Bölüm 7

26.2K 1.7K 615
                                    

Rüyada gibiydim. Evet her ne kadar kötü başlamış olsada şu anda kendimi rüyada gibi hissediyordum.

Duvağım görüş açımı azaltsa bile annemle babamın yüzünü seçebilmiştim onca insan arasından. Kendimi suçlu hissettim bir anda, bunca zamandır nasıl düşünmemiştim onları.

Gülümsediklerini görebiliyordum ikisininde gözleri dolu doluydu, görememelerine rağmen gülümsedim bende dolu gözlerimle, başımı salladım iyiyim anlamında, ikiside birbirlerine sarılarak başını salladığında tekrar önüme döndüm.

Jungkook kendinden emin güçlü adımlar atıyordu, ona uyum sağlamak için daha dik durdum. Gözüm annemlerden sonra Jennie'ye kaydığında hem yanındaki birkaç kişiyi sinirle iteklediğini hemde heyecanla alkışladığını görmüştüm, ani ruh değişimine kıkırdamadan edemedim.

Dolunay göğe yükselmiş olsada kurtlarımızı sakinleştiren tütsülerden her yere konulduğu için bir sorun çıkmamıştı, ve daha sonrada çıkmaması için tören geçe kalmadan sonlanacaktı.

En sonunda mihraba yaklaştığımızda göğsüm tekrar sıkışmaya başlamıştı. Ama bundan sonra geri dönüş yoktu. Jungkook bana baktı güven verircesine, titrek soluklarım hızlanıp duvağımı yavaş yavaş havalandırıyordu.

Bu gece jungkook misafirlerin önünde ilk ve son kez duvağımı açmış meraklı misafirlerin yüzümü görmek için neredeyse birbirlerini ezmesine sebep olmuştu, dudaklarımız birleşse dahi meraklı insanlardan rahatsız olduğunu aniden yükselen sıcaklığından ve gerilen kaslarından anlamıştım, sakinleştirmek için üst dudağını emip geri çekildim. Alınlarımız birbirine yaslandığı anda büyük bir alkış kopmuştu.

Gece neredeyse sorunsuz geçmişti. Jungkook kimseyle muhattap olmamam için elinden gelen her şeyi yapmış bu da misafirlerin dahada meraklanmasına ve bana yaklaşmak için üstün bir çaba sergilemesine sebep olmuştu. Hizmetçi gibi görünüp içecek verme bahanesiyle dibime kadar giren bile vardı.

Tabi Jungkook'un sabrı kolayca taşmış ve etrafa hırlamasıyla gecemiz son bulmuştu.

"Bu kadarına gerek yoktu"

Dedim sıkıntıyla, ailemle bile doğru düzgün vedalaşamamıştım kalmaları için ısrar etmeme rağmen gitmişlerdi.

"Sana yaklaşmaya hakları yok."

"Jungkook bazen bir kurttan ziyade bir ayı olduğunu düşünüyorum"

Dedi topuklu ayakkabısını çıkartıp etrafa fırlatan Jennie

"Kış uykusundan yeni uyanmış aç ve huysuz bir ayı."

Diye tamamladı sözünü ayaklarını ovuştururken histerik şekilde kıkırdadım söylediklerine

"Bende bazen dilinin çok uzadığını düşünüyorum Jennie belkide onu kesmeliyiz?"

"Oldu o zaman size iyi geceler"

Dedi bana göz kırparken, parmak uçlarıma kadar kıpkırmızı olmuştum

"Bekle gitme, önce zindana gidelim, Jimin sana kötü davranma cürretinde bulunan hizmetkarların kim olduğunu bana söyleyebilir misin?"

Kafamı onaylayan anlamda sallamakla yetindim daha sonra hemen çıkmış zindana doğru yol almaya başlamıştık, kafam allak bullaktı bu bana zaman kazandırırdı. Bu gece yaşanacakları istemiyor sayılmazdım, Jungkook bu kısa zamanda beni etkilemeyi başarmıştı yalnızca tedirgindim.

Kimseyle yakınlaşmamıştım, yakınlaşmayı bırakın kimseyle muhattap bile olmamıştım kapalı bir kutuda yaşamıştım arkadaşım bile yoktu, ilk arkadaşım Jennie sayılırdı. Acaba çok canım yanar mıydı? Birleşme sırasında mı daha çok yanardı mühürlenme sırasında mı? Olacakları düşünmeye başladığımda terlemeye başlamıştım.

JİKOOK/HİGHERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin