Neredeyiz Biz

55 5 0
                                    

Herkes Ayça'nın ailesi hakkındaki büyük sırrı merak etse de yarını beklemek zorundaydılar.

***

Ayça hariç herkes parkta buluşmuştu.

Asena: Sizce gelecek mi?

Doğa: Bence gelecek.

Akif: Karşıya bakın.

Ayça geliyordu, herkes kötü hissetse de iyi görünmeye çalışıyordu.

Ayça: Selam arkadaşlar.

Dila: Hoş geldin. Nasılsın?

Ayça: Aynı. Kağıda baktınız mı bir şey diyor mu?

Doğa: Bakmadık.

Asena: Çıkarıyorum.

Dedi ve masanın ortasına bıraktı. Üzerindeki yazı değişmeye başladı.

Uğur: Yazı değişti okusana.

Asena: Tamam. Şöyle yazıyor : "Ayça bu sır sonucunda üzüleceğini bilsen de öğrenmek ister miydin?"

Ayça derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı.

Ayça: Evet her ne olursa olsun öğrenmek istiyorum.

Kağıttaki yazı yine değişmişti. Şöyle yazıyordu: "Çınar ağacının yanına gelin orada öğreneceksiniz."

Çınar ağacına geldiklerinde o ses konuşmaya başladı. "Ayça beni iyi dinle. Senin ailen aslında gerçek ailen değil, ailenin bazı nedenlerden dolayı çocuğu olmuyormuş bunu muhtar öğrendiğinde ailenle evlatlık alma konusunda konuşmuşlar ve muhtar seni onlara vermiş, senin ailen gerçek ailen değil. Muhtemelen gerçek ailenin kim olduğunu merak ediyorsun senin gerçek anne baban maalesef hayatta değil."

Ayça kendini tutmaya çalışıyordu ama daha fazla dayanamayıp ağlamaya başladı. Tayfa onu sakinleştirmeye çalışıyordu.

Akif: Ne istiyorsun bizden git artık inanmıyorum sana!

Uğur: Sakin ol Akif gel bu soruya yanıt vermiyor biliyorsun.

O ses konuşmaya başladı. "Hepiniz beni dinleyin! Biz sizin gerçeklerle yüzleşmeniz için buradayız ve daha çok fazla yüzleşmeniz gereken gerçekler var bunu unutmayın. Bugün ki görevinize gelecek olursak biraz kendinizi toparlayın öğleden sonra çiçek sokakta ki piknik alanına gelin."

Asena: Ben daha fazla gerçeklerle yüzleşmek istemiyorum. Eski günleri özledim hayatımızda kağıt ve sesin olmadığı günleri.

Dila: Bende.

Akif : Hepinizden çok özür dilerim o gün çöpten almasaydım bu kağıdı başımıza bunların hiç birisi gelmeyecekti. Kendimden nefret ediyorum.

Doğa: Sakin ol Akif nerden bilebilirdin ki bunların olacağını.

Ayça: Katılıyorum. Kendini suçlamayı bırak artık.

Herkes öğle yemeği için evlere dağıldı.

Kağıt Doğa da kalmıştı. Yemeğini yerken kağıdı çıkardı ona bakarak düşünmeye başladı derken kağıtta ki yazı yine değişti. "Ah be Doğa arkadaşların arasında kendini yalnız hissettiğini biliyorum. Sana bir şey söyleyeceğim inanıp inanmamak sana kalmış, bazen senden ayrı buluşup çift çift takılıyorlar hiç akıllarına dahi gelmiyorsun. Bu yazının fotoğrafını gönderme aramızda."

Doğa bunun hakkında düşünmeye başladı "bunu yapmaları çok normal onların yanında yalnız kalıp üzülmemi istememişlerdir" dedi.

Üstünden biraz zaman geçtikten sonra kağıtta ki yazı değişmişti. "Doğa arkadaşlarına haber ver yeni görev için yarım saate çiçek sokaktaki piknik alanında olun." yazıyordu. Doğa hemen telefonunu eline aldı whatsApp grubuna girdi kağıdın fotoğrafını gönderdi.

***

Akif: Bahsettiği piknik alanı burası olmalı.

Uğur: Hadi girelim.

Piknik alanına girip çimenlere oturmuşlardı. Doğa çantasından kağıdı çıkarıp ortaya koydu.

Yazı değişiyordu; "Biraz geç kalsanız da gelebildiniz. Şimdi beni iyi dinleyin! Bu görevde eskiden olan bir göreve benzeyecek lafı uzatmadan anlatıyorum. Her biriniz bir kağıda benim seçtiğim kişiler hakkında gerçek düşüncelerinizi yazacaksınız. Siz kağıtları hazırlayın birazdan görüşürüz."

Akif: En azından daha kötülerini gördük.

Asena: Bir an önce başlayalım ki çabuk bitsin.

Dila: Kağıtlar hazır.

Toprak: Bu ne hız. Neyse alın birer kağıt.

Herkes eline bir kağıt ve kalem almıştı. Kağıtta ki yazı değişti: "Başlıyoruz! İlk olarak sen Uğur o kağıda Asena hakkında ki 'gerçek' görüşlerini yaz ve bunu arkadaşlarına oku."

Uğur: Asena demek, tamam.

Uğur bir süre yazdıktan sonra okumaya başladı. "Asena çok iyi bir kız iyi ki onunla tanışmışım bana bit kötülüğü olmadı bence kötü bir huyu da yok."

Ses konuşmaya başladı. "Aşk itirafını unuttun sanırım!"

Uğur: Evet Asena seni seviyorum ve sana aşığım.

Asena'nın yanakları kızarmıştı, utanıyordu.

Ses tekrar konuşmaya başladı. "Cesaretli çocuk seni bakalım Toprak ta senin kadar cesaretli mi? Evet Toprak senin yazacağın kişi şaşırmadığını umarak söylüyorum Dila."

Toprak: Dila çok güzel ve iyi bir kız bazen bazı mevzuları fazla uzatsa da iyi bir kız.

"Aşk itarıfi yok mu sende?"

Toprak: Ne? Aşk mı ne aşkı ya.

"Bu sefer insaflı olup zorlamayacağım."

Dila içten içe bu duruma üzülse de belli etmemeye çalışıyordu.

"Eveet sıra sende Akif senin yazacağın kişi Ayça."

Akif: Ayça'yı gerçekten seviyorum çok iyi bir kız her ne kadar bazı gerçekler olsa da onu hep seveceğim iyi ki varsın Ayça.

Ses daha sinirli bir şekilde konuşmaya başladı. "Aa yeter ama ya hepiniz aynı şeyleri zırvalıyorsunuz bu durum hoşuma gitmemeye başladı."

Doğa: Kesin bu sinirlenmenin arkasından bir şey çıkacak.

Asena: Korkmalı mıyız?

Dila: Bence korkmalıyız.

Ayça: Daha kötü ne olabilir ki.

Uğur: Bunu her söylediğimizde bir şeyler oluyor ama hadi hayırlısı.

"Daha fazla konuşmayın kendi aranızda. Şu an bulunduğunuz yerde çember kurarak oturun ve gözlerinizi kapatın."

Herkes tedirgin bir şekilde söylediğini yaptı.

***
Herkes etrafına bakıyordu ama kimse şu an oldukları yerin neresi olduğunu bilmiyordu.

Orası neresiydi? Her şey daha mı kötüye gidiyor? Tayfanın başına neler gelecek?

Yazar: Papates.

Sırayı Lca sana devrediyorum bir tanem :))

Gizemli Kasaba Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin