JİKOOK/HİGHER

Özel Bölüm Part 1

Duuuuuur hemen geçme

Öncelikle hoşgeldin

Sonralıkla savage diye ficim var benim onada bakın yahu valla çok güzel fic.
Tuttuğunu koparan dişli avukat Park jimin, Jimin'in aşkından köpek olmuş azgın gizemli iş insanı Jeon Jungkook var

Okuyun yavrum okuyun onuda okuyun

Tamam mı okuyacak mısınız

Neyse geçelim bari bölüme

Jeon Krallığında, kış gelmiş çatmış etraf yağan kar ile efsunkar bir beyazlığa bürünmüştü.

Krallıktaki herkes mutluydu, çalışanlar bile yaptıkları iş ne olursa olsun, çabalarının karşılığını alacaklarını bildikleri için çalışırken neşeyle şarkı mırıldanıyorlardı. Alfalar, Yüce Vitanın caydırıcı cezaları yüzünden diğer türlere baskınlık kurmayı bırakmıştı tüm türler aralarında bir yarış olmadan yaşıyorlardı.

Kral Jeon, kafası eşinin boynunda elleri ise karnını sıkı sıkı kavramış 4. Çocuğunun kendisini hissetmesini sağlamaya çalışıyordu. Planlı bir hamilelik değildi, Jimin'in zorlamasıyla korunuyorlardı ve bu bebek herkese sürpriz olmuştu ama sonuçta Jungkook başta olmak üzere herkes mutluydu. Mükemmel bir aileye sahipti ve tüm işlerini yoluna koymuştu, ne düşmanları vardı ne baş kaldıranlar, krallığının gücünü tüm dünyaya kanıtlamıştı. Kwon Jiyong'un yardımlarıyla Heun Krallığıda, Jeon Krallığı konumuna gelmiş dünyaya önderlik ediyorlardı.

Yüce Vita Jeon Jimin ise her ne kadar mutlu olsada inkar edemeyeceği bir yorgunluk vardı üzerinde. 4. Hamileliğiydi, hamilelik sürecininin sonuna yaklaşmıştı bebeği cılız bedeninde öyle büyüktüki Jimin tekrar ikiz olmalarından korkuyordu. Üstelik Eşi ve çocukları fazlasıyla üstüne düşüyordu, 3 baş belası delta ve bir inatçı vita ile baş etmeye çalışıyor ve 4. Bebeğinin ise henüz karnında bile gönlünü yapmaya çalışıyordu. Hamilelik süreci ikizlere hamile kaldığında yaşadıklarının neredeyse aynısıydı, bu onu her ne kadar korkutsa ve yorsada gün sonunda yatağına eşinin kolları arasında yüzündeki gülümsemeyle giriyordu.

Öte yandan Sulin, annesi kadar yorgun olmasada babası ve abileri tarafından fazlaca sıkıştırılıyordu. Çoğu zaman bundan mutlu olduğunu inkar edemezdi gördüğü ilgiden fazlasıyla memnundu. Paytak adımlarla yatağının karşısındaki aynaya doğru ilerleyip önüne oturdu ve masadaki tarağı alarak altın sarısı saçlarını taramaya başladı. Bunu genelde babası yapardı ama henüz doğmayan kardeşi şimdiden annesini o kadar zorluyorduki babasının sürekli annesinin yanında olması gerekiyordu. Ayna karşısında işi bittiğinde yatağının yanında eğildi ve ailesi için yaptığı büyük tabloyu inceledi. Henüz bitmemişti ve şu ana kadar yaptığı en zor resimdi ama şimdiden mükemmel görünüyordu, herkesin çok beğeneceğine emindi. Kıkır kıkır gülerek tekrar aynı yere sakladı ve kendini huzurlu bir uykununun kollarına bıraktı.

Delta ikizlerden Woobin, odasının olduğu koridora, saklandığı duvarın arkasından bir göz attı ve kimsenin olmadığını gördüğünde göğsünde sakladığı türlü türlü yiyecekleri daha sıkı tutarak hızlı adımlarla odasının kapısına ilerledi. Zor olsada dirseğiyle kapıyı açıp hemen arkasından kapattı tüm yiyecekleri yatağının üstüne döktü ve mutlulukla çığlık attı. Daha fazla bekleyemeden lezzetli böreklerden birisini hemen ağzına attı. Görenler onun bu kadar yemesine inanamazdı, tüm ailesinin yediklerini tek başına yiyebilir ama yinede incecik kalırdı. Sadece yanakları gereğinden fazla tombuldu ve antrenman yaparken kullandığı kaskın içine sığamazdı ama bu çokta büyük bir sorun değildi. Getirdiği her şeyi dakikalar içinde tüketti, şişmiş karnını ovuşturdu neyseki fazlasıyla hareketli bir çocuktu ve çabucak sindirebiliyordu. Tabakları sakladıktan sonra kalın örtüsünün altına kuruldu ve neşeli mırıltılar bırakarak uykuya daldı.