~ 4. BÖLÜM ~

835 30 0
                                    

Medya ~ Miray Aksoy

Aralıklı olan perdeden gelen ışıklar gözlerimi açmama neden oluyordu. Yatakla haşir neşir olduğum 8 saati geride bıraktım. Düne göre daha dinç hissediyordum.

Savaş ile dün gece olan o yakınlaşmadan hemen sonra yanından ayrılıp odama gelmiştim. Bu kadar yakın olmak rahatsız etmişti. Her ne kadar beni kaçırıp bana kötü davranmasa da beni kaçırıp en büyük kötülüğü yapmıştı. Kendime bir çeki düzen verip bu saçmalığa kapılmamam gerekiyordu.

Bana babamın kendi elleriyle beni ona teslim ettiğini söylüyordu. Bunun gerçek olduğuna neden hemen inanmıştım, yalan söylemeyeceği ne malumdu? Bu kadar saf olmak zorunda mıydım? Offf hiç akıllanmazdım ben ya off...

Düşüncelerimi bir kenara bırakıp yavaşça yataktan kalktım, lavaboya ilerleyip elimi yüzümü yıkayıp tekrar yatağıma doğru ilerledim. Salona inip Savaş'ı görmek istemiyordum, evime dönmek istiyordum. Benim hayatım böyle olamazdı, ben böyle bir hayat istemiyorum. Yatağa tekrar uzanıp gözlerimi kapattım belki uyursam geçecekmiş gibiydi...

♦️

Aniden gelen gökgürültüsüyle yataktan sıçradım. Gece yatakta tek başıma korktuğum da kaçacağım yer belliydi. Babamın yanına gidip yattığımda dünyanın en güvenli en huzurlu yerinde olduğumu bilirdim. Hiçbir güç hiçbir kuvvet beni orada tehdit edemezdi.

Şimdi ise kimsesizdim..

Eşsiz ve benzersiz bir acının tam göbeğindeydim. Hangi yöne gideceğimi bilmeden çıkmazın ortasında kalakalmıştım. Kendime Savaş'tan uzak duracağımı söyledikten bu yana 1 hafta geçmişti ama içim hâlâ huzursuzdu.

Artık buna bir son verip bir şekilde bu evden gitmem gerekiyordu. Sonuç olarak bana güvenip kapıları kilitlemiyordu ve ben bu evde çok rahat dolaşabiliyordum. Bunun çözümünü bulup burdan kurtulmam lazımdı.

Bir haftadır Savaş'ı doğru düzgün görmüyordum. Odamdan dışarı çıkmıyor akşama kadar yatağın içinde yatıyordum. Savaş ise ara sıra odaya yemek bırakıp çıkıyordu.

Çok fena susamıştım ve odamda suyum bitmişti mutfağa gidip su almam gerekiyordu. Yavaş adımlarla mutfağa doğru yürüdüm. Küçük bir sürahinin içerisine su doldurup mutfaktan çıktım. Aniden gelen gökgürültüyle beraber birden elimdeki sürahi yere düşüp cam kırıkları ordan oraya savruldu. Inanılmaz derece korkuyordum.

Tekrar gök gürleyince tiz bir çığlık çıktı dudaklarımdan. Yere çömelip kafamı dizlerimin üzerine koyup kulaklarımı kapattım. Bu sesleri duymak istemiyordum, babamın yatağında huzurlu bir şekilde babama sarılıp uyumak istiyordum. Çok mu şey istiyordum ben?

Birden kolum kavranıp yukarı doğru çekiştirilmişti. Korkuyla kafamı kaldırıp karşımdaki kişiye bakmıştım. Savaş endişeli gözlerle bana bakıyordu.

"Miray iyi misin?"

"B-ben çok k-korktum S-savaş" kekeleyerek konuşup birden savaşa sarıldım. Sanki Savaş beni bu korkudan kurtaracakmış gibi.

"Şşşt tamam yanındayım ben korkma." ellerini saçlarıma dokundurup kulağıma doğru fısıldamıştı. Şuan hiç bir şey düşünmek istemiyordum. Sadece şu saçma sapan korkumdan kurtulmak istiyordum.

Savaş beni kucaklayıp odama getirip yavaşça nazik bir şekilde yatağıma indirdi. Tekrar ayağa kalkacakken kolundan kavrayıp ürkek bakışlarımla ona bakıp masum bir şekilde konuştum.

"Gitme yanımda kal bu gece, lütfen beni bu şekilde burda yalnız bırakma" gözlerimiz buluşunca gözlerindeki endişeyi görebiliyordum. Başını hafifçe sallayıp "Tamam yanındayım hiç bir yere gitmiyorum yanındayım." Yavaşça elimi çekip yatağın üzerine bıraktım. Savaş pikeyi üzerime örtüp yanıma yavaşça oturdu. Ellerini saçlarıma gezdirip sessizce konuştu."Yanındayım ufaklık sen uyu  ben burdayım." Gözlerim yavaş yavaş kapanırken Savaş birşeyler daha söylüyordu ama neler söylediği tam olarak anlamıyordum ve yavaşça ruhumu uykuya teslim ettim.

♦️

Kalbimin üzerinde sanki bir buz parçası varmış gibi hissediyordum. Tam kalbimin üzerinde bir soğukluk yayılıyordu bedenime. Biri sanki karnımı esaslı bir yumruk sallamış gibiydi.

Kapı vurulduğunda uzandığım yataktan kapıya baktım fakat seslenmek içimden gelmedi. Hissizlik bütün bedenimi ele geçirmişti.

"Miray giriyorum?"diye seslendi Savaş.

Savaş bana doğru yürüyüp hissiz bakışlarla konuşmaya başladı.

"Iyi oldun mu?" donuk bakışlarımla Savaşa doğru bakıp; "Ne kadar iyi olabilirim ki? Sıcacık yuvamdan ettin sen beni. Güzel okulumdan, babamdan ettin. Senin benimle ne derdin var bırak artık beni, istemiyorum burda olmayı. Senden nefret ediyorum aşağılık herif." Sinirden deliye dönmüş, Savaşa vuruyordum.

"Miray beni kızdırıyorsun kendine gel." 

Devamını yazıcam


EmanetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin