Bölüm 6

106 13 0
                                    

Telefondan yazdığım için yazım hatalarım olabiliyor. Bu arada parti bölümünü multi'deki şarkıyla dinlemelisiniz. İyi okumalar :) :*

Bazen insanlar doğru ve yanlış yolları kestiremezler ve ne yapacaklarını şaşırırlar. Şuan bende aynen bu durumdaydım. İki yol vardı önümde. İkisindede ışık yoktu. Hangi yola gidersem gideyim sonunun kötü olacağını biliyordum.

"Melodi? Niye bu kadar geciktin? Bulamadın mı tuvaleti?" dedi Evren birasını agzına götürürken. Olan şeylerden habersiz bir şekilde Uzay' la konuşup gülüşüyorlardı. Dilara sürtüğü ise Evren'in yaninda oturmuş tehtid eden gözlerle bana bakıyordu. Sikerim ben bu kızı. Hem suçlu hem güçlü!

Dilara Uzay'ın kucağında inlerken Uzay hala boynunu yalıyordu. Kulağına doğru yönelirken Dilara kafasını sağ tarafa çevirmesiyle beni görmüştü. Gözleri iri iri açılırken " Melodii!" demesiyle Uzay' ın kafası benim olduğum tarafa dönüp bakti. Ardından tekrar kafasını çevirip kaldığı yerden devam etti.

Bu hareketi onun ne kadar adi birisi olduğunu bir kez daha göstermişti. Dilara bacaklarını gevşetip inmeye çalışıyordu ama Uzay elleriyle Dilara 'nın bacaklarını tekrar beline doluyordu. "Uzay dur!" dedi hafif bağırır bir şekilde. Uzay istifini bozmadan yalamaya devam ediyordu.

"Devam et Dilara." diye soyledi Uzay hala yalamaya devam ettiği için boğuk çıkan sesiyle. "Uzay dur diyorum! Yapma!" diye bağırdı Dilara. "Bir dakika önce devam etmem için inliyordun. Şimdide birisi bizi gördüğü için durmak mı istiyorsun? Namuslu rolüne mi büründün birden?' dedi Dilarayı kucağından indirerek. Dilara' nın gözleri son cümlesinden sonra kocaman açılmıştı.

Ama ben bu sahneyi gördükten sonra pekte şaşırmamıştım. Çünkü sevgilisi varken tuvalete gitme bahanesiyle kendini birilerine pompalatıyorsa bu kız namuslu olamazdı.

Dilara iri iri açılmıs gözleriyle tam birşey söyleyecekken Uzay orta parmağını Dilara' nın dudaklarına bastırarak onu susturdu. Bunun anlamını biliyordum. Normal bir zaman olsaydı gülerdim ama suan içimden sadece o ikisinin kafalarını kırıp beyinleriyle basketbol oynamak geliyordu.

Uzay onu geçti ve bana doğru yaklaşınca yavaşladı ama durmadı. Ve birden o tiksindirici sesi kulağıma geldi. "Herşeyi bok ediyorsun" yüzünde alaycı bir ifade ve gôzlerinde yerini hiç kaybetmeyen nefret vardı.

Yanımdan geçip gittiğinde arkama baktım bir süre sonra gözden kayboldu. Bakışlarımı Dilara' ya çevirdiğimde yalvaran gözlerle bana bakıyordu. "Bana öyle bakma tamam mı? Birden karar veremedim. Nolur Evren' e söyleme Melodi. Ben onu çok seviyorum." dedi dolan gözleriyle.

Kesinlikle samimi gelmiyordu. "Sevdiğin içinmi gelip burda bir başkasına veriyorsun!" dedim kükreyerek. Bir adım yaklaştı. "Eğer bunu Evren' e söylersen öldürürüm seni anladın mı!" diye bağırdı. Ve cevap vermeme fırsat vermeden çekip gitti.

Zaten verecek cevabım yoktu. Eğer söylersem Evren kesinlikle üzülecekti. İlk defa birisinden gerçek anlamda hoşlandığını hissetmiştim. Ona bakarkenki gözlerindeki ışıltı herşeyi anlatıyordu.

Ama söylemezsem Evren yanında bir sürtükle gezecekti ve git gide dahada bağlanacaktı. Ve birgün bunu öğrenince işler dahada kötü olacaktı.

"Heeey! Melodii! Kime söylüyorum kızım? Noldu? Yüzün bembeyaz olmuş. Birşey mi var?" diye söyleyen Evren' in sesiyle düşüncelerim yere dökülmüş bir tuza üflenmiş gibi dağıldı.

"İnanmıyorum ya! Tam beş dakikadır boş boş yüzüme bakıyorsun" dedi Evren sitem ederek. Kendimi toparlamaya çalışırken gözlerim Dilara' ya kaydı. Yüzünde tehtidkar bir ifade vardı. Ama bu gözlerindeki yalvarmayı gizleyememişti.

ULAŞILMAZ.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin