Liam el yordamı ile yatağının yanında ki masada çalan telefonunu arıyordu. Sinirli sinir düşünüyordu kim bu saate beni arar diye. Telefonunu sonunda bulduğunda kim olduğuna bakmadan telefonu açtı. Bu sesi duyduğunda şaşırdı çünkü aylardır Scott ile konuşmuyorlardı.
"Hey, selam. Biliyorum rahatsız ettim."dedi Scott bu saate aramın doğru olmadığını bikir bir şekilde. "Sorun degil. Bir şey mi oldu?" Liam bir seyler döndüğünü fark etmişti.
"Bu gece kasabanın batısında bir kız cesedi bulmuşlar, yarın sabah hep beraber veterinerde buluşucağız. Haber vermek istedim." dedi Scott.
Liam şaşırmıştı böyle bir sey olduğu halde nasıl haberim yok diye düşündü. "Tamamdır yarın sabah gelirim, kimler gelicek?"
Scott bir kaç saniye sessiz kaldıktan sonra konuştu.
"Stiles, Lydia, Malia. Stiles ve ben başka bir yerde buluşup geliceğiz, 7.00 gibi orada oluruz, her neyse iyi geceler."Bu kadar yaşanılanlardan sonra herkesin böyle ayrı düşmesi Liam'ı üzüyordu. Okul yüzünden herkes farklı yerlere dağılmıştı. Bazen 3 haftaya yakın Scott'la konuşmuyordu. Hâta belki de 4 aydır Malia ile konuşmamıştı. Onlar bir sürüydü elbet birbirlerine ihtiyaçları vardı. Aslına kendisi bile inanmasa da Peter ve Theo'yu bile az da olsa özlemişti.
Telefonu baş ucuna geri koydu ve uykuya geri dönmeye çalıştı fakat Scott'un bahsettiği şey aklından çıkmıyordu. Uzun bi aradan sonra tekrardan mı olaylar başlamıştı? İçten içe korkuyordu tekrardan birini kaybederiz diye. Brett ve kardeşi olayı onu çok sarsmıştı ve bir daha bunu yaşamaktan çok korkuyordu.Yarın sabah
Scott arabada ki gerginlik kokusunu buram buram hissedebiliyordu fakat bunun hakkında bir şey söylemedi. Yanında oturan Stiles'in parmak eklemleri direksiyonu sıkmaktan bembryaz olmuş konuşmaktan bâya bir çekinir haldeydi."Tekrardan Beacon Hills ha?" dedi gerginliği biraz almak isteyen Scott.
"Evet, aslına bakarsan bunu özlemişim." Sonrasında bir şeyler mırıldandı.
"Sence bu sefer nasıl bir olay?"dedi Stiles.
"Biliyor musun?. Hiç bir fikrim yok." Yolculuk aslında böyle devam etti.Malia geceden yola çıkmış ve kilometrelerce yolu orman yolundan yürüyerek gelmişti. Lydia ona beraber gitmeyi teklif etmişti. Fakat Malia gereksiz bir ısrarda bulunmuştu.
Lydia veterinerin önüne geldiğinde köşede uyumus bir Malia ile karşılaştı. Arkadaşının uzun bir aradan sonra görünce yüzünde istemsiz bir sırıtma yerlşemişti. "Hey, dişi tilki!"
Malia yerinden sıçramış ve Lydia'yi görünce boynuna atlamıştı. İkisk sarılıp gülüşürken yolun köşesinde mavi bir jeep belirdi. İki kizda sevdiği gençleri çok özlemişti.Arabayı park edip kapıyı açtı iki genç gergince. Stiles'ın bütün duyguları çekildi bir an ve sonrasınd her zamanki çocuk ruhlu Stlies geldi yerine. Lydia'ya sarılmak için bir adım attı fakat o tamamlayamadan Lydia dibinde bitmiş ve onu boğarcasına sarılmıştı.
Herkes birbirleri ile özlemlerini gidermiş Liam'ın bir sene içinde ki değişimi eleştirmiş ve en sonunda düklanın ortasıbda masanın orada yanyana geçip ceset olayına dönmüşlerdi.
İlk konuşan Stiles oldu.
"Babamla konuştum, adli tıp raporuna göre boğazına pençe darbesi almış. Kimin ya da neyin yaptığına dair hic bir iz yok."
Ardından Scott, " Cesedin bulunduğu yere gittim. Bir hayvan kokusu vardı ama bu kokuyu daha önce almadığıma eminim." dedi emin bir sesle.
Hiç kimse ne diyiceğini bilmiyordu. Ilk defa kısılı kalmışlardı. Ellerinde herhangi bir görgü tanığı bir ipucu, bir tanıklık yoktu.
Lydia " Ne kadar emin olmasamda bu ani bir ölümmüş gibi geliyo, sanki, sanki planlanmamış gibi."Aslında hepsinin aklında bir fikir vardı fakat bunu ortaya koymaya cesaret edemiyorlardı. Lydia anlamış olucak ki " Pekala, bir kağıt ve bir kalem getirin, deniyeceğim." dedi.
Stiles Lydia'nın omzuna dokundu ve şefkatli bir sesle konuştu " Bunu yapmak zorunda değilsin, bunu yaparken zorlandığını biliyorum." ama Lydia kendinden emin bi şekilde kafa salladı ve güvence verircesine elini omzunda ki elin üstüne koydu.
Aradan 10 dakika geçmiş, Lydia masanın başında, Scott, Stiles, Malia ve Liam kapının köşesinde olmak üzere kağıda odaklanmıştı. Hepsi Lydia'dan gelicek ufak bir hareket bekliyordu. Dakikalar hâla geçerken kağıtta ki tek değisiklik Lydia'nın alnından damlayan ter damlalarıydı. Zorlandığı aşikardı. Stiles tam duruma müdaheke edicekken Lydia kağıda hızlı hızli bir seyler karalamaya başladı.
Karalama bir kaç dakika sürmüş, bittiği gibi Lydia'nın yoğunluktan kafası masaya düşmüştü. Stiles Lydia'ya su getirirken Scott kağıdı kaldırdı. Kağıtta herhangi bir ceset resmi gibi bir sey bekliyorlardı fakat "mavi" kelimesinden yazılmıs 1 çift göz bebek ardı kağıtta.
Malia sinirle " Babamdan nefret ediyorum." diye hırladı ve kapıya yönelirken Liam acele ile onu kolundan tuttu.
"Sakin olmalısın o olduğundan emin bile değiliz, belki de Derek hem onunda gözleri mavi öyle değil mi?"
Liam'da pek inanmadı bu dediğine ama şimdilik Malia'yi idare etmesi gerekiyordu. Malia sinirle döndü ve pençeleri çıkmış elini Liamın koluna koyuo çekti. Ve Stiles'a yardıma gitti.Liam ve Scott öbür odaya gidip konuşmaya başladılar.
"Peter olduğu kesin değil mi?" dedi Scott. Liam bunu bilmesi gereken sensin der gibi bir bakış atıp, "Sanırım öyle aklıma başkası gelmiyo." dedi.İkisi de birbirlerine bskıp düşünüyorlardı ki Liam en azından susmaktan iyidir mantıgi ile " Ama Peter son olaylarda bize yardım etti neden böyle bir sey yapsın ki?" der demez Scott cevap verdi
"Bu bir şey değiştirmez, Theo bile yardım etti sonuçta, bu Peter ya da başka birinin kusurlarını kapatmaz, kötüler her zaman kötüdür."
Liam düşündü;
" Kötüler her zaman kötüdür..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Moon Pack /Thiam/
FanfictionDEVAM ETMEYECEK Senelerin ardından kasabada tekrardan doğa üstü olaylar meydana gelmeye başlar. / Karakter özellikleri değişmedi, elimizden geldikçe bütün ekibi katmayı, gerçekçi olmayı ve yeni sezonmuş gibi yazmaya çalışıyoruz 💞💞