->Pledge

3.9K 230 370
                                    

Sarı kıvırcık saçları uçurumdan düşerken dalgalanıyordu. Gözüne giren güneşi umursamadan avm nin çatısının ucundan ona bakan okyanus mavisi ve en sevdiği kahvenin renginde olan gözlere bakıp maskenin altından sırıtmıştı son kez.

~3 saat önce~

Kapşonunu ve gülen maskesini takıp dışarı çıktığında malzeme alma sırasının onda olduğuna lanet etti. Ama belki bazı şeyler çalabileceğini düşündü. Dağın ucundaki avm ye bakıp düşündü.''belkide biraz eğlenebilirim'' amvye doğru yürümeye başladı. Buralar genellikle ıssız yerlerdi ama bu avm buraya inşa edildiğinden beri burayı ünlü yapmıştı ve bu yüzden de son zamanlarda polislerle ilgili sıkıntılar çekiyorlardı. Uzun zamandır bir bankayı soymamışlardı. Gerçi o hala bazen bir şeyler çalıyordu ama onlar sayılmayacak kadar küçük şeylerdendi.

Avm ye vardığında yarım saat geçmişti. Dolaşırken büyük peluş bir arı gördü. '' bence bunu alsam biraz mutlu olur'' parasına bakıp yüzünü ekşitmesi bir oldu. Tamam büyük bir peluş tu ama 80 dolar fazlaydı sanki. Belki sadece onu çalabilirdi?

Oradan çıkıp çantasına koyduğu peluş arıyı çaldığı için biraz bile pişman değildi. Belki bir kuyumcudan altın bir kolye de çalmış olabilirdi ama umrunda da değildi. Düşüncelerini arkasında birinin onu izlediğini hissetmesiyle bölündü ve bir mağazanın aynasından arkasına baktı. Tahmin ettiği gibi biri onu takip ediyordu. Onun sivil bir polis olduğunu anlaması uzun sürmedi. Avm den dışarı çıkarsa çıkkıştaki polislerin onu durduracaklarını biliyordu. Bu yüzden yürüyen merdivenlerden hızla en üst kata çıkmaya başlamıştı. Ama onu nasıl tekrar bulmuşlardı? Gerçi artık baya ünlüyü. İnsanlar maskesini bile takmaya başlamışlardı hatta.

En sonunda en üst kata çıktığında bir kaç sivil polisle daha karşılaştı. Ve tek seçeneği bir rehin idi. Hemen gözüne cılız ve kısa boylu bir oğlanı kestirip silahı kafasına dayadı. Sivil polisler de bu anı bekliyormuş gibi silahlarını çıkardılar. "HEY. BIRAK BENI."rehin aldığı çocuğun bağırmasını umursadan sakin ama yüksek sesle konuştu."Eğer yanlış bir hareket yaparsanız onu vururum."Polisler biraz daha yaklaşınca havaya bir kaç el ateş etti.

Rehin aldığı oğlan kulaklarını kapatmaya çalıştığında onu daha da sıkı tuttu ve tekrar dan silahı kafasına dayadı. Havaya ateş edince avm nin çatısındaki camlar parçalanmış ve üstlerine düşmeye başlamıştı. Polislerin dikkati bununla dağılınca arkasındaki sinema bileti alınan kasadan içeri girdi ve personel kapısını ayağıyla açtı.

Ama rehin olan çocuk çok kıpırdandığında onu duvarla arasına aldı."KIPIRDANMAYI KES. Benden kaçamazsın. Artık benim rehinimsin. Bana çok yardımın dokunacak. Yürü!" çocuk o kadar korkmuştu ki zaten yeterince sulu göz değilmiş gibi ağlamaya başladı. Merdivenlerden çatıya çıkarken konuştu."Korkuttuysa. Üzgünüm. Beni duymuşsundur. Dream diye tanınırım." çocuğun gözleri sonuna kadar açıldı ve cevapladı. "S-sen dream mısın?" "Evet ve eğer beni tanıyorsan korkmana gerek olmadığını da biliyorsundur?" çocuk kafasıyla onayladı ve çatıya vardılar.

Dream çocuğun kendisinden nefret etmemesine şaşırmadı. Evet o bir suçluydu. Ama halk için bir kahraman. Bu yerin yönetiminden herkes nefret ediyordu. Daha önce soydukları bankaları başbakanlığa ders vermek amacıyla soymuşlardı. Gerekmedikçe adam öldürmüyorlar ve kimseye kötü davranmıyorlardı. Onlar sadece halkın sesi olarak yönetime bir ders vermeye çalışıyorlardı.

Çatıya çıktıklarında arkasından gelen  polisler de silahları tekrardan ona doğrulmuştu. Dream çocuğun Kafasına tekrardan silah dayadı. Ve polisler bağırmaya başladı. "REHİNİ BİZE VER ÇANTANI BIRAK VE YAVAŞÇA TESLİM OL. BURADAN KURTULAMAZSIN!" Kahverengi saçlı çocuk kendini siper ettiğinde dream şaşkınlıktan gözlerini sonuna kadar açmıştı. "Dream eğer çatıdan şuan atlarsan mermiler sana değmeden suya düşebilirsin!"

Dream arkasına baktığında çok yüksek olduğunu gördü ve kahverengi saçlı çocuğa dönüp konuştu. "Peki sen? Beni savunduğun için başın derde girebilir!?" Kahverengi saçlı çocuk ona gülümseyerek baktığında gözlerinin rengini daha yeni anlamıştı. Ona az sonra atlayacağı okyanusu ve en sevdiği kahveyi anımsatmıştı. "Önemli değil. Git ve kendini kurtar!" Dream kendini yavaşça dağın üstündeki avm nin çatısından okyanusa doğru bıraktı ve iki parmağını alnına koyup maskenin altından sırıttı. Düşerken saçları yüzünden çok göremesede kahverengi saçlı çocuk ona gülümseyerek bakıyordu. Ona maskesini altından son bir sırıtış bıraktı ve havada süzülmeye devam etti. Suya düştüğünde bilinci yavaş yavaş kapanıyordu ama o buna izin vermedi ve yüzmeye başladı. En sonunda kıyıya vardığında uzunca bir soluğun ardından ayağa kalktı.''Polisler biraz sonra burda olur. Hemen gitmem gerek.''

Yürürken o çocuğun onu kurtarmasını düşündü ve elinde olmadan sırıttı. ''İçimden bir ses onunla son görüşmem olmadığını söylüyor''




Evet biliyorum ilk bölüm kısa ama en azından neler olduğunu anladınız. Le casa de papel yazıyormuş gibi hissediom SJSLDNDŞDNDLDNDLDN

Evet aslında dream ı fln kötü yapçaktım ama sonra dedim ki neden le casa de papel de ki gibi olmasın. Bende öle yaptım.

Bişeyler deniyorum ve büyük ihtimalle bu tutmazsa devam etmem TwT. Ve öneri fln yazın hatalarımı yazın sorun değil.

Nese İnş seversiniz bunu seviyorm sizi bb
💚💙✨

Wanted...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin