Ice-Cream.

633 42 10
                                    

(Y/N)Bu bölümde anlatımı Taehyung'un ağzından yazacağım! ^^

Kaldırımda oturmuş, hiç tanışmamış olmayı dilediğim kıza lanetler yağdırmakla meşguldum. Gittiğini görmeyecek kadar da kördüm belkide. Ben kendi kendime mırıldanırken gitmişti. Birkaç dakika sonra arkamı döndüğümde ise yoktu.

Sinirime hakim olmaya çalışarak kaldırımlarda yürüyordum. Bu kız gerçekten benim ilk öpücüğümü almıştı. Bunu normalde kızların sorun yapması gerekirken neden ben yapıyorum? Bu işte bir terslik olduğu için gerçekten çıldırmak üzere olduğumu farkettim.

Arada bir gökyüzüne bakarak soğuk havanın yüzüme çarpmasına izin veriyordum. Aklımdan geçen bir anlık düşünce ile olduğum yerde durdum.

''Keşke şimdi burda olsaydı ve yine soğuk olan ellerimi ısıtsaydı, lanet kız!''

Kendi kendime kıkırdadığımı farkettiğimde yüzüme sağ elimle bir tokat attım. Dışarıdan bir 'deli' gibi gözüktüğüm kesinlikle tescillenmişti. Sokaktaki birkaç insan bana bakıyor ve aralarında konuşuyorlardı. Ben olsam bende öyle yapardım, gerçekten neden bu kadar dengesiz biriyim?

Eve gitmek istemiyordum, eve gidersem yapacak hiçbirşeyim yoktu. Ailem yoktu, ya da bir ev arkadaşım. Arada sırada eve kız atıyordum fakat ders çalışmak için. Bu kadar masumluk bana yakışmıyor. Görünüşümün ardında bir masumluk yatıyor, hiç uyuşmayan dış görünüşümle birbirlerine çok zıtlar.

Çocuklar gibi koşarak bir parka girdim. Kumları ayaklarımla savuruyordum. Yanımda o an kürek ve kova olmasını diledim. Parkın önünden geçen insanlar bana bakarak gülüyorlardı fakat bu sefer deli gibi görünen halime değil, hayatını bir çocuk gibi mutlu yaşamaya çalışan birine gülüyorlardı. Bu sefer içtendi gülümsemeleri, az da olsa içimde bir mutluluk yaratmıştı.

Bir süre sonra eğlendiğim parktan artık çıkmam gerektiğini düşünerek kaldırıma ilerledim. Ayakkabıma giren kumlar ayağımı rahatsız etse de hiç yoklarmış gibi davranarak yürüyordum. İleride bir dondurmacı gördüğümde, yüzümde koskocaman bir gülümseme belirdiğine eminim.

Bu sefer koşarak dondurmacıya gittim, bu havada dondurma almak çok mantıksızdı evet ama canım çok çekmişti.

Dondurmacıya vardığımda onu orada gördüm. Bir masada oturmuş çalışan televizyonda birşeyler izliyordu. Gözleri şişmişti. Galiba ağlamıştı. Umursamadan oradan dondurmamı alıp çıkmak istedim, ama bana doğru geliyordu. Beni görmüyordu çünkü yüzünü ayaklarına odaklamıştı. Kapıya doğru ilerlerken kolunu tuttum.

''Dondurma ister misin?''

Böyle bir şeyi neden teklif ettiğimi bilmiyorum ama sadece bir dondurma alacak paramla ona dondurma istediğini sormuştum. Bu dondurma teklifini kabul ederse gerçekten kendime tekme attıracağım. O dondurmayı ben yiyecektim ne diye öyle bir şey teklif ettim ki?

''Hayır, sağol''

Ohh, en azından kabul etmemişti. Omuzlarımı silkip ona arkamı döndüm. Camdaki yansımasından bana baktığını görebiliyordum. Ağlamaya başladığını gördüğümde ve o da ağladığını farkettiğinde koşarak dondurmacıdan çıktı. Hiçbirşey görmemiş gibi dondurmamı aldım ama içimdeki iyilik duygusu bana ''Gitsene, kıza bir bak serseri!'' diyordu.

Dondurmacıdan çıktığım gibi onu aramaya başladım. Bir elimle de dondurmamı yiyordum. O kadar parasını verdim, onu ararken ayrıca boş boş durmak da olmaz. Ağzımız tatlansın, en azından bu akşam olanlardan sonra.

Hala aklıma geldikçe sinir oluyorum birde o sinirle o kızı arıyorum. Demek ki onu bulduğumda onu öldüreceğim.

Sonunda bir sokağın köşesinde ayakta duruyordu. Yanına yaklaştıkça gitmek ister gibi etrafına bakınsa da kısa sürede yanına vardım.

''Bak bu akşam artık ne olduysa oldu ama neden ağlıyorsun?''

''Ba-bana lanetler okudun!''

''Ah hadi ama bir anlık sinir işte. Aynı durumda ben senin ilk öpücüğünü alsam sende bana 'Seni ahmak ilk öpücüğümü çaldın!' demez miydin? Lütfen biraz empati yap''

Bilmiş bir tavırla konuşurken aynı zamanda da dondurmamı mideye indiriyordum. Dondurmam ağzıma bulaştığında silmek için kolumu ağzıma götürdüm, ama bir el buna izin vermedi.

''Bende mendil var, pislik yapma''

Mendili uzattı ve ağzımı güzelce silip onun kabanının cebine koydum. İğrenmiş gözlerle bana bakarken yüzünü buruşturdu.

Bir müddet bana iğrenmiş bakışlarını yolladıktan sonra ellerini tuttum. 'Ne yapıyorsun' bakışları atmayı tabiki ihmal etmedi.

''Ellerim üşüyor''

Göz kırptım ve ellerini tutmaya devam ettim. O sırada da yüzünü inceliyordum. Daha önce bu kadar beyaz tenli bir kız görmemiştim. Ayrıca saçları da çok bakımlı, dudakları çok dolgun. Onu ilk gördüğümde otobüste de dudaklarına kenetlenmiştim.

Tam olarak 'Gel beni öp' diyorlardı. Fakat bu akşam bu hissi tattığıma göre birdaha böyle birşey olmayacak diyerek aklımı başka yere verdim.

Bu sefer de gözüm ve aklım beline gitmişti. Giydiği dar tişört kabanında gözüktüğü için belini de görebiliyordum. İnce bir beli vardı. Tam olarak 'Tut beni' diyorlardı. Ama tutarsam dayak yiyeceğimin farkındaydım.

Ona olan sinirim onu inceledikçe kaybolup gidiyordu. Belkide ilk öpücüğümü kaptırmam güzel olmuştu.

''Ben eve gidiyorum, sıcak ellerin için teşekkürler''

Arkamı döndüm ve ilerledim, arkamdan seslenişini dinledim. 'Önemli değil soğuk el!' diye bağırıyordu. Sesi de etkileyiciydi. Gözlerimi kapayıp sesini işittiğimde yanaklarım hafif kıvrıldı. Daha sonra kendimi toparlayıp yoluma devam ettim.

Belkide gerçekten onu daha çok tanıdıkça sevebilirim, belkide ilk öpücüğümü kaptırdım diye kız gibi mırıldanmama gerek yoktu.

İnce hatlara sahip biriydi, tam ideal tipim!

Merhabalar! Umarım beğenirsiniz, bu arada vote ve yorum bırakmayı unutmayın. Sizleri seviyorum.! ^^

Long Live [Kim Taehyung Fanfic]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin