Oyun Ciddileşiyor

92 8 2
                                    

Dila gece yarısı kağıdı açıp baktığında yazının değiştiğini gördü ve hemen fotoğrafını çekip gruba attı. Kağıtta ''Sırada ki görevimiz aslında biraz daha sizinle ilgili. Daha açık konuşmak gerekirse birbirinizden gizledikleriniz ile ilgili. Hepiniz içinizden birini seçeceksiniz ve aslında onun sizinle ilgili ne düşündüğünü size söyleyeceğim. Tabii ki aramızda ;)"

Toprak*Bunun derdi ne?

Uğur*İyi de bu görev çok saçma.

Doğa*Seçelim birini söylesin ve bitsin işte.

Ayça*Bence bu görevi es geçelim, gereksiz.

Dila*Kuralları unuttunuz mu? Yapalım bitsin işte.

Akif*Tamam kimi seçtiğimizi nereden bilecek?

Dila kağıda tekrar baktığında yazının şu şekilde değiştiğini gördü ve hemen arkadaşlarına attı. "Hepinizin çantasında bir kağıt var bunlara seçtiğiniz kişinin adını yazıp çantanıza geri koyun. Akşam gerçekten sizinle ilgili ne düşündüğünü o kağıtlardan öğreneceksiniz."

Akif*Bir şeyi de duymasa, şaşarım.

Toprak*Neyse hadi yapalım şunu.

Uğur kendi kağıdına Asena'nın ismini yazmıştı. Asena da kedni kağıdına Uğur'un ismini yazmıştı. Toprak, Dila'nın ve Dila da Toprağın ismini yazmıştı. Akif, Ayça'nın ve Ayça da Akif'in ismini yazmıştı. Doğa ise bir süre düşündükten sonra kağıda Asena'nın ismini yazmaya karar verdi. Ertesi gün okul çıkışında bir yere oturup sohbet etmeye başladılar.

Akif: Toprak, Dila hadi bize bir düet yapın da keyfimiz yerine gelsin.

Asena: Aynen ya, hem Toprağın gitarı da yanında. Çıkarız bahçeye dinleriz sizi.

Dila: Ne söyleyeceğiz ki?

Toprak: Ne söylemek istersen.

Uğur: Beraber söyleyeceksiniz.

Toprak: Tamam beraber söyleyeceğiz.

Hepsi birlikte bahçeye çıktılar. Toprak ve Dila hangi şarkıyı söylemek istediklerine karar verdikten sonra beraber düet yaptılar. Tayfanın keyfi yerinde görünüyordu, ta ki Uğur'un kağıdında ki yazı değişene kadar.

Doğa: Ne oldu?

Uğur: Önemsiz, boşverin.

Asena: Hayır önemli. Kağıtta ki yazı değişmiş, ne yazıyor okusana.

Uğur: Kağıt ile benim aramda.

Akif: Kağıt ile sırdaş mı oldun, biz dururken?

Toprak: Harbiden Uğur, ne oluyor?

Uğur: Saçma salak şeyler yazmış işte.

Ayça: Ver de okuyalım.

Uğur kağıdı istemeyerek de olsa tayfanın ellerine vermişti. Kağıtta "Asena demek, gerçekten mi ya? Neyse Asena ne kadar iyi birisi değil mi size çok değer veriyor, çalışkan üstelik çok da güzel. Hepsi yalan olmasa evet size bir ihtimal verirdim ama sizi ayakta uyutuyor. Size değer verdiği falan yok, çıkar için sizin yanınızda. Bugünlük bu kadar bilgi yeter, sıkma canını ya bir gülümse geçer."

Asena: Bu saçmalık!

Uğur: Biliyoruz.

Akif: Aramızı bozmaya çalışıyor ama bunlar ufak numaralar.

Ayça: Aynen öyle biz sana güveniyoruz bu kağıda değil.

Dila: Evet sakın kafana takma.

Asena: Söylemesi kolay. Size benim hakkımda iftiralar savururken elimden hiçbir şey gelmemesi canımı çok sıkıyor.

Uğur: Önemli olan onun ne söylediği değil, bizim neye inandığımız.

Toprak: Ve biz sana inanıyoruz.

Doğa: Tüm kalbimizle.

Birbirlerine sarıldılar. Arkadaşlıkları kuvvetliydi, çok kuvvetli. Bu sefer kağıt amacına ulaşamadı belki de biz öyle sanıyoruz. Sahiden amaç demişken kağıdın amacı neydi?

Asena: Tamam artık, ağlattınız beni.

Dila: Sulu göz.

Doğa: *güler* Ne kadar doğru bir seçim yapmışım sizinle arkadaşlık kurarak. Hayatımda verdiğim en mantıklı karar.

Ayça: Yapmayın, valla ağlarım.

Akif: Siz de ağlamayı rutin haline getirdiniz he. Her gün bir posta ağlıyorsunuz.

Asena: *güler* Huyumuz kurusun.

Uğur: O zaman şimdi ne yapıyoruuuuz...

Hepsi bir ağızdan: Kahve içmeye gidiyoruuz!

Toprak: Bizim bu halimiz ne olacak ya *güler*

Akif: Manyağız oğlum manyak *güler*

Kahve içmeye gittiklerinde beraber muhabbet ettiler, onlarda konuşacak konu asla bitmiyordu. Her şey o kadar güzeldi ki diğer kağıtlar kimsenin aklına gelmedi bile. Eve dağıldıklarında hepsi çok yorgundu ve uyumuştu Toprak dışında. Toprağın aklına birden bu kağıt olayı geldi ve çantasından kağıdı çıkarıp okumaya başladı. Kağıtta aynen şöyle yazıyordu: ''Dila'nın senin hakkında ne düşündüğünü öğrenmek istiyor musun, gerçekten? Senin yerinde olsam kendimi ona çok kaptırmazdım, çünkü onun umurunda bile değilsin. Dost acı söyler kusura bakma böyle tak diye söyledim ama hepsi senin iyiliğin için. Bunca zaman boyunca Dila'nın her ağlayışında, üzülüşünde onun yanındaydın, peki ya o? Neyse tamam bu kadar kendinle yüzleşme yeter, yol yakınken dön Toprak pişman olursun.'' Toprak okuduğu her satırda daha çok sinirleniyordu, kağıdı eline aldı buruşturdu ve odasında ki çöpe attı. Sonra da kağıda bakarak onunla konuşmaya çalıştı.

Toprak: Saçmalamayı kes artık, beni de arkadaşlarımı da rahat bırak ne istiyorsun bizden açıkça söyle, yapalım. Bu aptal oyunlarınla daha fazla uğraştırma bizi, duydun mu beni!

Murat: Niye bağırıyorsun gece gece?

Toprak: Sen niye uyanıksın gece gece?

Murat: Evin içinde avaz avaz bağırıyorsun çünkü.

Toprak: Sinirlerim bozuldu biraz kusura bakma, hadi git yat sen.

Murat: Bana ne olduğunu anlatmayacak mısın?

Toprak: Hayır, git yat son kez söylüyorum.

Murat: Tamam gidiyorum ama bağırmayı kes, lütfen.

Toprak kendini sakinleştirip uyumaya çalıştı. Kağıt yavaş yavaş bütün hepsini etkilemeye başlıyordu. Bakalım arkadaşlıkları ne zaman etkilenecek ya da daha doğrusu etkilenecek mi?

Yazan: Sabessa
Sıraa Lca sende :)

Gizemli Kasaba Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin