiyle geçirmiştik. Kendi elleriyle yemek yedirmiş, tüm vücuduma masaj yapmış, deliğime çeşitli merhemler sürmüştü.

Tekrar uykuya daldığımda akşama doğru bu sefer ben Jungkook yüzünden uyanmıştım.

"Aşkım..."

Burnunu saçlarımın arasında gezdiriyor, bacaklarımı iki yana açarak araya yerleşmeye hazırlanıyordu.

"Tekrar istiyorum seni,  gel kucağıma dayanamıyorum. Vitam, uyan hadi" Ve sonraki gecemizide son derece yorucu geçmişti.

Güneş tam gözlerime vurup beni rahatsız etsede ne kalkıp perdeyi çekecek ne de başka tarafa dönecek kadar enerjim vardı. Bu yüzden gözlerimi kapatmakla yetinmiştim ama uyuyamıyordum.

Jungkookun iki gün boyunca sayısız kez birlikte olduğumuz her seferde içime geldiği için yapış yapış olan bacak aram, çığlık atmaktan inlemekten tahriş olmuş boğazım, felçli gibi hareketsiz yatmam ve her bir eklememimin dayanılmaz ağrısı...

Daha fazla dayanamayıp ağlamaya başladığımda yerinde hafif hafif hareketlenip bana döndü, uykusu tamamen açıldığında ise tüm dikkatini bana verip kolları arasına aldı.