Evet biliyorum yb yarın gelecek demiştim ama üç gün oldu. Açıkçası yarıyıl tatilinde gece 4-5 e kadar uyumuyordum ve öğle vakti 3 gibi uyanıyordum. P.tesi yine 3 de uyudum ve 6 da kalkmak zorunda kaldım. Uyku düzenim bok oldu yani. Okulda zombi gibi geziyorum ve bu çok zor. Uykusuzluk tahmin edemeyeceğiniz kadar agresif yapıyor beni. Hala düzene giremedim. İnşallah düzelir. Vote ve yorum yaparsanız çok mutlu olurum. İyi okumalar :* :).
Önüme gelen koca bir dilim pasta ve vişne suyuna baktım. Vay be! Neler olmuştu öyle? Hiç iştahım yoktu ama vişne suyunu gördükten sonra acıkmaya başlamıştım. Önümdeki pastanın açlığımı azda olsa gidereceğini düşünerek yemeye koyuldum.
Uzay gerçekten bunu bana yapacak kadar.... Ahh hayır. Bunu düşünmek istemiyordum. Gözlerindeki o nefret varken. Hayır..
2 gün önce. Öğle arası...
Dünden sonra Uzay gelip bir özür bile dilememişti. Evet bunu biliyordum. Herneyse. Umrumda değildi. Vişne suyumla tostumu yerken karşıda oturmuş bana dik dik bakıyordu. Ve rahatsız ediciydi. Tostumu herzamanki gibi ilk önce bitirdim ve kalan vişne suyumu içmeye devam ettim. Son bir yudum kala içmeyi bıraktım ve kutuyu masaya koydum.
"Beril. Eğer tekrar çok içip sarhoş olursan seni evine bırakmayacağım. Sarhoşken ciddi anlamda huysuz oluyorsun. Sadece bira içeceksin? Anlaştık mı?" diye soran Evren'e baktım.
Evet haklıydı. Geçen sefer Evren Beril'i eve götürmek için arabaya bindirmeye çalıştığında arabanın kaputuna çıkıp 'gelmicem banane gelmicem' diye çocukluk yapmıştı ve zıplayarak kaputu yamultmuştu. Oda yetmezmiş gibi birden içeri koşup 'striptiz yapacağım!' diye bağırmıstı. Zarzor tutmustuk.
"Ya ama be-"
"Sadece bira Beril!" diye söyledi Evren, Beril' in lafını bitirmesine izin vermeden.
Beril oflayarak elini göğsünde birleştirdi ve kaşlarını çatarak arkasına yaslandı. Bu tavrı beni güldürmüştü. Saate bakmak için elimi cebime koyup telefonu alacaktım ki telefonu çantamda unuttuğum aklıma geldi. Büyük bir ihtimalle 10 dakika sonra zil çalacaktı.
"Hadi gidelim." diye ayaklandım Evren' e bakarak. Beril' le hala konuşmuyorduk. Bu durum beni üzsede eli sonu barışacağımızı biliyordum.
"Siz gidin ben beş dakikaya kadar gelirim. Dilara mesaj atmış kantinde bekle diye." dedi Evren. Benle Beril' in küs olduğunu bilmiyordu. "Tamam" diyerek ayaklandı Beril. Dilara adı geçince yine kendimi kötü hissetmiştim. Beril' inde rahatsız olduğunu yüzündeki ifadeden anlamıştım. birlikte kantinin kapısından çıkıp meldivenlere yöneldik.
''Melodi? Sen haklıydın. Düşündümde bende olsam ve birisi beni bu kadar sıkarsa bende aynısını yapardım.'' Diye hafif kısık bir şekilde yüzüme bakmadan konuştu Beril. Bu sözleri beni mutlu etmişti. Beni anlamıştı. Ne diyeceğimi bilemedim birden. Ne cevap vereceğimi seçemedim.
''Ihıım. Şey evet yani.. Beni anladığına sevindim. Bende bu kadar sert çıkmamalıydım.'' diyebildim sadece. Başını kaldırıp yüzüme kocam bir gülümsemeyle baktı. ''Eeee anlatsana kızım noldu?? Ne yaptınız? Öpüştünüz mü!!! Aman tanrııım!! Gün boyu seni nasıl kestiğini gördüm!! Güzel öpüşüyor muydu!!'' diye bağırınca yerimden zıpladım.
İki gün önce onunla konuşmamı bile istemeyen Beril manyağı şimdi öpüştük mü diye soruyordu. ''Bağırmasana Beril !'' diye ağzını kapattım. ''Hiçbirşey olmadı. Beni okuldan evime bıraktı ve yüzüme bile bakmadan gitti. Öldürecekmiş gibi bakıyordu bana. Bu durum olmasını istediğim şeydi ama bu kadar sert olması... Bilmiyorum yani bişey olmadı'' dedim kağadığım ağzının üstündeki elimi çekerken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ULAŞILMAZ.
Teen FictionYaptığım şeyden vazgeçmemem gerekiyordu. Ailemin intikamını almam gerekiyordu. Sonunda amacıma ulaşmış ve Melodi Serini kendime aşık etmiştim. Ama olmuyordu. Bir türlü basamıyordum şu tetiğe. Sonunda çektiğim acılar ve gördüğüm kabuslar belkide yok...