21. BÖLÜM

469 83 16
                                    


Narin'im miniğim kırılgan kızım.......
 bize çok güzel bir hafta yaşattın evimize geldi beşiğine yatıp uyudu odamıza mis kokusunu bıraktı ve gitti Narin kız melek oldu Çok erken daha Doyamadan gitti hoş evladı duydun mu ki benim en derin Yaram alıp alacaktı kalacaksın bu hayattan minik bebeğim mi buz gibi topraklara koydum çimde Bir Yangın Hatta yanardağ durdurup yollarını tutuyor etrafı yangın yerine çeviriyor sonra tekrar tekrar olup içimi dağılıyordu Bu böyle devam ediyordu yakın çevremin teselli sözleri dindiriyor da acımam şükürler olsun ki benim abdestin secdem Kur'an'ın en önemlisi de Rabbim vardı derdime ilaç yarama merhem Bu da imtihandı unutmayacaktın ama geçecek de bu da ben Can eşimle Bu sınavı da atacaktım elime bir an bile bırakmadı o benden Ben ondan güç aldım yavrumuzun anılarıyla kokusuyla teselli buluyorduk Buna ne kadar hazır olursa hazırdım,biliyordum sonu ama umudumuda söndürmedim hiç.Rabbim büyüktü değil mi?

     ~1 SENE SONRA~

  Acımızın üzerine tuzlar koyduk,buzlar koyduk derken sızısını indiremedik. Taki yeni Heyecanımıza kadar.Yine dinmedi ama hafifletti. 8 aylık hamileyim şuan.Hem de Rabbim çok acı çektin aldığımın yerine çift verdim dedi sanki, ikizlerim olacaktı dayıları gibi, biri oğlan biri kız miniklerimin. Verene bin şükür. Tuğçe ile doğumumuz aynı zamana denk geliyordu hemen,hemen. Tayinimizi Yusuf'un askerlik yaptığı yere aldırmıştık. Oraları görünce bize orada çok ihtiyaç olduğunu anlamıştı. Başta istememiştim ama bir haftalık gezi yapıp gidince ben de gönlümü bıraktım burada. Tuğçe'ler zaten önceden buraya benzer doğu görevlerini yaptıkları yerde ihtiyaç var demişlerdi. Daha fazla ayrı kalmadık onlar da aynı yere  görev yapmaya başladık. Ara ara hastane dışında köylerede gitmeye başladık. Hele kış gelince doğum için gelemiyorlardı hastalar, biz gidiyorduk. Berk Abilerin bir oğlu olmuştu, adı Musap. Yunus abimler sokak sokak suçlu kovalıyorlar. Halamı, Narin'imden 5 ay sonra kaybettik. Zehra annem çok yaşlandı. Hastalıklarla başetmeye çalışıyor. Arada ziyaretimize geliyor, gelincede biraz kalıyor. Narein'imden sonra bize çok kızdı pes etmek yok diyip bizi desteklemiş, yıkımamıza izin vermemişti. Aynı durumu tekrar yaşarız korkusuyla hep geri dursak da gerekli testler, tedaviler yapılmıştı. Ya Nasip niyet çıkmıştık bi daha anne-babalık yoluna. Şimdilik bi sorunumuz yoktu sağlıkları iyiydi yavrularımın.

   Ben duaların gücüne hep inandım. Köylere gidince, o kadar zor durumda insanlar görüyorduk ki, elimizden geldiğince maddiyatımız el verdikçe yardımda bulunuyorduk. Dua alıyorduk karşılığında. Elleri, yüzleri buluşuruz teyzeler, neneler öyle güzel dua ediyorlar ki bunları duymak mesleğimin en güzel yeri. Maalesef ki bi hafta sonra bu güzel dualara birazcık ara verecektim.
   Doğum iznine ayrılıyordum. Yarın Zehra annem yanıma geliyordu. İkiz doğum olunca her an gelebilirdi bu yaramazlar.
  Tuğçe ile aramızda yenge-görümce ya da 2 meslektaş ilişkisinden ayrı bir bağ vardı .Son zamanlarda sancıları yokladıkça abimi yiyip bitiriyor benide nasiplendiyordu bu huysuzluklarından. Onunda  bir kızı olacaktı  sürekli dua ediyordum kız halasına benzer inşallah diye. Neyimi  beğeniyorsa artık. Yine bir kış kıyamet gününde  acil köye gitmemiz gerekti. Ambulans Tuğçe, ben iki ebe binip yola çıkmıştık. Normalde tek tek gidiyorduk ama köyde yaşayan eski bir Ebe sezeryan olabileceğini söylemişti ona göre yola çıkmıştık. Buralarda işler o odayı süsleyip, güle oynaya giden çiftlerinki gibi gitmiyordu. Burda çocuklarına Sağ Salim kavuşturana şükrediyordu insanlar, ben zaten oldum bittim hiç sevmem öyle gösterişleri.
  Bata çıka,gide dura derken köye vardık. Köylüler kendi imkanlarıyla meydanda eski bir evi Güya sağlık ocağına çevirmişlerdi. İğne pansuman gibi işlerini eski ebe  yaparmış. Doğumu orada yaptırma kararı aldık. İmkanlar ne kadar verirse artık.  Rabbimin izniyle bebişe kavuşacaktık. Ters gidiyordu, saatlerce döndürmeye çalıştıksada olmadı. Sezeryana karar verdik. Uzun uğraşlar sonunda bir o kadar da yorucu ameliyatı sonsuz mutlulukla atlattık nur topu gibi bir oğlan aldık kucağımıza. Annenin de bebeğin de sağlık durumu iyiydi. Gerekli tedaviyi yaptıktan sonra yola koyulduk. Vakit yatsı vakti olmuştu. Her Yer Karanlık kar çoğalmıştı ve biz yolda kalmıştık. Köyde birkaç kişi size refakat ediyordu. Ambulans şoförümüz de olduk  başarılı, yaşınında verdiği tecrübeylede iyi iş çıkarıyor. Köyden çıkarken ufak ufak olan sancılarım artmaya başlamıştı. Ayakta çok durmaya bağlamıştım ama sıklaştıkça içim daralıyordu. Yusuf'un sesini duymak istesemde telefon çekmiyordu. Ambulansın içi dar geliyordu sanki araba ani fren yapınca olanlar oldu ve benim suyum gelmişti.....

    

                              BÖLÜM SONU........

BİZ İKİMİZ(TAMAMLANDI) Düzenlenleniyor.... Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin